-Akılcı-Hadari Zihniyetin Kesişme Noktası-
Mezhebi eğilimler, makâlât geleneğinin tasnifinin aksine değişip dönüşebilen, siyasi eve sosyal hadiselerin etkisiyle farklılaşabilen ve diğer eğilimlerle etkileşimde bulunabilen bir yapıya sahiptir. Temel unsurlara zarar vermeden gerçekleşen bu etkileşimin, Hanefilik ile Mu’tezile nezdindeki tezahürleri tarihsel bir gerçeklik olup, mezheplerin teşekkülü öncesinde bu birliktelik akılcılık zemininde gerçekleşmiştir.
Elinizdeki bu çalışma Hanefilik ile Mu’tezile arasındaki etkileşimin tespit edebildiğimiz ilk örneklerinden, V./XI. asra kadarki tezahürlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede bu çalışmada öncelikle akılcı ekoller olarak, Hanefilik ve Mu’tezile’nin teşekkül süreçleri açıklanmış, ardından akli düşüncenin temel tartışmaları bağlamında ortaya çıkan ilk geçişlilik örnekleri tespit edilmiştir. Hanefi Mutezili şahısların etkin bir şekilde süreçte yer almaları, mihne süreci ile söz konusu etkileşimin belirginleşmesi arasında bir bağlantısı olduğunu gündeme getirmiştir. Bu suretle her iki mezhep nezdinde ortak hareketin başlangıcı olarak mihne hadisesi kabul edilmiş ve mihne öncesi ve sonrasında iki eğilimin arasındaki ilişkinin mahiyeti ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Son olarak ise Mutezile ile Hanefiliğin kesişim alanını oluşturan fikri, toplumsal ve siyasi tezahürlere değinmek suretiyle ilişkinin/farklılaşmanın teorik ve pratik yansımalarına yer verilmiştir.
Bu çalışma mezhepler arası etkileşimin İslam düşünce tarihinin bir gerçeği olduğunu ve bizim Hanefilik ve Mutezile mezhepleri örneğinde değerlendirdiğimiz bu etkileşimi diğer mezhebi eğilimler arasında da izlemenin mümkün olduğunu göstermektedir. En nihayetinde bu çalışma ile mezhebi oluşumlar ve mensuplar için yapılan “tanımlama”ların, değişim ve etkileşimi ihmal etmeyecek mahiyette yeniden şekillenmesi ve “ötekileştirici” bir söylemden ziyade “ortak” ilkeleri görünür kılması ümit edilmektedir.
-Akılcı-Hadari Zihniyetin Kesişme Noktası-
Mezhebi eğilimler, makâlât geleneğinin tasnifinin aksine değişip dönüşebilen, siyasi eve sosyal hadiselerin etkisiyle farklılaşabilen ve diğer eğilimlerle etkileşimde bulunabilen bir yapıya sahiptir. Temel unsurlara zarar vermeden gerçekleşen bu etkileşimin, Hanefilik ile Mu’tezile nezdindeki tezahürleri tarihsel bir gerçeklik olup, mezheplerin teşekkülü öncesinde bu birliktelik akılcılık zemininde gerçekleşmiştir.
Elinizdeki bu çalışma Hanefilik ile Mu’tezile arasındaki etkileşimin tespit edebildiğimiz ilk örneklerinden, V./XI. asra kadarki tezahürlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede bu çalışmada öncelikle akılcı ekoller olarak, Hanefilik ve Mu’tezile’nin teşekkül süreçleri açıklanmış, ardından akli düşüncenin temel tartışmaları bağlamında ortaya çıkan ilk geçişlilik örnekleri tespit edilmiştir. Hanefi Mutezili şahısların etkin bir şekilde süreçte yer almaları, mihne süreci ile söz konusu etkileşimin belirginleşmesi arasında bir bağlantısı olduğunu gündeme getirmiştir. Bu suretle her iki mezhep nezdinde ortak hareketin başlangıcı olarak mihne hadisesi kabul edilmiş ve mihne öncesi ve sonrasında iki eğilimin arasındaki ilişkinin mahiyeti ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Son olarak ise Mutezile ile Hanefiliğin kesişim alanını oluşturan fikri, toplumsal ve siyasi tezahürlere değinmek suretiyle ilişkinin/farklılaşmanın teorik ve pratik yansımalarına yer verilmiştir.
Bu çalışma mezhepler arası etkileşimin İslam düşünce tarihinin bir gerçeği olduğunu ve bizim Hanefilik ve Mutezile mezhepleri örneğinde değerlendirdiğimiz bu etkileşimi diğer mezhebi eğilimler arasında da izlemenin mümkün olduğunu göstermektedir. En nihayetinde bu çalışma ile mezhebi oluşumlar ve mensuplar için yapılan “tanımlama”ların, değişim ve etkileşimi ihmal etmeyecek mahiyette yeniden şekillenmesi ve “ötekileştirici” bir söylemden ziyade “ortak” ilkeleri görünür kılması ümit edilmektedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 188,15 | 188,15 |