“Hakikat ve Yöntem güçlü bir kitaptır; gerçekten de felsefi hermenoytiğin klasiği haline gelmiştir —savaş sonrası Alman felsefesinin ihraç edilmeye elverişli ve değerli birkaç başarısından biridir. Hakikat ve Yöntem mütevazı bir başlama noktasından, Geisteswissenschaften (anlam bilimleri)’a uygun epistemoloji sorunundan hareketle sanat, tarih, dil alanlarında ve Batı felsefe geleneğinde dolaşır ve bir evrensel ontolojiye ulaşır. Bu kitabın açtığı uzun yolu katetmek isteyen kişinin derin bir nefes alması ve çok sayıda “engeli“ aşması gerekir. O gerçek bir summa/şaheser, hermenoytiğin summa’sı/şaheseri, fakat aynı zamanda kontrol edilemez olanın, yani insanın sonluluğunun/sınırlılığının da summa’sıdır/şaheseridir. Hakikat ve Yöntem’i provakatif hale getiren şey argümanıdır: Anlama teorisi asla sonunda “nesnesinin“ tam bir kavramlaştırmaya ve metodize etmeye çalışırken daima çok geç kalırız. Anlama asla fiilen temellendirilemez; çünkü anlamanın bizatihi kendisi daima zaten üzerinde durduğumuz temel, üzerinde durduğumuz zemindir.
Hayat ve birbirimizle ilişkiler evrenimiz, dile gelebilen, paylaşılabilen şeyler, sevgilerimiz, sempatilerimiz ve antipatilerimiz, kavramlaştırılamaz hayat faktörleri; bütün bunlar yöntemin kontrolüne tabi alanların dışında kalır.Ve fakat biz burada da “hakikat“i tecrübe eder, onu paylaşır, iletir ve onunla birlikte yaşarız. Hakikat ve Yöntem’in ilgilendiği hermenoytik hakikat budur.
Gadamer’in, konusunu tanımlamak için “hermenoytik“ kelimesini kullanması onu kadim geleneğin karşısında provokatif bir hamleye dönüştürür. Eski hermenoytiğin yapmaya çalıştığı şey anlamanın kesin kuralları ve yöntemleridir. Bu yüzden ilk bakışta insanlar Gadamer’in de Geisteswissenschaften/anlam bilimleri için, eski Friedrich Schleiermacher, Wilhelm Dilthey, Erich Rothacker ve Emilio Betti geleneğinde yeni bir metodoji inşa etmek istediğini düşünmüştür. Bu çok büyük bir yanlış anlamadır. Aslında Gadamer, o zamana kadar yapılandan bütünüyle farklı bir şeyle, yani yöntemle kontrol edilebilen alanın hep dışında duran bir şeyle ilgileniyordu. Gadamer’e göre Geisteswissenschaften/anlam bilimleri bu alan hakkında düşünmek için iyi bir çıkış noktası oluşturur; fakat kesinlikle teorisi hermenyotik olan bir metodolojiye ihtiyaç duyduğu için değil. Tam tersine, anlam bilimlerinin biricikliği, her yöntemin sınırlı geçerlilik alanının farkına varmamızı sağlar.
