Eric Schlosser'ın pek çok dile çevrilen ve çevrildiği bütün dillerde geniş yankı uyandıran kitabı şimdi Türkçede her ay yayımlanan yüzlerce araştırma ve röportaj kitabının arasında nasıl oldu da Hamburger Cumhuriyeti bu kadar ilgi gördü? Pek çok eleştirmenin, zengin araştırmacılığının yanı sıra çok iyi bir yazar olduğunda birleştiği Schlosser, birçok insanın bildiği, sezdiği, ama işin kolayına kaçarak bilmezden geldiği bir sorunu gündeme getirdi, mitolojiyi bozdu. Schlesser başarısını felaket tellallığı yapmadan felaketi haber veren üslubuna borçlu. Zekice bir araştırmanın ürünü olan kitap, tüm dünya vatandaşları için acil bir uyarı aslında: Özellikle de her konuda büyük ABD'nin peşi sıra gitmekte bir an bile tereddüt etmeyen ebedi hayranlarının iktidarda olduğu "küçük Amerikan devletlerinin" yurttaşları için... Fast food kültürünün suç listesi hayli kabarık: Doğal çevreye yapılan tahribatı hızlandırdı. Zengin ile yoksul arasındaki uçurumu derinleştirdi. Obezliği, aşırı kilo hastalığını doğurdu ve yaygınlaştırdı. Kültür emperyalizmi yoluyla başka kültürleri tahrip etti, dengelerini bozdu. Yetkin röportajları, keskin zekâsı ve derin muhakeme yeteneği sayesinde Eric Schlosser, daha da uzatabileceğimiz bu suç listesi için yeterince sağlam kanıt sunuyor. Sarsıcı araştırması, fast food işinin doğduğu Kaliforniya şehirlerinden, pek çok fast food yiyeceğinin tat ve kokusunun üretildiği New Jersey Turnpike'daki sanayi şeridine kadar uzanıyor. Fast food şirketleri ile Hollywood arasındaki kurnazca ittifakla, hazır yiyecek endüstrisinin gıda üretimiyle, popüler kültürle, hatta gayri menkul piyasasında yarattığı etkilerle ilgili pek çok irkiltici olgu anlatılıyor kitapta.
Eric Schlosser'ın pek çok dile çevrilen ve çevrildiği bütün dillerde geniş yankı uyandıran kitabı şimdi Türkçede her ay yayımlanan yüzlerce araştırma ve röportaj kitabının arasında nasıl oldu da Hamburger Cumhuriyeti bu kadar ilgi gördü? Pek çok eleştirmenin, zengin araştırmacılığının yanı sıra çok iyi bir yazar olduğunda birleştiği Schlosser, birçok insanın bildiği, sezdiği, ama işin kolayına kaçarak bilmezden geldiği bir sorunu gündeme getirdi, mitolojiyi bozdu. Schlesser başarısını felaket tellallığı yapmadan felaketi haber veren üslubuna borçlu. Zekice bir araştırmanın ürünü olan kitap, tüm dünya vatandaşları için acil bir uyarı aslında: Özellikle de her konuda büyük ABD'nin peşi sıra gitmekte bir an bile tereddüt etmeyen ebedi hayranlarının iktidarda olduğu "küçük Amerikan devletlerinin" yurttaşları için... Fast food kültürünün suç listesi hayli kabarık: Doğal çevreye yapılan tahribatı hızlandırdı. Zengin ile yoksul arasındaki uçurumu derinleştirdi. Obezliği, aşırı kilo hastalığını doğurdu ve yaygınlaştırdı. Kültür emperyalizmi yoluyla başka kültürleri tahrip etti, dengelerini bozdu. Yetkin röportajları, keskin zekâsı ve derin muhakeme yeteneği sayesinde Eric Schlosser, daha da uzatabileceğimiz bu suç listesi için yeterince sağlam kanıt sunuyor. Sarsıcı araştırması, fast food işinin doğduğu Kaliforniya şehirlerinden, pek çok fast food yiyeceğinin tat ve kokusunun üretildiği New Jersey Turnpike'daki sanayi şeridine kadar uzanıyor. Fast food şirketleri ile Hollywood arasındaki kurnazca ittifakla, hazır yiyecek endüstrisinin gıda üretimiyle, popüler kültürle, hatta gayri menkul piyasasında yarattığı etkilerle ilgili pek çok irkiltici olgu anlatılıyor kitapta.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 4,06 | 4,06 |