İslâm Tarihi literatürü Hz. Peygamber (s) döneminden başlayıp gelişen Müslümanlardaki ilim geleneğinin önemli bir birikimidir. Müslümanlardaki tarih merakı beşerî ve geleneksel saiklerle geliştiği gibi gündelik hayatlarındaki ihtiyaçlarla ve dinî gerekçelerle de gelişme göstermiştir. Neticede Müslümanların asırlar içinde tarihin farklı alanlarıyla ilgili yazdıkları eserlerin sayıları binlerle ifade edilebilecek devasa bir birikime ulaşmıştır.
Esasen tarih için geçmişte yazılmış olan her metin kullanılacağı yere bağlı olmak üzere kaynak niteliği taşıyabilir. Yerine göre hadis ya da tefsir kitaplarında yer alan rivayetler kaynak olduğu gibi fıkıh ya da kelam alanında yazılmış metinlerde tarihçiler için pek çok malzeme bulmak mümkündür. Tarihçi şiirden sufilerin yazdıkları metinlere kadar her belgeyi değerlendirir ve kendisi için bazen temel kaynak bazen de tali kaynak niteliği taşır.
Şunu da ifade edelim ki eserlerin telif amacına ve konusuna bağlı olarak ihtisaslaşma kaçınılmaz olmuştur. Bu çerçevede erken dönemlerden itibaren siyer, biyografi, ensâb, fütuhat gibi alanlarda eserler telif edilmiştir.
Elinizdeki kitapta siyer, şemâil ve delâilü’n-nübüvve, biyografi, ensâb, genel tarih, fütuhât, şehir tarihleri, coğrafya ve siyaset alanında yazılmış olan eserler bir arada ele alınarak literatürün tasnifine ve değerlendirilmesine çalışılmıştır. Böylece kaynaklar ve kaynaklık değerleri hakkında genel bir çerçeve çizilmiştir. Bu çalışmanın özellikle akademik hayatın başlarında olan araştırmacılar için faydalı olacağını düşünüyoruz.
Faydalı olması dileğiyle…
İslâm Tarihi literatürü Hz. Peygamber (s) döneminden başlayıp gelişen Müslümanlardaki ilim geleneğinin önemli bir birikimidir. Müslümanlardaki tarih merakı beşerî ve geleneksel saiklerle geliştiği gibi gündelik hayatlarındaki ihtiyaçlarla ve dinî gerekçelerle de gelişme göstermiştir. Neticede Müslümanların asırlar içinde tarihin farklı alanlarıyla ilgili yazdıkları eserlerin sayıları binlerle ifade edilebilecek devasa bir birikime ulaşmıştır.
Esasen tarih için geçmişte yazılmış olan her metin kullanılacağı yere bağlı olmak üzere kaynak niteliği taşıyabilir. Yerine göre hadis ya da tefsir kitaplarında yer alan rivayetler kaynak olduğu gibi fıkıh ya da kelam alanında yazılmış metinlerde tarihçiler için pek çok malzeme bulmak mümkündür. Tarihçi şiirden sufilerin yazdıkları metinlere kadar her belgeyi değerlendirir ve kendisi için bazen temel kaynak bazen de tali kaynak niteliği taşır.
Şunu da ifade edelim ki eserlerin telif amacına ve konusuna bağlı olarak ihtisaslaşma kaçınılmaz olmuştur. Bu çerçevede erken dönemlerden itibaren siyer, biyografi, ensâb, fütuhat gibi alanlarda eserler telif edilmiştir.
Elinizdeki kitapta siyer, şemâil ve delâilü’n-nübüvve, biyografi, ensâb, genel tarih, fütuhât, şehir tarihleri, coğrafya ve siyaset alanında yazılmış olan eserler bir arada ele alınarak literatürün tasnifine ve değerlendirilmesine çalışılmıştır. Böylece kaynaklar ve kaynaklık değerleri hakkında genel bir çerçeve çizilmiştir. Bu çalışmanın özellikle akademik hayatın başlarında olan araştırmacılar için faydalı olacağını düşünüyoruz.
Faydalı olması dileğiyle…
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 176,40 | 176,40 |