Çağdaş Türk edebiyatının önemli temsilcilerinden olan Sabahattin Ali toplumcu gerçekçilik unsurlarını kullanmasıyla, klişeleşmiş ilkelerden sıyrılabilmesiyle ve toplumun farklı çehrelerinden seçerek yarattığı canlı karakterlerle öne çıkar.
Macide Balıkesir’de doğmuş, mektep hayatı boyunca kendini akranlarından farklı hisseden ve çok çalışkan bir genç kızdır. Müzik konusunda çok yetenekli olduğu keşfedilen Macide çok çalışır ve İstanbul’da konservatuvara girer. Ömer sadece günü geçiren, hayatını bir türlü yoluna koyamayan biridir. Yaptığı yanlış tercihlerden hep içindeki şeytanı sorumlu tutar. Bir gün tesadüf eseri vapurda gördüğü Macide’ye âşık olur. Birtakım olaylar silsilesi, birbirinden çok farklı bu iki insanı bir araya getirir. Çok kısa bir süre sonra birbirlerinin sahip olduğu tek aile, tutunabilecekleri tek dal olduklarına kanaat getirirler. Ancak büyük bir heyecanla başlayan ilişkileri sorunlarla yoğrulur ve iki taraf da kaldırabileceklerinden daha ağır yükler sırtlamak zorunda kalır.
Öyle öngörülemez olaylar yaşanır ki tercihlerinin sorumluluğunu almaktan daima kaçınan Ömer’in dudaklarından şu sözler dökülür: “Ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması...”
Türk toplumunun modernleşmesine dair önemli unsurlar taşıyan İçimizdeki Şeytan, edebiyatımızın usta kalemi Zülfü Livaneli’nin özel seçkisi içinde ve onun önsözüyle okurlarla buluşuyor.
Çağdaş Türk edebiyatının önemli temsilcilerinden olan Sabahattin Ali toplumcu gerçekçilik unsurlarını kullanmasıyla, klişeleşmiş ilkelerden sıyrılabilmesiyle ve toplumun farklı çehrelerinden seçerek yarattığı canlı karakterlerle öne çıkar.
Macide Balıkesir’de doğmuş, mektep hayatı boyunca kendini akranlarından farklı hisseden ve çok çalışkan bir genç kızdır. Müzik konusunda çok yetenekli olduğu keşfedilen Macide çok çalışır ve İstanbul’da konservatuvara girer. Ömer sadece günü geçiren, hayatını bir türlü yoluna koyamayan biridir. Yaptığı yanlış tercihlerden hep içindeki şeytanı sorumlu tutar. Bir gün tesadüf eseri vapurda gördüğü Macide’ye âşık olur. Birtakım olaylar silsilesi, birbirinden çok farklı bu iki insanı bir araya getirir. Çok kısa bir süre sonra birbirlerinin sahip olduğu tek aile, tutunabilecekleri tek dal olduklarına kanaat getirirler. Ancak büyük bir heyecanla başlayan ilişkileri sorunlarla yoğrulur ve iki taraf da kaldırabileceklerinden daha ağır yükler sırtlamak zorunda kalır.
Öyle öngörülemez olaylar yaşanır ki tercihlerinin sorumluluğunu almaktan daima kaçınan Ömer’in dudaklarından şu sözler dökülür: “Ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması...”
Türk toplumunun modernleşmesine dair önemli unsurlar taşıyan İçimizdeki Şeytan, edebiyatımızın usta kalemi Zülfü Livaneli’nin özel seçkisi içinde ve onun önsözüyle okurlarla buluşuyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 70,40 | 70,40 |