İzmirli'nin önemi, yalnız eserlerinin değerinden ileri gelmez; kimi bilim dallarında kurucu bir görev yapmasından da kaynaklanır. Söz gelimi İzmirli, Türkiye'de felsefe tarihinin gerçek anlamda kurucusudur. Kendisinden önce bu alanda yapılmış bir çalışma yoktur ve bu çalışmaları, sonraki tüm çalışmalara öncülük, kaynaklık etmiştir. Ama ne yazık ki, O'nun bu alandaki çalışmaları da, tıpkı Kelam alanındaki özgün çalışmaları gibi, sürdürülüp geliştirilememiştir.
İzmirli'nin bu kuruculuk yönü ve eserlerinin değerini, başka bir düşünce tarihçimiz Hilmi Ziya şöyle açıklar: Tahsili mektep ve medrese olduğu için, Şark ve Garp arasında köprü olan neslin tipik örneği olarak gösterilebilir. İslam Felsefesinde, Kelam ve Fıkıhta yeni metodları kullanarak, kurucu denecek derecede tarihçi meziyeti göstermiştir. Kendisinden önce bu ilimlerin tarihini inceleyen gelmemiştir. Bazı eksikleriyle birlikte, her üç ilmin tarihinde çağdaş düşünce açısından yaptığı incelemeler emsalsiz değerdedir. Kitaplarında derin tahlile girmekten ziyade kısa ve açık ifade ve özetler vermeyi tercih eder. Sınıflamalara ve bibliyografik bilgiye değer verir. Kelam problemlerini, Ortaçağ kanıtları ile bırakmayarak aynı problemlerin karşılığı olan batı Ortaçağı ve modern filozofların kanıtları ile karşılaştırmaktadır. (H. Ziya Ülken, Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi, s. 276)
İzmirli'nin felsefe alanındaki bir bölümü kitaplaşmış önceki çalışmaları da önemlidir; ama O'nun asıl kuruculuk niteliği, bu alandaki kitaplaşmamış son çalışmasında kendini gösterir: İslam'da Felsefe Cereyanları. Darülfünun İlahiyat Fakültesi Mecmuası'nda bölümler halinde yayımlanan bu özgün çalışma, kimi eksiklerine karşın, bugün bile aşılamamış, kaynaklık niteliğini yitirmemiştir.
İzmirli'nin önemi, yalnız eserlerinin değerinden ileri gelmez; kimi bilim dallarında kurucu bir görev yapmasından da kaynaklanır. Söz gelimi İzmirli, Türkiye'de felsefe tarihinin gerçek anlamda kurucusudur. Kendisinden önce bu alanda yapılmış bir çalışma yoktur ve bu çalışmaları, sonraki tüm çalışmalara öncülük, kaynaklık etmiştir. Ama ne yazık ki, O'nun bu alandaki çalışmaları da, tıpkı Kelam alanındaki özgün çalışmaları gibi, sürdürülüp geliştirilememiştir.
İzmirli'nin bu kuruculuk yönü ve eserlerinin değerini, başka bir düşünce tarihçimiz Hilmi Ziya şöyle açıklar: Tahsili mektep ve medrese olduğu için, Şark ve Garp arasında köprü olan neslin tipik örneği olarak gösterilebilir. İslam Felsefesinde, Kelam ve Fıkıhta yeni metodları kullanarak, kurucu denecek derecede tarihçi meziyeti göstermiştir. Kendisinden önce bu ilimlerin tarihini inceleyen gelmemiştir. Bazı eksikleriyle birlikte, her üç ilmin tarihinde çağdaş düşünce açısından yaptığı incelemeler emsalsiz değerdedir. Kitaplarında derin tahlile girmekten ziyade kısa ve açık ifade ve özetler vermeyi tercih eder. Sınıflamalara ve bibliyografik bilgiye değer verir. Kelam problemlerini, Ortaçağ kanıtları ile bırakmayarak aynı problemlerin karşılığı olan batı Ortaçağı ve modern filozofların kanıtları ile karşılaştırmaktadır. (H. Ziya Ülken, Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi, s. 276)
İzmirli'nin felsefe alanındaki bir bölümü kitaplaşmış önceki çalışmaları da önemlidir; ama O'nun asıl kuruculuk niteliği, bu alandaki kitaplaşmamış son çalışmasında kendini gösterir: İslam'da Felsefe Cereyanları. Darülfünun İlahiyat Fakültesi Mecmuası'nda bölümler halinde yayımlanan bu özgün çalışma, kimi eksiklerine karşın, bugün bile aşılamamış, kaynaklık niteliğini yitirmemiştir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 30,00 | 30,00 |