Elinizdeki kitap, IPS İletişim Vakfı / Bağımsız İletişim Ağı olarak Türkiye’de haklar açısından önceki on yıla göre açıkça gerileme yaşandığını gözlemlediğimiz ve bunu periyodik raporlamalarımız aracılığıyla belgelediğimiz 2012-2022 döneminden basın ve ifade özgürlüğüne dair kişisel anlatılar sunuyor. Çalışma, bu açıdan bakıldığında Vakfın 2012 yılında yayımladığı “İfade Özgürlüğünün On Yılı 2001-2011” kitabının tamamlayıcısı; onar yıllık bu iki dönem arasındaki sürekliliklerin ve kopuşların belgesi niteliğinde.
İlk kitabın okuyucuyla buluşmasının üzerinden henüz altı ay bile geçmemişken Taksim Meydanı’nda muazzam bir kalabalığın içinde iki canlı yayın aracının ters çevrildiğini, bir tanesinin üzerine “penguen medyası” yazıldığını görmüş, bir anlığına “ikinci on yıl tek bir kitaba sığacak mı?” diye düşünmüştüm. Bugün geriye dönüp baktığımızda artık “ana akım” değil “havuz medyası” gibi iktidar-sermaye ilişkisini olanca çıplaklığıyla vurgulayan bir terime başvuruyor; otosansürün “mesleki refleksi” tümüyle kuşatma altına aldığı mevcut medya ortamında bağımsız gazeteciliğin kendisinin bir direnişe dönüştüğünü teslim ediyoruz. Bu kitap, gazetecilikte diretenler sayesinde ve onlar tarafından yazıldı; ancak anlatılan sizin hikâyeniz.
—Evren Gönül
Elinizdeki kitap, IPS İletişim Vakfı / Bağımsız İletişim Ağı olarak Türkiye’de haklar açısından önceki on yıla göre açıkça gerileme yaşandığını gözlemlediğimiz ve bunu periyodik raporlamalarımız aracılığıyla belgelediğimiz 2012-2022 döneminden basın ve ifade özgürlüğüne dair kişisel anlatılar sunuyor. Çalışma, bu açıdan bakıldığında Vakfın 2012 yılında yayımladığı “İfade Özgürlüğünün On Yılı 2001-2011” kitabının tamamlayıcısı; onar yıllık bu iki dönem arasındaki sürekliliklerin ve kopuşların belgesi niteliğinde.
İlk kitabın okuyucuyla buluşmasının üzerinden henüz altı ay bile geçmemişken Taksim Meydanı’nda muazzam bir kalabalığın içinde iki canlı yayın aracının ters çevrildiğini, bir tanesinin üzerine “penguen medyası” yazıldığını görmüş, bir anlığına “ikinci on yıl tek bir kitaba sığacak mı?” diye düşünmüştüm. Bugün geriye dönüp baktığımızda artık “ana akım” değil “havuz medyası” gibi iktidar-sermaye ilişkisini olanca çıplaklığıyla vurgulayan bir terime başvuruyor; otosansürün “mesleki refleksi” tümüyle kuşatma altına aldığı mevcut medya ortamında bağımsız gazeteciliğin kendisinin bir direnişe dönüştüğünü teslim ediyoruz. Bu kitap, gazetecilikte diretenler sayesinde ve onlar tarafından yazıldı; ancak anlatılan sizin hikâyeniz.
—Evren Gönül
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 93,60 | 93,60 |