Yöntem araştırmalarından söz etmek, özgürleşmeyi bir kayıtsızlık, sorumsuzluk ya da ilkesizlik; yani mücerred bir serbestleşme anlamında kavrayanlar açısından, insan özgürlüğünü sınırlandırmak anlamında olumsuz bir girişim olarak görülebilir. Ancak insan özgürlüğünün ve dolayısıyla toplumsal yönelişlerin tüm kayıt ve sınırlamalardan azade olduğunu söylemek, gerçekliğe uygun bir yaklaşım değildir. Zira insan özgürlüğü koşullar kadar yeteneklerle de alâkalı, sorumlu bir özgürlüktür. İnsan davranışlarının deterministçe bir yaklaşımla tümbelirlenmişliğini savunmak kadar, bu davranışların her türlü koşuldan azade olduğunu savunmak da, bu anlamda doğru bir yaklaşım olmaz. Seçme özgürlüğü ancak mevcutlar içinde veya yine mevcutlara dayanan bir özgürlüktür; öte yandan özgürlük, ancak sorumluluğun bulunuşuyla bir anlam kazanabilir. Sözgelimi çocuk için özgürlükten söz edemeyiz. Çünkü onun sorumluluğu söz konusu değildir. Sorumluluk ancak aklen reşit olmakla yani seçme yetisine sahip olmakla mümkündür. Bu anlamda bir ağacın veya bir kuşun özgürlüğünden söz etmek de ancak simgesel bir deyiştir. Zira özgürlük bilinçli olmayı gerektirir. Muhammed (a.s.)'ın gerçekleştirdiği toplumsal ve tarihsel dönüşüm, tam da bu dönüşümün temel üslup ve yöntemini çıkarsamamızı sağlayacak olan sosyopolitik niteliğini yitirerek bu dünyayı atlayan, sadece öte dünyaya yönelen, salt öte dünyacı bir kurtuluş sistemine dönüştürülmektedir. Oysa islam, nihai anlamda tevhidi bir anlayışa sahip olması nedeniyle, bu dünya öte dünya gibi bir kavramsal çerçeve içerisinde anlaşılabilir bir din/dünya anlayışı ortaya koymaz. Bilim (ve de hikmet), kuşkusuz ki neyi bilmek kadar neyi bilmemeyi de bilmek, yani kendi sınırlarına da vukufiyet anlamına gelmektedir. Elbet yaratılışın özgünlüğü ve biricikliği, davranışlarımızın geleceğe dönük kıldığı gibi, bizi de bu yaratılışın bir parçası kılar. Ama insan, diğer varlıklardan farklı olarak özgür ve sorumlu bir varlık olarak bu yaratılış sürecine aktif olarak da katıl-malıd-ır; ve ancak, bu sürece (olumlu ya da olumsuz, ama bilinçli) aktif olarak katılabildiği ölçüdedir ki o, bir insan olma vasfını da hak eder ve kazanır
Yöntem araştırmalarından söz etmek, özgürleşmeyi bir kayıtsızlık, sorumsuzluk ya da ilkesizlik; yani mücerred bir serbestleşme anlamında kavrayanlar açısından, insan özgürlüğünü sınırlandırmak anlamında olumsuz bir girişim olarak görülebilir. Ancak insan özgürlüğünün ve dolayısıyla toplumsal yönelişlerin tüm kayıt ve sınırlamalardan azade olduğunu söylemek, gerçekliğe uygun bir yaklaşım değildir. Zira insan özgürlüğü koşullar kadar yeteneklerle de alâkalı, sorumlu bir özgürlüktür. İnsan davranışlarının deterministçe bir yaklaşımla tümbelirlenmişliğini savunmak kadar, bu davranışların her türlü koşuldan azade olduğunu savunmak da, bu anlamda doğru bir yaklaşım olmaz. Seçme özgürlüğü ancak mevcutlar içinde veya yine mevcutlara dayanan bir özgürlüktür; öte yandan özgürlük, ancak sorumluluğun bulunuşuyla bir anlam kazanabilir. Sözgelimi çocuk için özgürlükten söz edemeyiz. Çünkü onun sorumluluğu söz konusu değildir. Sorumluluk ancak aklen reşit olmakla yani seçme yetisine sahip olmakla mümkündür. Bu anlamda bir ağacın veya bir kuşun özgürlüğünden söz etmek de ancak simgesel bir deyiştir. Zira özgürlük bilinçli olmayı gerektirir. Muhammed (a.s.)'ın gerçekleştirdiği toplumsal ve tarihsel dönüşüm, tam da bu dönüşümün temel üslup ve yöntemini çıkarsamamızı sağlayacak olan sosyopolitik niteliğini yitirerek bu dünyayı atlayan, sadece öte dünyaya yönelen, salt öte dünyacı bir kurtuluş sistemine dönüştürülmektedir. Oysa islam, nihai anlamda tevhidi bir anlayışa sahip olması nedeniyle, bu dünya öte dünya gibi bir kavramsal çerçeve içerisinde anlaşılabilir bir din/dünya anlayışı ortaya koymaz. Bilim (ve de hikmet), kuşkusuz ki neyi bilmek kadar neyi bilmemeyi de bilmek, yani kendi sınırlarına da vukufiyet anlamına gelmektedir. Elbet yaratılışın özgünlüğü ve biricikliği, davranışlarımızın geleceğe dönük kıldığı gibi, bizi de bu yaratılışın bir parçası kılar. Ama insan, diğer varlıklardan farklı olarak özgür ve sorumlu bir varlık olarak bu yaratılış sürecine aktif olarak da katıl-malıd-ır; ve ancak, bu sürece (olumlu ya da olumsuz, ama bilinçli) aktif olarak katılabildiği ölçüdedir ki o, bir insan olma vasfını da hak eder ve kazanır
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 105,00 | 105,00 |