Resûlüllah (s.a.v.): "Ben ve benden önceki peygamberlerin hali; bir güzel bina yapan, onu gü- zelce süsleyen ama köşelerden bir köşede bir kerpiçlik boşluk bırakan adamın hali gibidir. O binayı görenler, "Pek güzel olmuş, keşke şu boşluğu da doldursaydı." diyecekler. İşte o boşluğu dolduracak kerpiç benim. Ben son peygamberim. Ben güzel ahlâkı/İslâm'ı tamamlamak için gönderildim.” buyurmuştur.
Resûlüllah (s.a.v.) davet ve tebliğ görevine başlarken, Allah-u Teâlâ'nın: "Bir toplum kendini değiştirmeden, Allah o toplumu değiştirmez." (13/11) uyarısına uyarak vahyin tedricî tenziline göre tabandan / en yakınından başlayıp 23 yıla yayarak inşa edecekti ama kırarak, yıkarak, karanlık odalarda gizli entrikalar çevirerek, zorla devirerek değil, yine dosta düşmana örnek bir mücadele ile aklı, mantığı ve vicdanı harekete geçirerek, gönüllere girerek, kalpleri fethederek değiştirecek ve dönüştürecekti. Çünkü ilke olarak gönüllere girilmeden, kalpler fethedilmeden, kalıplar fethedilmezdi. Beklenen inkılâp ve örnek yenidünya düzeni; insanlara insan- lığı öğretecek, yaratılış gayelerini gösterecek, gücün ve üstünlüğün yerine hakkı, imtiyazlılık ve zulmün yerine adâleti hâkim kılacaktı. Halka hitap ederken: "Ben haktan ayrılırsam ne ya- parsınız." diye soran halife Ömer'e: "Seni kılıcımla doğrulturum ey Ömer!" diyecek kadar özgür ve öz güvenli insanlar yetiştirecek bir inkılâp olacak. Buna karşılık: "Ya Rabbi sana hamdolsun ki, haktan ayrılırsam beni kılıcı ile doğrultacak bir halka sahibim." diye şükreden devlet adamı yetiştirecek bir inkılâp.
İşte böyle bir inkılâbı gerçekleştirecek, adâlet ve ahlâk merkezli yenidünya düzeni inşa edecek Resul-ü Kibriya'nın tevhit mücadelesini Kur'an'ın nüzul sırasına göre anlatmada oldukça zorlandım. Çünkü elimizde, üzerinde ittifak edilen bir liste yoktu. Tabiin âlimlerinden (Allah kendisine rahmet etsin) İkrime el-Haşimi'nin: "Tüm insanlar ve Cinler, Kur'an'ı iniş sırasına göre sıralamak için bir araya gelseler yine de bu işi beceremezler." sözü sadra şifa oldu. Bundan sonra ilahi mesajları tebliğ ile görevli olan Resûlüllah Aleyhisselam'ın Risâlet seyrini esas aldım ve Rabbimin izniyle çalışmaya başladım. Çalışmalarımda sure ve ayetlerin kolay anlaşılmasına vesile olur ümidi ile nüzul sebeplerini de zikrettim. Siyer konularını kendi ifadelerimle kolay anlaşılır sade bir üslupla özetleyerek anlattım, kaynaklarını gösterdim.
İlk inen Alåk suresinde olduğu gibi içinde farklı tarihlerde inen ayet-i kerimeleri risaletin seyrine halel getirmeden okuyucunun insicamını kesintiye uğratmamak ve dikkatini dağıtmamak için konu ile ilişkilendirerek kaynaştırıcı cümleler koydum. Gayret bizden tevfik ve hidayet Allah'tandır. İfade ettiğim gibi bu zor bir işti ama kaybedince kazanılmayan ömür sermayesini bu yolda harcamanın kârlı olacağına, ayrıca sadaka-i cariye olarak yevmi kıyamette mizanıma konması ümidi ve arzusu ile zevkle çalıştım. Birkaç kez bozdum yeniden başladım. Ve sonunda Allah'ın izniyle maalkusur bitirmek nasip oldu elhamdülillah.
