İnsanın var olduğu günden itibaren savaş, bir güç ve iktidar mücadelesi olarak dünya sahnesinde yer almaktadır. Savaşın içinde yer alan bir unsur olarak psikolojik harp ise günümüze kadar olan süreçte değişen savaş tanımlarına rağmen ehemmiyetini korumuştur…
Psikolojik harp, sivil, asker ve yarı-askerî grupların sıcak bir çatışmaya girmeden hasım grubun savaşma kabiliyetini, kudretini istinat ettiği manevi kuvvetleri, bağlı oldukları ideolojik yapı ve metafiziksel gerekçeleri etkisiz hale getirmek suretiyle düşmanın kesin olarak mağlubiyetini sağlayana kadar devam eden faaliyetlerdir…
Fransız sosyolog Gustave Le Bon’un dediği gibi, “Kullanılması bilinirse psikolojinin tersanelerinde dünyanın en kudretli toplarından daha etkili silahlar vardır.” Üstelik bu silahlar, nizami savaşta kullanılan bütün konvansiyonel silahlardan daha az maliyetli ve uzun süreli kullanılabilme kapasitesine sahiptir. Başka bir ifadeyle psikolojik harbin sonuçları, nizami bir savaşın getirilerinden daha fazla olup, etkisini daha uzun koruyabilmektedir…
Tarihin gördüğü ilk topyekun harp olan Birinci Dünya Savaşı’nda ise hukuken tarafsızlığını koruyan, fakat fiilen harbin içinde bulunan İran, gerek coğrafi konumu ve savaşta oynayabileceği potansiyel rolü gerek demografik yapısı nedeniyle harp boyunca sınırsız psikolojik harp faaliyetine sahne olacaktır…
“İşte bu araştırmada genç bilim adamı Mehmet Mert ÇAM, ‘Büyük Harp’in en çetin devletlerarası rekabet ve çatışma günlerinde İran’daki istihbarat savaşını gün yüzüne çıkmamış arşiv belgelerine dayanarak ortaya koymaktadır. Uluslararası espiyonaj literatüründe ‘Büyük Oyun’ denen o kurtlar boğuşmasının İran ayağı bütün boyutlarıyla adeta bir belgesel film tadında kağıda dökülmüş. Tebrike şayan bir eser.”
İnsanın var olduğu günden itibaren savaş, bir güç ve iktidar mücadelesi olarak dünya sahnesinde yer almaktadır. Savaşın içinde yer alan bir unsur olarak psikolojik harp ise günümüze kadar olan süreçte değişen savaş tanımlarına rağmen ehemmiyetini korumuştur…
Psikolojik harp, sivil, asker ve yarı-askerî grupların sıcak bir çatışmaya girmeden hasım grubun savaşma kabiliyetini, kudretini istinat ettiği manevi kuvvetleri, bağlı oldukları ideolojik yapı ve metafiziksel gerekçeleri etkisiz hale getirmek suretiyle düşmanın kesin olarak mağlubiyetini sağlayana kadar devam eden faaliyetlerdir…
Fransız sosyolog Gustave Le Bon’un dediği gibi, “Kullanılması bilinirse psikolojinin tersanelerinde dünyanın en kudretli toplarından daha etkili silahlar vardır.” Üstelik bu silahlar, nizami savaşta kullanılan bütün konvansiyonel silahlardan daha az maliyetli ve uzun süreli kullanılabilme kapasitesine sahiptir. Başka bir ifadeyle psikolojik harbin sonuçları, nizami bir savaşın getirilerinden daha fazla olup, etkisini daha uzun koruyabilmektedir…
Tarihin gördüğü ilk topyekun harp olan Birinci Dünya Savaşı’nda ise hukuken tarafsızlığını koruyan, fakat fiilen harbin içinde bulunan İran, gerek coğrafi konumu ve savaşta oynayabileceği potansiyel rolü gerek demografik yapısı nedeniyle harp boyunca sınırsız psikolojik harp faaliyetine sahne olacaktır…
“İşte bu araştırmada genç bilim adamı Mehmet Mert ÇAM, ‘Büyük Harp’in en çetin devletlerarası rekabet ve çatışma günlerinde İran’daki istihbarat savaşını gün yüzüne çıkmamış arşiv belgelerine dayanarak ortaya koymaktadır. Uluslararası espiyonaj literatüründe ‘Büyük Oyun’ denen o kurtlar boğuşmasının İran ayağı bütün boyutlarıyla adeta bir belgesel film tadında kağıda dökülmüş. Tebrike şayan bir eser.”
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 84,00 | 84,00 |