Uygarlığın doğuşundan bu yana ve özellikle deniz felaketlerini izleyen süreçte, deniz rizikoları ve gemi maliklerinin üçüncü kişilere karşı artan sorumlulukları giderek karmaşık bir hâl almıştır. Bu yüzden, P&I sigorta ilişkisinin üçüncü kişisi konumundaki ve gemi malikleri ile kulüpler karşısında görece güçsüz olan kişileri koruyabilmek adına, bu hususta hukuki bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu fark edilmiş ve sonucunda uluslararası sözleşmeler akdedilerek bu sözleşmeler iç hukuklara entegre edilmiştir.
İlk olarak, gemi maliklerine bu uluslararası sözleşmelerden doğan sorumlulukları için finansal güvence sağlama yükümlülüğü getirilmiştir ki bu uygulamada çoğunlukla P&I kulüpleri tarafından sigorta sözleşmesi şeklinde sağlanmaktadır. Bunun yanı sıra, gemi maliklerinin ödemede acze düşmesi hâlinde üçüncü kişiler ödemesiz kalabilecektir. Dahası, kulüpler ve üçüncü kişiler arasında sözleşmenin nispiliği prensibi gereği bir sözleşme ilişkisi yoktur. Diğer bir deyişle, üçüncü kişiler kulüpleri dava edememektedir. Dolayısıyla zorunlu sigortaya ilaveten, üçüncü kişilerin finansal yönden gemi maliklerine ve (hatta karşılıklılık ilkesi uyarınca) diğer sigortacılara nazaran daha güçlü konumdaki kulüplere dava açabilmesinin temini amacıyla onlara doğrudan dava hakkı tanınmıştır.
Ne sigortayı zorunlu kılmak ne de doğrudan dava hakkı tanımak bu sorunu gereği gibi çözmeyecektir zira kulüpler, üyelerinin önce ödemekle yükümlü oldukları ödemeleri yaptıktan sonra ancak kulüpler tarafından masraflarının karşılanacağına ilişkin olan “önce ödeme” kuralını doğrudan davalarda üçüncü kişilere karşı bir def’i olarak ileri sürebileceklerdir. Bu yüzden “önce ödeme” kuralından deniz hukukunun bazı alanlarında vazgeçilmiştir. Ancak bunun mefhum-u muhalifinden çıkan sonuç, bu kuralın hâlen diğer bazı alanlarda geçerliliğini koruduğudur. İdeal çözüm kulüpler ve üçüncü kişiler arasında kulüplerin bu savunmayı ileri süremeyecekleri doğrudan bir bağlantı kurmaktır. Ancak o zaman bile, hangi taleplerin ne ölçüde bu şekilde korunması gerektiği tespit edilmelidir. Özetle, P&I sigortasınca teminat altına alınan talepler bu doğrultuda analiz edilmiştir.
Uygarlığın doğuşundan bu yana ve özellikle deniz felaketlerini izleyen süreçte, deniz rizikoları ve gemi maliklerinin üçüncü kişilere karşı artan sorumlulukları giderek karmaşık bir hâl almıştır. Bu yüzden, P&I sigorta ilişkisinin üçüncü kişisi konumundaki ve gemi malikleri ile kulüpler karşısında görece güçsüz olan kişileri koruyabilmek adına, bu hususta hukuki bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu fark edilmiş ve sonucunda uluslararası sözleşmeler akdedilerek bu sözleşmeler iç hukuklara entegre edilmiştir.
İlk olarak, gemi maliklerine bu uluslararası sözleşmelerden doğan sorumlulukları için finansal güvence sağlama yükümlülüğü getirilmiştir ki bu uygulamada çoğunlukla P&I kulüpleri tarafından sigorta sözleşmesi şeklinde sağlanmaktadır. Bunun yanı sıra, gemi maliklerinin ödemede acze düşmesi hâlinde üçüncü kişiler ödemesiz kalabilecektir. Dahası, kulüpler ve üçüncü kişiler arasında sözleşmenin nispiliği prensibi gereği bir sözleşme ilişkisi yoktur. Diğer bir deyişle, üçüncü kişiler kulüpleri dava edememektedir. Dolayısıyla zorunlu sigortaya ilaveten, üçüncü kişilerin finansal yönden gemi maliklerine ve (hatta karşılıklılık ilkesi uyarınca) diğer sigortacılara nazaran daha güçlü konumdaki kulüplere dava açabilmesinin temini amacıyla onlara doğrudan dava hakkı tanınmıştır.
Ne sigortayı zorunlu kılmak ne de doğrudan dava hakkı tanımak bu sorunu gereği gibi çözmeyecektir zira kulüpler, üyelerinin önce ödemekle yükümlü oldukları ödemeleri yaptıktan sonra ancak kulüpler tarafından masraflarının karşılanacağına ilişkin olan “önce ödeme” kuralını doğrudan davalarda üçüncü kişilere karşı bir def’i olarak ileri sürebileceklerdir. Bu yüzden “önce ödeme” kuralından deniz hukukunun bazı alanlarında vazgeçilmiştir. Ancak bunun mefhum-u muhalifinden çıkan sonuç, bu kuralın hâlen diğer bazı alanlarda geçerliliğini koruduğudur. İdeal çözüm kulüpler ve üçüncü kişiler arasında kulüplerin bu savunmayı ileri süremeyecekleri doğrudan bir bağlantı kurmaktır. Ancak o zaman bile, hangi taleplerin ne ölçüde bu şekilde korunması gerektiği tespit edilmelidir. Özetle, P&I sigortasınca teminat altına alınan talepler bu doğrultuda analiz edilmiştir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 207,00 | 207,00 |