Hind-islam Sanatı Üzerine Yeni Araştırmalar Tarih - Mimari - Sembolizm

Stok Kodu:
9786258375107
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
184
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%20 indirimli
420,00TL
336,00TL
9786258375107
712650
Hind-islam Sanatı Üzerine Yeni Araştırmalar
Hind-islam Sanatı Üzerine Yeni Araştırmalar Tarih - Mimari - Sembolizm
336.00

Kutbeddin Aybeg’in 1192’de Delhi’yi almasından sonra Güney Asya’da İslâm sanatı Karahanlı, Gazneli ve Selçuklu sanat geleneklerinin bir yansıması olarak kendini göstermeye başlamış, Babürlü İmparatorluğu tecrübesi ile de zengin bir sanat anlayışının en muhteşem örneklerini vermiştir. Bu dönemde alt kıtanın tamamı Cuma camileri gibi muazzam mabedler, İslâm dünyasının hiçbir yerinde benzeri olmayan heybetli türbeler, devâsa surlarıyla kaleler, göz kamaştıran saraylar ile havuzlu köşk ve çarbağlar gibi sadece dinî mimarînin değil sivil ve askerî mimarînin de sıra dışı örnekleriyle bezenmiştir. Son hükümdâr II. Bahadur Şah’ın derdest edilerek Babürlülerin 1858’deki yıkılışlarından sonra İngiliz döneminde ve günümüz Hindistan’ında da etkilerini devam ettiren bu süreç, yerel unsurlarca da benimsenmiş olağanüstü zenginlikteki kültür, sanat ve mimarlık geleneklerini doğurmuştur.

Bu çalışmanın amacı, Hind-İslâm sanatının bütününü ve bu alanda yapılan çalışmaları ortaya koymak değil, ancak onun tarihsel seyrine ışık tutacak genel hatırlatmalar yaparak alt kıtadaki İslâm  kültürü ve sanatının daha önce etraflı bir araştırmaya konu olmamış eser ve yansımalarına ilişkin arazi çalışmaları, saha gözlemleri ve literatür araştırmalarına dayalı bilgi ve bulguları, sanat tarihi disiplini perspektifinden ulaşılan sonuç ve değerlendirmeleri, rölöve ve foroğraflarla destekleyerek araştırıcıların dikkatine sunmak; Türk ve İslâm sanatına dair Güney Asya’daki muhtevânın anlaşılmasına katkıda bulunmaktır.

Kutbeddin Aybeg’in 1192’de Delhi’yi almasından sonra Güney Asya’da İslâm sanatı Karahanlı, Gazneli ve Selçuklu sanat geleneklerinin bir yansıması olarak kendini göstermeye başlamış, Babürlü İmparatorluğu tecrübesi ile de zengin bir sanat anlayışının en muhteşem örneklerini vermiştir. Bu dönemde alt kıtanın tamamı Cuma camileri gibi muazzam mabedler, İslâm dünyasının hiçbir yerinde benzeri olmayan heybetli türbeler, devâsa surlarıyla kaleler, göz kamaştıran saraylar ile havuzlu köşk ve çarbağlar gibi sadece dinî mimarînin değil sivil ve askerî mimarînin de sıra dışı örnekleriyle bezenmiştir. Son hükümdâr II. Bahadur Şah’ın derdest edilerek Babürlülerin 1858’deki yıkılışlarından sonra İngiliz döneminde ve günümüz Hindistan’ında da etkilerini devam ettiren bu süreç, yerel unsurlarca da benimsenmiş olağanüstü zenginlikteki kültür, sanat ve mimarlık geleneklerini doğurmuştur.

Bu çalışmanın amacı, Hind-İslâm sanatının bütününü ve bu alanda yapılan çalışmaları ortaya koymak değil, ancak onun tarihsel seyrine ışık tutacak genel hatırlatmalar yaparak alt kıtadaki İslâm  kültürü ve sanatının daha önce etraflı bir araştırmaya konu olmamış eser ve yansımalarına ilişkin arazi çalışmaları, saha gözlemleri ve literatür araştırmalarına dayalı bilgi ve bulguları, sanat tarihi disiplini perspektifinden ulaşılan sonuç ve değerlendirmeleri, rölöve ve foroğraflarla destekleyerek araştırıcıların dikkatine sunmak; Türk ve İslâm sanatına dair Güney Asya’daki muhtevânın anlaşılmasına katkıda bulunmaktır.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 336,00    336,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat