Merhaba ben Huck Finn, adımı Tom Sawyer ile olan maceralarımızdan sık sık duymuş olmalısınız. Tom ile olan en son maceranın sonunu hatırlatmak isterim sizlere: Haydutların mağaralarına sakladıkları defineyi bulup çıkarmış, ikimiz de zengin olmuştuk. Her birimize yüklü miktarda altın para düşmüştü. Paramızı hâkim Thatcher’e bıraktık; o bize her gün para veriyordu.
Bayan Douglas beni evlat edindi ve beni iyi yetiştireceğini söyledi. Benim gibi dışarda macera peşinde koşmayı seven, fıçıda uyuyan biri için Bayan Douglas’ın evinde kurallara bağlı yaşamak çok sıkıcıydı. Bu nedenle bir gün evden kaçtım. Artık yine eski hayatıma dönmüştüm. Gel gör ki günün birinde Tom çıkageldi. Bir ekip kurduğunu, Bayan Douglas’ın evine geri dönmem şartıyla beni de bu ekibe alacağını söyledi ve ben de çaresizce eve geri döndüm.
Zavallı Bayan Douglas benim iyiliğimi istiyordu. Bana yine gıcır gıcır elbiseler giydirdi; her şey o kadar düzenliydi ki; yemeğe bile bir zilin çalmasıyla iniyor, yemekten sonra da kadıncağız kitabını alıp bana saatlerce kitap okuyordu. Sadece Bayan Douglas değil, kardeşi Bayan Watson da bana kitaplar okuyor, hikâyeler anlatıyordu. Bu durum beni çok bunaltıyordu.
Merhaba ben Huck Finn, adımı Tom Sawyer ile olan maceralarımızdan sık sık duymuş olmalısınız. Tom ile olan en son maceranın sonunu hatırlatmak isterim sizlere: Haydutların mağaralarına sakladıkları defineyi bulup çıkarmış, ikimiz de zengin olmuştuk. Her birimize yüklü miktarda altın para düşmüştü. Paramızı hâkim Thatcher’e bıraktık; o bize her gün para veriyordu.
Bayan Douglas beni evlat edindi ve beni iyi yetiştireceğini söyledi. Benim gibi dışarda macera peşinde koşmayı seven, fıçıda uyuyan biri için Bayan Douglas’ın evinde kurallara bağlı yaşamak çok sıkıcıydı. Bu nedenle bir gün evden kaçtım. Artık yine eski hayatıma dönmüştüm. Gel gör ki günün birinde Tom çıkageldi. Bir ekip kurduğunu, Bayan Douglas’ın evine geri dönmem şartıyla beni de bu ekibe alacağını söyledi ve ben de çaresizce eve geri döndüm.
Zavallı Bayan Douglas benim iyiliğimi istiyordu. Bana yine gıcır gıcır elbiseler giydirdi; her şey o kadar düzenliydi ki; yemeğe bile bir zilin çalmasıyla iniyor, yemekten sonra da kadıncağız kitabını alıp bana saatlerce kitap okuyordu. Sadece Bayan Douglas değil, kardeşi Bayan Watson da bana kitaplar okuyor, hikâyeler anlatıyordu. Bu durum beni çok bunaltıyordu.