M. Emin Saraç Hocaefendi; ilmi, teliften ziyade tedriste arayan ve bir gün bu topraklarda İslâmî ilimlerin amele döküleceği bir ortamın oluşacağına inanan, Ehl-i Sünnet anlayışının müntesibi bir âlimdir. Kendisine “Hocam” diye hitap edildiğinde, “Siz benim yetiştiğim ve gördüğüm o Osmanlı ulemâsını görmediğiniz için bize hoca olarak hitap ediyorsunuz.” mütevazı cümlesini dilinden düşürmemiştir. Genç yaşta ilim tahsili için çıktığı sefer, hiçbir zaman nihayete ermemiştir. İlim tahsil ettiği Hocası Ali Haydar Efendi’nin kendisine öğrettiği şekilde, tedris ile meşgul olma vazifesinden bir an geri kalmamıştır.
İslâm dünyasında şöhreti afakı tutan büyük allâme Zahid el-Kevseri’den mücazdır. M. Emin Saraç Hocaefendi, medreselerde okutulan özellikle tefsir, hadis ve fıkıh alanındaki pek çok eseri Fatih Camiinde ve diğer camilerde defalarca talebelerine okutmuş ve onlardan da bu eserleri okutmalarını istemiştir. İlmin özellikle büyük camilerde halka hâlinde ders usulü ile tedris edilmesine büyük önem vermiştir. İlmin en üst rütbe olduğu buyruğuna samimi olarak inanan Hocaefendi, ilmin feyz ve bereketinin ilim insanının makam, mevki, ünvan sevdasından vazgeçmesine bağlı olduğuna inanmış ve bunun olabileceğini de hayatı ile örneklendirmiştir. Kendisini ilim talibi olarak tavsif etmiş olup “Ben hâlâ talebeyim.” sözünü sürekli tekrarlamaktadır. Müslümanların hayattan kopmamaları, ictimaî hadiseleri takip etmeleri ve İslâmî şuura sahip olmaları gerektiği sürekli talebelerine telkin ettiği bir husustur.
M. Emin Saraç Hocaefendi; ilmi, teliften ziyade tedriste arayan ve bir gün bu topraklarda İslâmî ilimlerin amele döküleceği bir ortamın oluşacağına inanan, Ehl-i Sünnet anlayışının müntesibi bir âlimdir. Kendisine “Hocam” diye hitap edildiğinde, “Siz benim yetiştiğim ve gördüğüm o Osmanlı ulemâsını görmediğiniz için bize hoca olarak hitap ediyorsunuz.” mütevazı cümlesini dilinden düşürmemiştir. Genç yaşta ilim tahsili için çıktığı sefer, hiçbir zaman nihayete ermemiştir. İlim tahsil ettiği Hocası Ali Haydar Efendi’nin kendisine öğrettiği şekilde, tedris ile meşgul olma vazifesinden bir an geri kalmamıştır.
İslâm dünyasında şöhreti afakı tutan büyük allâme Zahid el-Kevseri’den mücazdır. M. Emin Saraç Hocaefendi, medreselerde okutulan özellikle tefsir, hadis ve fıkıh alanındaki pek çok eseri Fatih Camiinde ve diğer camilerde defalarca talebelerine okutmuş ve onlardan da bu eserleri okutmalarını istemiştir. İlmin özellikle büyük camilerde halka hâlinde ders usulü ile tedris edilmesine büyük önem vermiştir. İlmin en üst rütbe olduğu buyruğuna samimi olarak inanan Hocaefendi, ilmin feyz ve bereketinin ilim insanının makam, mevki, ünvan sevdasından vazgeçmesine bağlı olduğuna inanmış ve bunun olabileceğini de hayatı ile örneklendirmiştir. Kendisini ilim talibi olarak tavsif etmiş olup “Ben hâlâ talebeyim.” sözünü sürekli tekrarlamaktadır. Müslümanların hayattan kopmamaları, ictimaî hadiseleri takip etmeleri ve İslâmî şuura sahip olmaları gerektiği sürekli talebelerine telkin ettiği bir husustur.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 22,75 | 22,75 |