1989 yılının Kasım ayında kaymakamlık mesleğine Edirne’de kaymakam adayı olarak başladım. Toplumsal yapımızın rivayete (sözlü anlatım) dayalı olmasından olsa gerek, günlük tutma alışkanlığını geliştiremedim. Ancak mesleğimin ilk yıllarından itibaren çok renkli ve önemli olaylara tanıklık etmeye başlayınca, bunların hayat koridorlarında kaybolmasına ve geleceğe aktarılamamasına gönlüm razı olmadı.
Kaymakamlık mesleğinde yaşanan birçok olayı tiyatro oyununa benzetmek pek de yanlış olmaz. Bir ilçeyi idare ederken vereceğiniz kararlar, hâl ve hareketleri sürekli göz önünde bulunduğu için yapılan hatalar hemen göze çarpmakta ve çoğu zaman bunları telafi etmek ya da düzeltmek mümkün olmamaktadır. Film çekimlerine benzeyen adalet mekanizması için hazırlık yapmak, eksiklikler varsa bunları tamamlamak, davayı ertelemek mümkün iken, idarecilikte bu imkan yoktur. Bu nedenledir ki; meslek yaşamımda insana ve yaşama dair birçok düşündürücü, komik ve üzücü olaylara tanıklık ettim. İdari yapımızın içerisinde; yaklaşık yüzelli yıllık geçmişi olan mülki idare amirliği mesleğinin çok önemli bir yeri vardır. Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne miras kalan sayılı mesleklerden birisi olması hasebiyle kurumsallaşmasını tamamlamış ve hayatımıza çok önemli katkıları olmuştur. Bu çerçeveden baktığımızda, görev yaptığımız birçok yerde, bazen ülkenin kaderine etkisi olabilecek olaylara tanıklık etmekteyiz. Yaşadığımız bu olaylar, aynı zamanda ülkemizin tarihini oluşturmaktadır. Ülkemizin geleceğine faydası olacağına inanmış olduğum önemli bazı olayları bu kitabımda sizlerle paylaşmaya çalıştım.
Kitabın içerisinde yer alan kişiler ve olaylar kronolojik bir yapıya sahip değildir. Olayların üzerinde durulmuş bir sıralama içerisindedir. Mülki idare amirliği mesleğini seçmiş meslektaşlarım, üniversitelerde eğitim sürecindeki ve staj dönemindeki kardeşlerim; bu ülkeye hizmet etmenin bir tür ibadet olduğu fikri ile donatılmaktadır. Bu sürecin etkisi ve ülkenin her bölgesinde çalışmanın verdiği ufukla, bu ülkeye hizmet vermenin “Bir sevda türküsü” olduğuna inandım. İmkânları kıt, ihtiyaçları sınırsız olan bir toplumsal yapıda, hizmet kervanının gideceği yollar düz ve engelsiz değildir. Bu yönüyle bu ülkeye hizmet etmenin “Bir yiğitlik türküsü” olduğuna inandım. Hem bu sevda türküsünü hem de bu yiğitlik türküsünü söylemeye hazır yüzlerce mülki idare amiri olduğunu ve bunun devletimiz için bir kazanç olduğunu, samimiyetimle ve rahatlıkla söyleyebilirim.
İdarecilik mesleği tecrübe mesleğidir. Kaymakamlık mesleğinden edinmiş olduğum tecrübeleri diğer meslektaşlarımla paylaşabilmek arzusuyla yayımladım. Fiskeyi miskal oranında katkısı olacağını umuyorum.
1989 yılının Kasım ayında kaymakamlık mesleğine Edirne’de kaymakam adayı olarak başladım. Toplumsal yapımızın rivayete (sözlü anlatım) dayalı olmasından olsa gerek, günlük tutma alışkanlığını geliştiremedim. Ancak mesleğimin ilk yıllarından itibaren çok renkli ve önemli olaylara tanıklık etmeye başlayınca, bunların hayat koridorlarında kaybolmasına ve geleceğe aktarılamamasına gönlüm razı olmadı.
Kaymakamlık mesleğinde yaşanan birçok olayı tiyatro oyununa benzetmek pek de yanlış olmaz. Bir ilçeyi idare ederken vereceğiniz kararlar, hâl ve hareketleri sürekli göz önünde bulunduğu için yapılan hatalar hemen göze çarpmakta ve çoğu zaman bunları telafi etmek ya da düzeltmek mümkün olmamaktadır. Film çekimlerine benzeyen adalet mekanizması için hazırlık yapmak, eksiklikler varsa bunları tamamlamak, davayı ertelemek mümkün iken, idarecilikte bu imkan yoktur. Bu nedenledir ki; meslek yaşamımda insana ve yaşama dair birçok düşündürücü, komik ve üzücü olaylara tanıklık ettim. İdari yapımızın içerisinde; yaklaşık yüzelli yıllık geçmişi olan mülki idare amirliği mesleğinin çok önemli bir yeri vardır. Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne miras kalan sayılı mesleklerden birisi olması hasebiyle kurumsallaşmasını tamamlamış ve hayatımıza çok önemli katkıları olmuştur. Bu çerçeveden baktığımızda, görev yaptığımız birçok yerde, bazen ülkenin kaderine etkisi olabilecek olaylara tanıklık etmekteyiz. Yaşadığımız bu olaylar, aynı zamanda ülkemizin tarihini oluşturmaktadır. Ülkemizin geleceğine faydası olacağına inanmış olduğum önemli bazı olayları bu kitabımda sizlerle paylaşmaya çalıştım.
Kitabın içerisinde yer alan kişiler ve olaylar kronolojik bir yapıya sahip değildir. Olayların üzerinde durulmuş bir sıralama içerisindedir. Mülki idare amirliği mesleğini seçmiş meslektaşlarım, üniversitelerde eğitim sürecindeki ve staj dönemindeki kardeşlerim; bu ülkeye hizmet etmenin bir tür ibadet olduğu fikri ile donatılmaktadır. Bu sürecin etkisi ve ülkenin her bölgesinde çalışmanın verdiği ufukla, bu ülkeye hizmet vermenin “Bir sevda türküsü” olduğuna inandım. İmkânları kıt, ihtiyaçları sınırsız olan bir toplumsal yapıda, hizmet kervanının gideceği yollar düz ve engelsiz değildir. Bu yönüyle bu ülkeye hizmet etmenin “Bir yiğitlik türküsü” olduğuna inandım. Hem bu sevda türküsünü hem de bu yiğitlik türküsünü söylemeye hazır yüzlerce mülki idare amiri olduğunu ve bunun devletimiz için bir kazanç olduğunu, samimiyetimle ve rahatlıkla söyleyebilirim.
İdarecilik mesleği tecrübe mesleğidir. Kaymakamlık mesleğinden edinmiş olduğum tecrübeleri diğer meslektaşlarımla paylaşabilmek arzusuyla yayımladım. Fiskeyi miskal oranında katkısı olacağını umuyorum.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 52,20 | 52,20 |