İhmali Suçlarda İştirak

Stok Kodu:
9786052648780
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
378
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-06
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Kategori:
%10 indirimli
480,00TL
432,00TL
9786052648780
802525
İhmali Suçlarda İştirak
İhmali Suçlarda İştirak
432.00

Suç teorisinin en ihtilaflı konularından olan ihmal ve iştirakin yolunun kesiştiği bu tez, söz konusu birlikteliğin beraberinde getirdiği çok sayıda soruna temas etme ve bu sorunlara yönelik çözüm arayışında Türk ceza hukuku öğretisine ufak da olsa bir katkıda bulunma gayesiyle kaleme alınmıştır. Çalışmada güdülen amaç mutlak doğrulara ulaşmak değil, kendi içinde tutarlı ve suç teorisinin genel ilkeleriyle uyumlu sonuçlar elde etmektir.

İhmalin ontolojik bir karaktere sahip olup olmadığı noktasında başlayan tartışmalar, onun nedensel değeri ve icrai hareketten ayrımı konularındaki görüş ayrılıkları ile devam etmektedir. Yapısal olarak icrai hareketten farklı olan bu davranış biçiminin icra ile birlikte bir üst başlık altında ele alınıp alınamayacağı dahi ciddiyetle sorgulanmaktadır. Seçilecek terminoloji ne olursa olsun ihmalin ontolojik sahada icra ile bir müşterekliğe sahip olduğu ve normatif bir değerlendirme ile ceza sorumluluğuna esas teşkil edebilen bir davranış biçimi olduğunun kabulü ile iştirak sahasında bu iki davranışın birbirine bağlanması da mümkün hale gelmektedir. İhmal sahasında faillik ve şeriklik ayrımının mümkün olup olmadığı ve mümkünse bu ayrımda kullanılacak ölçütün ne olduğu sorusu tezin sac ayaklarından birini oluşturmaktadır. Tezin ikinci bölümünde cevap aranan bu soruyu tezin üçüncü bölümünde iştirak türlerinin ihmal alanındaki görünüm biçimine ilişkin incelemeler takip etmektedir. Bu bölümde uygulamadan da örneklere yer verilerek son derece soyut olan çalışma konusunun mümkün olduğunca somut hale getirilmesi amaçlanmıştır.

İtiraf etmek gerekir ki tezin yazımı sürecinde konuya dair Alman hukukundaki zengin birikimden de yararlanma gayreti gösterilirken ana dilde dahi anlaşılması ve ifadesi zor olan bu çetrefilli konuyu yabancı bir dilden anlamak ve aktarmanın zorluğu fazlasıyla hissedilmiştir. Öte yandan dilin düşünceyi nasıl şekillendirdiğine bir kez daha tanıklık etmiş ve bu çalışmanın ceza hukuku sahasına ilişkin olarak bana sağladığı katkıların yanına bu tecrübeyi de eklemiş bulunmaktayım.

Suç teorisinin en ihtilaflı konularından olan ihmal ve iştirakin yolunun kesiştiği bu tez, söz konusu birlikteliğin beraberinde getirdiği çok sayıda soruna temas etme ve bu sorunlara yönelik çözüm arayışında Türk ceza hukuku öğretisine ufak da olsa bir katkıda bulunma gayesiyle kaleme alınmıştır. Çalışmada güdülen amaç mutlak doğrulara ulaşmak değil, kendi içinde tutarlı ve suç teorisinin genel ilkeleriyle uyumlu sonuçlar elde etmektir.

İhmalin ontolojik bir karaktere sahip olup olmadığı noktasında başlayan tartışmalar, onun nedensel değeri ve icrai hareketten ayrımı konularındaki görüş ayrılıkları ile devam etmektedir. Yapısal olarak icrai hareketten farklı olan bu davranış biçiminin icra ile birlikte bir üst başlık altında ele alınıp alınamayacağı dahi ciddiyetle sorgulanmaktadır. Seçilecek terminoloji ne olursa olsun ihmalin ontolojik sahada icra ile bir müşterekliğe sahip olduğu ve normatif bir değerlendirme ile ceza sorumluluğuna esas teşkil edebilen bir davranış biçimi olduğunun kabulü ile iştirak sahasında bu iki davranışın birbirine bağlanması da mümkün hale gelmektedir. İhmal sahasında faillik ve şeriklik ayrımının mümkün olup olmadığı ve mümkünse bu ayrımda kullanılacak ölçütün ne olduğu sorusu tezin sac ayaklarından birini oluşturmaktadır. Tezin ikinci bölümünde cevap aranan bu soruyu tezin üçüncü bölümünde iştirak türlerinin ihmal alanındaki görünüm biçimine ilişkin incelemeler takip etmektedir. Bu bölümde uygulamadan da örneklere yer verilerek son derece soyut olan çalışma konusunun mümkün olduğunca somut hale getirilmesi amaçlanmıştır.

İtiraf etmek gerekir ki tezin yazımı sürecinde konuya dair Alman hukukundaki zengin birikimden de yararlanma gayreti gösterilirken ana dilde dahi anlaşılması ve ifadesi zor olan bu çetrefilli konuyu yabancı bir dilden anlamak ve aktarmanın zorluğu fazlasıyla hissedilmiştir. Öte yandan dilin düşünceyi nasıl şekillendirdiğine bir kez daha tanıklık etmiş ve bu çalışmanın ceza hukuku sahasına ilişkin olarak bana sağladığı katkıların yanına bu tecrübeyi de eklemiş bulunmaktayım.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat