Beşerî cem'iyyetlerin umûmiyetle menşe'lerini tedkîk ve ictimâ'î hâdiselerin tekâmülünü ta'kîb iddi'âsında bulunan “İctimâ'iyyât ilmi” bir mekteb kitâbının dâr hudûdu içine sıkışdırılınca iddi'âsının bir çok cihetlerinden fedâkârlık etmek mecbûriyetinde kalacağı bedîhîdir. Yalnız bu hâdiselerin umûmî cephede ana hatları tesbît edilirken husûsî cephesinde mü'ellif bi'l-hâssa kendi milletinin ictimâ'iyyâtına kıymet vermek ve misâllerini tercîhen kendi târihinden almak zarûretindedir. Onun için böyle bir ders kitâbının Avrupa mü'elliflerinden aynen tercümesi câ'iz olamazdı. Bu yolda tercüme edilmiş Türkçe bir kitâbın ötesinde berisinde “biz Fransızlar…” diye başlayan cümleler kâri'lere ne fenâ bir te'sîr bırakıyor!
Biz kitâbımızda bu vartaya düşmemeye i'tinâ etdik. Esâs i'tibârıyla me'hazlarımız yine o ecnebî kitâbları olmakla beraber eski Türkleri, Osmanlı Türklerini ve son inkılâb Türkünü göz önünde bulundurmaya ve umûmî misâller arasında iktisâdı âilevî, hukûkî, siyâsî ve dînî sâhada kendimize, kendi ictimâ'iyyâtımıza aid olanları ihmâl etmemeye çalışdık.
Mü'ellif aczini mu'terif olduğu için mevcûdlara fâ'ik bir eser yazdığına değil, ancak yokluklar içinde bir boşluğu doldurduğuna kâni'dir. İctimâ'iyyât dersi programlarımıza idhâl eylediği hâlde elde okutulacak bir kitâb bulunmaması hem mu'allim, hem de talebe için elîm idi.
Kitâb bir medhal ile dört kısım üzerine müretteb ve yirmi yedi dersden mürekkebdir. Programda bahsler derslere tevzî' edilirken hem o bahslerin birbirine karışmamasına hem de kemiyet i'tibârıyla dersler arasında az çok mu'âdelet bulunmasına çalışıldı.
Talebeden alınmayan dersler verilmemiş gibi olacağı için mü'ellif haftada iki dersden birinin ders almaya tahsîsi münâsib olacağı fikrindedir.
Beşerî cem'iyyetlerin umûmiyetle menşe'lerini tedkîk ve ictimâ'î hâdiselerin tekâmülünü ta'kîb iddi'âsında bulunan “İctimâ'iyyât ilmi” bir mekteb kitâbının dâr hudûdu içine sıkışdırılınca iddi'âsının bir çok cihetlerinden fedâkârlık etmek mecbûriyetinde kalacağı bedîhîdir. Yalnız bu hâdiselerin umûmî cephede ana hatları tesbît edilirken husûsî cephesinde mü'ellif bi'l-hâssa kendi milletinin ictimâ'iyyâtına kıymet vermek ve misâllerini tercîhen kendi târihinden almak zarûretindedir. Onun için böyle bir ders kitâbının Avrupa mü'elliflerinden aynen tercümesi câ'iz olamazdı. Bu yolda tercüme edilmiş Türkçe bir kitâbın ötesinde berisinde “biz Fransızlar…” diye başlayan cümleler kâri'lere ne fenâ bir te'sîr bırakıyor!
Biz kitâbımızda bu vartaya düşmemeye i'tinâ etdik. Esâs i'tibârıyla me'hazlarımız yine o ecnebî kitâbları olmakla beraber eski Türkleri, Osmanlı Türklerini ve son inkılâb Türkünü göz önünde bulundurmaya ve umûmî misâller arasında iktisâdı âilevî, hukûkî, siyâsî ve dînî sâhada kendimize, kendi ictimâ'iyyâtımıza aid olanları ihmâl etmemeye çalışdık.
Mü'ellif aczini mu'terif olduğu için mevcûdlara fâ'ik bir eser yazdığına değil, ancak yokluklar içinde bir boşluğu doldurduğuna kâni'dir. İctimâ'iyyât dersi programlarımıza idhâl eylediği hâlde elde okutulacak bir kitâb bulunmaması hem mu'allim, hem de talebe için elîm idi.
Kitâb bir medhal ile dört kısım üzerine müretteb ve yirmi yedi dersden mürekkebdir. Programda bahsler derslere tevzî' edilirken hem o bahslerin birbirine karışmamasına hem de kemiyet i'tibârıyla dersler arasında az çok mu'âdelet bulunmasına çalışıldı.
Talebeden alınmayan dersler verilmemiş gibi olacağı için mü'ellif haftada iki dersden birinin ders almaya tahsîsi münâsib olacağı fikrindedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 225,50 | 225,50 |