466 sayılı Kanundışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun un 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlükten kaldırılması ile Koruma Tedbirlerineilişkin tazminat davaları farklı ve yeni bir boyut kazanmıştır. Her ne kadar 1 Haziran 2005 tarihinden önceki işlemler nedeniyle, 466 sayılı Yasaya göre değerlendirme yapılmakta ise de; biz bu konuyu, karşılaştırmalı olarak açıklamaya, ayrıca yeni CMK ya göre, değerlendirmeye tabi tutarak isabetli ve hukuki uygulama yapılmasını istedik. Koruma Tedbirlerinin, yasalara, özellikle kabul ettiğimiz AİHS ve AİHM kararlarına uygun olarak yapılması, hukuka bağlılık açısından son derece önemlidir. Biz bu çalışma ile hukuka uygun usul ve yasa yöntemlerini belirleyerek kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasına, hukukun üstünlüğünün egemen kılınmasına katkı sağlanmaya çalışılmıştır.
Hukukçularımızın yakalama, elkoyma, tutuklama, tutukluluk süreleri vs. gibi koruma tedbirlerine dayalı uygulamalarını, tamamen hukuka uygun olarak yapma mecburiyetleri vardır. Bu konu, hiçbir zaman, keyfi veya kişinin algıladığı tarzdaki değerlendirmelere ve siyasi tercihlere tabi tutulamaz. Aynı zamanda yakalama sonucu kelepçe takılması konusu dahi CMK nun 93 ve Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği nin 7. maddesindeki hükümler ile bu konudaki AİHM kararlarının birlikte değerlendirilmesi sonucu hukuka uygun yapılması, ayrıca kurumların bu konuyu, bir güç ve gövde gösterisine dönüştürmeden, kişilerin hüküm giyinceye kadar masum oldukları ilkesini ihlal etmemeleri gerektiğini özellikle vurgulamak istenmiştir.
466 sayılı Kanundışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun un 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlükten kaldırılması ile Koruma Tedbirlerineilişkin tazminat davaları farklı ve yeni bir boyut kazanmıştır. Her ne kadar 1 Haziran 2005 tarihinden önceki işlemler nedeniyle, 466 sayılı Yasaya göre değerlendirme yapılmakta ise de; biz bu konuyu, karşılaştırmalı olarak açıklamaya, ayrıca yeni CMK ya göre, değerlendirmeye tabi tutarak isabetli ve hukuki uygulama yapılmasını istedik. Koruma Tedbirlerinin, yasalara, özellikle kabul ettiğimiz AİHS ve AİHM kararlarına uygun olarak yapılması, hukuka bağlılık açısından son derece önemlidir. Biz bu çalışma ile hukuka uygun usul ve yasa yöntemlerini belirleyerek kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasına, hukukun üstünlüğünün egemen kılınmasına katkı sağlanmaya çalışılmıştır.
Hukukçularımızın yakalama, elkoyma, tutuklama, tutukluluk süreleri vs. gibi koruma tedbirlerine dayalı uygulamalarını, tamamen hukuka uygun olarak yapma mecburiyetleri vardır. Bu konu, hiçbir zaman, keyfi veya kişinin algıladığı tarzdaki değerlendirmelere ve siyasi tercihlere tabi tutulamaz. Aynı zamanda yakalama sonucu kelepçe takılması konusu dahi CMK nun 93 ve Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği nin 7. maddesindeki hükümler ile bu konudaki AİHM kararlarının birlikte değerlendirilmesi sonucu hukuka uygun yapılması, ayrıca kurumların bu konuyu, bir güç ve gövde gösterisine dönüştürmeden, kişilerin hüküm giyinceye kadar masum oldukları ilkesini ihlal etmemeleri gerektiğini özellikle vurgulamak istenmiştir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 27,00 | 27,00 |