Nura hasret Hindistan'ın karanlıklar içinde kaldığı zamandı...
Hicri 971 yılında (Miladi 1563) Delhi taraflarında ancak erbabının fark edebildiği bir kehkeşan parlaklığı belirdi. Gittikçe koyulaşan karanlık ve artan kasavet sebebiyle gözleri maddeye dönük olanların pek fark edemediği bu parlaklık, Serhend (Sirhind) şehrinde sahabe samimiyetinin yaşandığı bir evden geliyordu. Cesaret ve adalet timsali Hazret-i Ömer'in yirmi sekizinci nesilden bir torunu dünyaya teşrif etmişti.
Baba Abdülahad Efendi gördüğü müjdeli bir rüya vesilesiyle çocuğuna Ahmed adını verdi. Yetişmesi için hususi bir itina gösterdi.
O zaman insanlara, yaşadıkları hayata ve taşıdıkları hâllerine uygun lakaplar takmak yaygın bir âdetti. Hindistan'ı saran karanlığın içinde manen ayın bedir hâli gibi parlamaya başlamasından dolayı Ahmed'e "Bedreddin" lakabı verildi. Hazret-i Ömer'in hususiyetlerini müşahede eden hocaları ona "Faruki" sıfatını verdiler. Hicrî ikinci bin yılın başlarında dinde tecdid hareketini başlattığı için, "İkinci bin yılın yenileyicisi" anlamında "Müceddid-i Elf-i Sânî" unvanıyla anıldı. Ama insanların zihninde "Kendini Rabb'ine adayan imam" kanaati yerleştiği için diğer ad ve lakaplarından ziyade "İmam-ı Rabbani" adıyla tanındı.
Bütün unvan, lakap ve sıfatlarıyla İmam-ı Rabani'yi tanımak, eserleri ve hizmetleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmak isteyenler için bu kitap büyük bir fırsat sunuyor. Yazarın kendine has akıcı üslubuyla bir nefeste, hayranlıkla okuyacaksınız.
Nura hasret Hindistan'ın karanlıklar içinde kaldığı zamandı...
Hicri 971 yılında (Miladi 1563) Delhi taraflarında ancak erbabının fark edebildiği bir kehkeşan parlaklığı belirdi. Gittikçe koyulaşan karanlık ve artan kasavet sebebiyle gözleri maddeye dönük olanların pek fark edemediği bu parlaklık, Serhend (Sirhind) şehrinde sahabe samimiyetinin yaşandığı bir evden geliyordu. Cesaret ve adalet timsali Hazret-i Ömer'in yirmi sekizinci nesilden bir torunu dünyaya teşrif etmişti.
Baba Abdülahad Efendi gördüğü müjdeli bir rüya vesilesiyle çocuğuna Ahmed adını verdi. Yetişmesi için hususi bir itina gösterdi.
O zaman insanlara, yaşadıkları hayata ve taşıdıkları hâllerine uygun lakaplar takmak yaygın bir âdetti. Hindistan'ı saran karanlığın içinde manen ayın bedir hâli gibi parlamaya başlamasından dolayı Ahmed'e "Bedreddin" lakabı verildi. Hazret-i Ömer'in hususiyetlerini müşahede eden hocaları ona "Faruki" sıfatını verdiler. Hicrî ikinci bin yılın başlarında dinde tecdid hareketini başlattığı için, "İkinci bin yılın yenileyicisi" anlamında "Müceddid-i Elf-i Sânî" unvanıyla anıldı. Ama insanların zihninde "Kendini Rabb'ine adayan imam" kanaati yerleştiği için diğer ad ve lakaplarından ziyade "İmam-ı Rabbani" adıyla tanındı.
Bütün unvan, lakap ve sıfatlarıyla İmam-ı Rabani'yi tanımak, eserleri ve hizmetleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmak isteyenler için bu kitap büyük bir fırsat sunuyor. Yazarın kendine has akıcı üslubuyla bir nefeste, hayranlıkla okuyacaksınız.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 3,34 | 3,34 |