Hüküm Sahiplerinin İzleyecekleri Yol Mirsadü’l-İbad Mine’l-Mebdei İle’l-Mead'dan Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’a ve Osmanlı Sultanı 2. Murad’a Sunulan Siyasetname
Hüküm Sahiplerinin İzleyecekleri Yol adını verdiğimiz bu eser Necmeddîn Daye (1177-1256)’nin meşhur Mirsadu’l-İbad isimli eserinin bir bölümüdür. Mirsadü’l-İbad'ı “Bu eser iyi niyetle okunduğu takdirde; insanların ‘Ben kimim-neyim, nereden geldim, nereye gidiyorum ve niçin yaratıldım? Maksadım ve maksûdum nedir?’ gibi sorularına rahatça cevap bulacaktır.” diye tanımlayan Dâye eserini, bazı talebe ve müridlerinin kendisinden sözü az manası çok, içinde tasavvufla ilgili konularda âlim-kâmil ve râsihlerin de yararlanacağı esaslar bulunan, bir kitap yazmasını istemeleri üzerine kaleme aldığını söyler. Eseri okuyan Şihâbüddîn Suhreverdî tarafından Selçuklu sultanı olarak yeni tahta çıkan Alâeddîn Keykubad’a bahsedilen bu eser, 1223’de Necmeddîn Dâye tarafından, o sırada Sivas’ta bulunan Sultan’a kendisi tarafından takdim edilmiştir.
Eser tam metin olarak ilk defa, önemli eserlerin Türkçeye tercüme edilmesini teşvik ettiği, hatta bazı eserlerin tercümesini bizzat istediği bilinen Osmanlı padişahlarından II. Murad zamanında tercüme edilmiştir. Kâsım b. Muhammed Karahisârî (ö. 1486) tarafından 1421-1422 yılında İrşâdü’l-Müridin ile’l-Murâd fî Tercemeti Mirsâdi’l-İbâd adıyla yapılan bu tercüme bizim de Siyasetnâme’ye esas aldığımız metindir.
Necmeddîn Dâye’nin siyasetnâmesi olarak hazırlanan bu çalışma, Mirsadü’l-İbad’ının beşinci bölümünün ilk üç faslı olan kısımdır. Konusu Mirsâdü’l İbâd‘ın diğer bölümlerinden farklı olan bu kısım muhteva, usul ve üslup açısından kelimenin tam anlamıyla klasik bir siyasetnâmedir.
Hüküm Sahiplerinin İzleyecekleri Yol adını verdiğimiz bu eser Necmeddîn Daye (1177-1256)’nin meşhur Mirsadu’l-İbad isimli eserinin bir bölümüdür. Mirsadü’l-İbad'ı “Bu eser iyi niyetle okunduğu takdirde; insanların ‘Ben kimim-neyim, nereden geldim, nereye gidiyorum ve niçin yaratıldım? Maksadım ve maksûdum nedir?’ gibi sorularına rahatça cevap bulacaktır.” diye tanımlayan Dâye eserini, bazı talebe ve müridlerinin kendisinden sözü az manası çok, içinde tasavvufla ilgili konularda âlim-kâmil ve râsihlerin de yararlanacağı esaslar bulunan, bir kitap yazmasını istemeleri üzerine kaleme aldığını söyler. Eseri okuyan Şihâbüddîn Suhreverdî tarafından Selçuklu sultanı olarak yeni tahta çıkan Alâeddîn Keykubad’a bahsedilen bu eser, 1223’de Necmeddîn Dâye tarafından, o sırada Sivas’ta bulunan Sultan’a kendisi tarafından takdim edilmiştir.
Eser tam metin olarak ilk defa, önemli eserlerin Türkçeye tercüme edilmesini teşvik ettiği, hatta bazı eserlerin tercümesini bizzat istediği bilinen Osmanlı padişahlarından II. Murad zamanında tercüme edilmiştir. Kâsım b. Muhammed Karahisârî (ö. 1486) tarafından 1421-1422 yılında İrşâdü’l-Müridin ile’l-Murâd fî Tercemeti Mirsâdi’l-İbâd adıyla yapılan bu tercüme bizim de Siyasetnâme’ye esas aldığımız metindir.
Necmeddîn Dâye’nin siyasetnâmesi olarak hazırlanan bu çalışma, Mirsadü’l-İbad’ının beşinci bölümünün ilk üç faslı olan kısımdır. Konusu Mirsâdü’l İbâd‘ın diğer bölümlerinden farklı olan bu kısım muhteva, usul ve üslup açısından kelimenin tam anlamıyla klasik bir siyasetnâmedir.