Tahrîrü’l-murâd, Mehmed Fevzi Efendi’nin Muhyiddîn İbnü’l-Arabî’yi savunmak amacıyla, özellikle de onun Firavun’un imanı ile ilgili görüşlerine açıklık getirmek maksadıyla kaleme aldığı bir eserdir. Eser Maârif Nezâret-i Celîlesi’nin (Osmanlı Millî Eğitim Bakanlığı) izniyle Balıkesir Vilâyet Matbaası’nda 1886’da (1306) basılmıştır. Toplam 32 sayfadan oluşan eser, dört bölüm olarak tertib edilmiştir. Birinci bölüm İbnü’l-Arabî’nin Firavun’un imanı hakkındaki görüşü, ikinci bölüm onun bazı sözlerinin şerʻ-i şerîfe aykırı olup olmadığı, üçüncü bölüm onun bazı kerâmetleri ve dördüncü bölüm ise onun kısaca hayatı hakkındadır.
Müellif birinci bölümde “îmân-ı ye’s” konusuna değinerek Kur’ân’ın bu tür bir imanı kabul etmediğini çeşitli âyetlerle ortaya koyar. O, Yûnus Sûresi 90-92. âyette Firavun’un iman ettiğine dair sözlerini de bu kategoriye dâhil eder. Ona göre, Hûd Sûresi 98. âyet, Nâzi’ât Sûresi 25. âyet ve Yûnus Sûresi 98. âyet, Firavun’un kâfir olarak Cehennem’e girip oradan bir daha kurtulamayacağına delâlet eden âyetlerdir. Mehmed Fevzi Efendi bu bilgileri verdikten sonra, bazı kimselerin İbnü’l-Arabî’nin “Firavun iman ile tertemiz (mutahharu’n-nefs) olarak öldü” diyerek hüküm verdiğine dair nakiller yaptıklarını, bazı kimselerin bu konuda çeşitli te’viller yaptığını ve bazı kimselerin ise bu meseleden dolayı onu kötülediklerini ifade eder. Ona göre bu gibi durumlarda en doğru yol “tahrîrü’l-murâd” yöntemidir.
Tahrîrü’l-murâd, Mehmed Fevzi Efendi’nin Muhyiddîn İbnü’l-Arabî’yi savunmak amacıyla, özellikle de onun Firavun’un imanı ile ilgili görüşlerine açıklık getirmek maksadıyla kaleme aldığı bir eserdir. Eser Maârif Nezâret-i Celîlesi’nin (Osmanlı Millî Eğitim Bakanlığı) izniyle Balıkesir Vilâyet Matbaası’nda 1886’da (1306) basılmıştır. Toplam 32 sayfadan oluşan eser, dört bölüm olarak tertib edilmiştir. Birinci bölüm İbnü’l-Arabî’nin Firavun’un imanı hakkındaki görüşü, ikinci bölüm onun bazı sözlerinin şerʻ-i şerîfe aykırı olup olmadığı, üçüncü bölüm onun bazı kerâmetleri ve dördüncü bölüm ise onun kısaca hayatı hakkındadır.
Müellif birinci bölümde “îmân-ı ye’s” konusuna değinerek Kur’ân’ın bu tür bir imanı kabul etmediğini çeşitli âyetlerle ortaya koyar. O, Yûnus Sûresi 90-92. âyette Firavun’un iman ettiğine dair sözlerini de bu kategoriye dâhil eder. Ona göre, Hûd Sûresi 98. âyet, Nâzi’ât Sûresi 25. âyet ve Yûnus Sûresi 98. âyet, Firavun’un kâfir olarak Cehennem’e girip oradan bir daha kurtulamayacağına delâlet eden âyetlerdir. Mehmed Fevzi Efendi bu bilgileri verdikten sonra, bazı kimselerin İbnü’l-Arabî’nin “Firavun iman ile tertemiz (mutahharu’n-nefs) olarak öldü” diyerek hüküm verdiğine dair nakiller yaptıklarını, bazı kimselerin bu konuda çeşitli te’viller yaptığını ve bazı kimselerin ise bu meseleden dolayı onu kötülediklerini ifade eder. Ona göre bu gibi durumlarda en doğru yol “tahrîrü’l-murâd” yöntemidir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 202,50 | 202,50 |