İş Sırrının Korunması ve Rekabet Yasağı Sözleşmesi

iş ilişkisinin bitiminden sonra kullanılması işverenin piyasadaki rekabet gücünü oldukça zayıflatacak bir durumdur. Bu tehlikeye karşı işverenin haklı menfaatinin korunması için işçilerin çalıştıkları süre boyunca işverenleriyle rekabet etmesi kanunen yasaklanmış ve iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte kanunda belirtilen sınırlamalar doğrultusunda işçi ile yapılan rekabet yasağı sözleşmesi imkânı işverene sağlanmıştır. Kural olarak rekabet yasağı sözleşmesi tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Rekabet yasağı sözleşmesi ile birlikte işçi işveren ile olan hizmet sözleşmesinin son bulmasından sonra belirlenen yerlerde, belirlenen süreyle ve belirlenen konularda işvereni ile rekabet etmemekle yükümlü olur. Ancak işçi iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte işvereni ile rekabete girişecek bir davranıştan kaçınma borcu altındayken işverenin herhangi bir karşı edimde bulunma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu durum işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye düşürmektedir. Zira rekabet yasağı kaydı, işçinin anayasa ile korunan çalışma özgürlüğüne önemli bir müdahaledir. Rekabet yasağı kaydı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444 ile 447. maddelerinde düzenlenmiştir. Her ne kadar rekabet yasağı sözleşmesi mevcut hükümler çerçevesinde düzenlenmiş ve bir takım sınırlamalara yer verilmişse, işçinin ekonomik geleceği ve işverenin korunması gereken haklı menfaati arasındaki dengeyi sağlayabilme açısından yetersiz kalmıştır. Kanaatimizce bu dengenin sağlanması ve olması gereken hukuk düzeyine ulaşabilmek adına yeni bir yasal düzenlemenin yapılması isabetli olacaktır.