Her zaman hayatın sanatın önünde olduğunu savunduğumdan, yaşamın her anında bulunmayı, birbiriyle çelişen duyguları yaşamayı ve onları yeniden kurgulayıp, başkalarıyla paylaşmayı severim. Ne zaman yazı makinesinin başına geçsem, kendimi kalabalık bir pazaryerinde alacalı bir kilimin üstüne bağdaş kurmuş, gelip geçene hikâye anlatan, çok yaşlı ve çok genç bir kadına benzetiyorum. Pazaryerini dolaşan insanlar başıma toplansın ve beni, en çok beni dinlesinler, isterim. Sonra beklerim, çünkü onların, başıma toplananların her zaman anlatacak çok güzel hikayeleri vardır. Bir avcı gibi o hikâyeleri belleğimde birik tiririm. Çünkü sadece kendi anılarım değil, başkalarının anılarını da başkalarıyla paylaşmayı severim. O zaman garip, büyüleyici bir enerji oluşur ve yaşam hepimizin gözünde bir kat daha kıymet kazanır. Sonra yollara düşerim. Yollar her acıları azaltan sevinçleri ve özgürlük duygusunu artıran binlerce yüzlerce şifalı ot niyetine ansızın biten insan hikayeleriyle doludur. Torbamı büyük bir iştahla doldururum. Bütün bunlar olup biterken, acaba neden bunca yazı, bunca hikâye düşkünlüğü diye kendi kendime sorarım ve en saf yanıtı veririm: Çünkü insanlar beni sevsin, hikâyelerimi sevsin isterim.
Her zaman hayatın sanatın önünde olduğunu savunduğumdan, yaşamın her anında bulunmayı, birbiriyle çelişen duyguları yaşamayı ve onları yeniden kurgulayıp, başkalarıyla paylaşmayı severim. Ne zaman yazı makinesinin başına geçsem, kendimi kalabalık bir pazaryerinde alacalı bir kilimin üstüne bağdaş kurmuş, gelip geçene hikâye anlatan, çok yaşlı ve çok genç bir kadına benzetiyorum. Pazaryerini dolaşan insanlar başıma toplansın ve beni, en çok beni dinlesinler, isterim. Sonra beklerim, çünkü onların, başıma toplananların her zaman anlatacak çok güzel hikayeleri vardır. Bir avcı gibi o hikâyeleri belleğimde birik tiririm. Çünkü sadece kendi anılarım değil, başkalarının anılarını da başkalarıyla paylaşmayı severim. O zaman garip, büyüleyici bir enerji oluşur ve yaşam hepimizin gözünde bir kat daha kıymet kazanır. Sonra yollara düşerim. Yollar her acıları azaltan sevinçleri ve özgürlük duygusunu artıran binlerce yüzlerce şifalı ot niyetine ansızın biten insan hikayeleriyle doludur. Torbamı büyük bir iştahla doldururum. Bütün bunlar olup biterken, acaba neden bunca yazı, bunca hikâye düşkünlüğü diye kendi kendime sorarım ve en saf yanıtı veririm: Çünkü insanlar beni sevsin, hikâyelerimi sevsin isterim.