Resûlüllah (s.a.v.): "Ben ve benden önceki peygamberlerin hali; bir güzel bina yapan, onu gü- zelce süsleyen ama köşelerden bir köşede bir kerpiçlik boşluk bırakan adamın hali gibidir. O binayı görenler, "Pek güzel olmuş, keşke şu boşluğu da doldursaydı." diyecekler. İşte o boşluğu dolduracak kerpiç benim. Ben son peygamberim. Ben güzel ahlâkı/İslâm'ı tamamlamak için gönderildim.” buyurmuştur.
Resûlüllah (s.a.v.) davet ve tebliğ görevine başlarken, Allah-u Teâlâ'nın: "Bir toplum kendini değiştirmeden, Allah o toplumu değiştirmez." (13/11) uyarısına uyarak vahyin tedricî tenziline göre tabandan / en yakınından başlayıp 23 yıla yayarak inşa edecekti ama kırarak, yıkarak, karanlık odalarda gizli entrikalar çevirerek, zorla devirerek değil, yine dosta düşmana örnek bir mücadele ile aklı, mantığı ve vicdanı harekete geçirerek, gönüllere girerek, kalpleri fethederek değiştirecek ve dönüştürecekti. Çünkü ilke olarak gönüllere girilmeden, kalpler fethedilmeden, kalıplar fethedilmezdi. Beklenen inkılâp ve örnek yenidünya düzeni; insanlara insan- lığı öğretecek, yaratılış gayelerini gösterecek, gücün ve üstünlüğün yerine hakkı, imtiyazlılık ve zulmün yerine adâleti hâkim kılacaktı. Halka hitap ederken: "Ben haktan ayrılırsam ne ya- parsınız." diye soran halife Ömer'e: "Seni kılıcımla doğrulturum ey Ömer!" diyecek kadar özgür ve öz güvenli insanlar yetiştirecek bir inkılâp olacak. Buna karşılık: "Ya Rabbi sana hamdolsun ki, haktan ayrılırsam beni kılıcı ile doğrultacak bir halka sahibim." diye şükreden devlet adamı yetiştirecek bir inkılâp.
İşte böyle bir inkılâbı gerçekleştirecek, adâlet ve ahlâk merkezli yenidünya düzeni inşa edecek Resul-ü Kibriya'nın tevhit mücadelesini Kur'an'ın nüzul sırasına göre anlatmada oldukça zorlandım. Çünkü elimizde, üzerinde ittifak edilen bir liste yoktu. Tabiin âlimlerinden (Allah kendisine rahmet etsin) İkrime el-Haşimi'nin: "Tüm insanlar ve Cinler, Kur'an'ı iniş sırasına göre sıralamak için bir araya gelseler yine de bu işi beceremezler." sözü sadra şifa oldu. Bundan sonra ilahi mesajları tebliğ ile görevli olan Resûlüllah Aleyhisselam'ın Risâlet seyrini esas aldım ve Rabbimin izniyle çalışmaya başladım. Çalışmalarımda sure ve ayetlerin kolay anlaşılmasına vesile olur ümidi ile nüzul sebeplerini de zikrettim. Siyer konularını kendi ifadelerimle kolay anlaşılır sade bir üslupla özetleyerek anlattım, kaynaklarını gösterdim.
İlk inen Alåk suresinde olduğu gibi içinde farklı tarihlerde inen ayet-i kerimeleri risaletin seyrine halel getirmeden okuyucunun insicamını kesintiye uğratmamak ve dikkatini dağıtmamak için konu ile ilişkilendirerek kaynaştırıcı cümleler koydum. Gayret bizden tevfik ve hidayet Allah'tandır. İfade ettiğim gibi bu zor bir işti ama kaybedince kazanılmayan ömür sermayesini bu yolda harcamanın kârlı olacağına, ayrıca sadaka-i cariye olarak yevmi kıyamette mizanıma konması ümidi ve arzusu ile zevkle çalıştım. Birkaç kez bozdum yeniden başladım. Ve sonunda Allah'ın izniyle maalkusur bitirmek nasip oldu elhamdülillah.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 464,00 | 464,00 |