Irkçılık, farklı biçimleriyle onyıllardır toplumsal bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Dijital çağ ile birlikte ırkçılık ve yabancı düşmanlığını yaymak çok daha kolaylaşmıştır. Bireyler ve gruplar artık çok daha fazla kişiye insana rahatlıkla ulaşmakta ve ırkçılık, nefret ve yabancı düşmanlığı yaygınlaşmaktadır. Dolayısıyla devletler ve kanun koyucular da internet yönetişimini toplumsal hayatın bir parçası olarak ele alarak hukuki düzenlemelere gitmektedir. Twitter ve Youtube engellemeleri başta olmak üzere, birçok yasaklamayı Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyarak iptalini sağlayan ve internette düşünce ve ifade özgürlüğü mücadelesini yıllardır sürdüren Prof. Dr. Yaman Akdeniz bu kez madalyonun diğer yüzüne bakarak ırkçılık ve nefret söyleminin nasıl ve hangi araçlar üzerinden yayıldığını inceliyor, kamu otoritelerinin, uluslararası, bölgesel ve ulusal organların bunlarla nasıl mücadele ettiğini değerlendiriyor. Devletlerin ırkçılık ve nefret söylemleri ile yayılan içeriği yönetme ve kontrol etme yöntemleri ve modellerini gözden geçiren bu eser, başta Avrupa olmak üzere, birçok bölgeden örneklerle yaklaşımları ve yetki sorunlarını ortaya koyuyor. Avrupa Irkçılık, farklı biçimleriyle onyıllardır toplumsal bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Dijital çağ ile birlikte ırkçılık ve yabancı düşmanlığını yaymak çok daha kolaylaşmıştır. Bireyler ve gruplar artık çok daha fazla kişiye insana rahatlıkla ulaşmakta ve ırkçılık, nefret ve yabancı düşmanlığı yaygınlaşmaktadır. Dolayısıyla devletler ve kanun koyucular da internet yönetişimini toplumsal hayatın bir parçası olarak ele alarak hukuki düzenlemelere gitmektedir. Twitter ve Youtube engellemeleri başta olmak üzere, birçok yasaklamayı Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyarak iptalini sağlayan ve internette düşünce ve ifade özgürlüğü mücadelesini yıllardır sürdüren Prof. Dr. Yaman Akdeniz bu kez madalyonun diğer yüzüne bakarak ırkçılık ve nefret söyleminin nasıl ve hangi araçlar üzerinden yayıldığını inceliyor, kamu otoritelerinin, uluslararası, bölgesel ve ulusal organların bunlarla nasıl mücadele ettiğini değerlendiriyor. Devletlerin ırkçılık ve nefret söylemleri ile yayılan içeriği yönetme ve İnsan Hakları Mahkemesi’nin de nefret söylemlerine yönelik yaptırımlarını değerlendirirken, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı düzeyindeki gelişmeleri de ele alarak Birleşmiş Milletler düzeyinde politika oluşturma girişimleri ele alınıyor. Son olarak, ulusal ve uluslararası düzenleme çabalarının ne kadar verimli olduklarını tartışırken, alternatif ve ek önlemler de değerlendiriliyor. İnternette Irkçılık, günümüzün en önemli toplumsal problemlerinden biri olan ırkçılık ve nefret söyleminin, aynı şekilde günümüzde en çok kullanılan iletişim aracı olan internetteki tezahürlerini konu ederek bilgilendirici, zihin açıcı ve yol gösterici bir eser niteliği taşıyor.
Irkçılık, farklı biçimleriyle onyıllardır toplumsal bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Dijital çağ ile birlikte ırkçılık ve yabancı düşmanlığını yaymak çok daha kolaylaşmıştır. Bireyler ve gruplar artık çok daha fazla kişiye insana rahatlıkla ulaşmakta ve ırkçılık, nefret ve yabancı düşmanlığı yaygınlaşmaktadır. Dolayısıyla devletler ve kanun koyucular da internet yönetişimini toplumsal hayatın bir parçası olarak ele alarak hukuki düzenlemelere gitmektedir. Twitter ve Youtube engellemeleri başta olmak üzere, birçok yasaklamayı Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyarak iptalini sağlayan ve internette düşünce ve ifade özgürlüğü mücadelesini yıllardır sürdüren Prof. Dr. Yaman Akdeniz bu kez madalyonun diğer yüzüne bakarak ırkçılık ve nefret söyleminin nasıl ve hangi araçlar üzerinden yayıldığını inceliyor, kamu otoritelerinin, uluslararası, bölgesel ve ulusal organların bunlarla nasıl mücadele ettiğini değerlendiriyor. Devletlerin ırkçılık ve nefret söylemleri ile yayılan içeriği yönetme ve kontrol etme yöntemleri ve modellerini gözden geçiren bu eser, başta Avrupa olmak üzere, birçok bölgeden örneklerle yaklaşımları ve yetki sorunlarını ortaya koyuyor. Avrupa Irkçılık, farklı biçimleriyle onyıllardır toplumsal bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Dijital çağ ile birlikte ırkçılık ve yabancı düşmanlığını yaymak çok daha kolaylaşmıştır. Bireyler ve gruplar artık çok daha fazla kişiye insana rahatlıkla ulaşmakta ve ırkçılık, nefret ve yabancı düşmanlığı yaygınlaşmaktadır. Dolayısıyla devletler ve kanun koyucular da internet yönetişimini toplumsal hayatın bir parçası olarak ele alarak hukuki düzenlemelere gitmektedir. Twitter ve Youtube engellemeleri başta olmak üzere, birçok yasaklamayı Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyarak iptalini sağlayan ve internette düşünce ve ifade özgürlüğü mücadelesini yıllardır sürdüren Prof. Dr. Yaman Akdeniz bu kez madalyonun diğer yüzüne bakarak ırkçılık ve nefret söyleminin nasıl ve hangi araçlar üzerinden yayıldığını inceliyor, kamu otoritelerinin, uluslararası, bölgesel ve ulusal organların bunlarla nasıl mücadele ettiğini değerlendiriyor. Devletlerin ırkçılık ve nefret söylemleri ile yayılan içeriği yönetme ve İnsan Hakları Mahkemesi’nin de nefret söylemlerine yönelik yaptırımlarını değerlendirirken, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı düzeyindeki gelişmeleri de ele alarak Birleşmiş Milletler düzeyinde politika oluşturma girişimleri ele alınıyor. Son olarak, ulusal ve uluslararası düzenleme çabalarının ne kadar verimli olduklarını tartışırken, alternatif ve ek önlemler de değerlendiriliyor. İnternette Irkçılık, günümüzün en önemli toplumsal problemlerinden biri olan ırkçılık ve nefret söyleminin, aynı şekilde günümüzde en çok kullanılan iletişim aracı olan internetteki tezahürlerini konu ederek bilgilendirici, zihin açıcı ve yol gösterici bir eser niteliği taşıyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 135,05 | 135,05 |