Gadamer’e göre bilimsel yöntem ne kadar geriye çekilirse sanat o kadar öne çıkar. Bu yüzden sanat oyunları Gadamer hermenoytiğinde birçok bakımdan anahtar bir rol oynar. Sanatın tecrübesinin nasıl bütün boyutlarıyla hermenoytik probleme de uygulanabilecek bir hakikat tecrübesi olduğunu keşfetmek zorunludur. İşte tam da bu nedenle, söz konusu tecrübeyi estetizasyon tehlikesi- sanatın kendi kendisini kavrayışı ve keza bütün anlam bilimlerinde ondokuzuncu yüzyılda ve sonrasında ortaya çıkan bir tehlike - karşısında korumak çok önelmidir. Gadamer için bu estetik kültle yapılabilecek hiçbir şey yoktur (sanata tutkusu estet izlenimi bırakmasına yol açsa da). Bu ona göre öldürücü bir yanlış anlamadır; hakikat sorunlarında bilimsel yöntemin egemenliğinden doğan ve bu egemenliği doğrulayan bir yanlış anlama.“
“Hakikat ve Yöntem güçlü bir kitaptır; gerçekten de felsefi hermenoytiğin klasiği haline gelmiştir —savaş sonrası Alman felsefesinin ihraç edilmeye elverişli ve değerli birkaç başarısından biridir. Hakikat ve Yöntem mütevazı bir başlama noktasından, Geisteswissenschaften (anlam bilimleri)’a uygun epistemoloji sorunundan hareketle sanat, tarih, dil alanlarında ve Batı felsefe geleneğinde dolaşır ve bir evrensel ontolojiye ulaşır. Bu kitabın açtığı uzun yolu katetmek isteyen kişinin derin bir nefes alması ve çok sayıda “engeli“ aşması gerekir. O gerçek bir summa/şaheser, hermenoytiğin summa’sı/şaheseri, fakat aynı zamanda kontrol edilemez olanın, yani insanın sonluluğunun/sınırlılığının da summa’sıdır/şaheseridir. Hakikat ve Yöntem’i provakatif hale getiren şey argümanıdır: Anlama teorisi asla sonunda “nesnesinin“ tam bir kavramlaştırmaya ve metodize etmeye çalışırken daima çok geç kalırız. Anlama asla fiilen temellendirilemez; çünkü anlamanın bizatihi kendisi daima zaten üzerinde durduğumuz temel, üzerinde durduğumuz zemindir.
Hayat ve birbirimizle ilişkiler evrenimiz, dile gelebilen, paylaşılabilen şeyler, sevgilerimiz, sempatilerimiz ve antipatilerimiz, kavramlaştırılamaz hayat faktörleri; bütün bunlar yöntemin kontrolüne tabi alanların dışında kalır.Ve fakat biz burada da “hakikat“i tecrübe eder, onu paylaşır, iletir ve onunla birlikte yaşarız. Hakikat ve Yöntem’in ilgilendiği hermenoytik hakikat budur.
Gadamer’in, konusunu tanımlamak için “hermenoytik“ kelimesini kullanması onu kadim geleneğin karşısında provokatif bir hamleye dönüştürür. Eski hermenoytiğin yapmaya çalıştığı şey anlamanın kesin kuralları ve yöntemleridir. Bu yüzden ilk bakışta insanlar Gadamer’in de Geisteswissenschaften/anlam bilimleri için, eski Friedrich Schleiermacher, Wilhelm Dilthey, Erich Rothacker ve Emilio Betti geleneğinde yeni bir metodoji inşa etmek istediğini düşünmüştür. Bu çok büyük bir yanlış anlamadır. Aslında Gadamer, o zamana kadar yapılandan bütünüyle farklı bir şeyle, yani yöntemle kontrol edilebilen alanın hep dışında duran bir şeyle ilgileniyordu. Gadamer’e göre Geisteswissenschaften/anlam bilimleri bu alan hakkında düşünmek için iyi bir çıkış noktası oluşturur; fakat kesinlikle teorisi hermenyotik olan bir metodolojiye ihtiyaç duyduğu için değil. Tam tersine, anlam bilimlerinin biricikliği, her yöntemin sınırlı geçerlilik alanının farkına varmamızı sağlar.
Gadamer’e göre bilimsel yöntem ne kadar geriye çekilirse sanat o kadar öne çıkar. Bu yüzden sanat oyunları Gadamer hermenoytiğinde birçok bakımdan anahtar bir rol oynar. Sanatın tecrübesinin nasıl bütün boyutlarıyla hermenoytik probleme de uygulanabilecek bir hakikat tecrübesi olduğunu keşfetmek zorunludur. İşte tam da bu nedenle, söz konusu tecrübeyi estetizasyon tehlikesi- sanatın kendi kendisini kavrayışı ve keza bütün anlam bilimlerinde ondokuzuncu yüzyılda ve sonrasında ortaya çıkan bir tehlike - karşısında korumak çok önelmidir. Gadamer için bu estetik kültle yapılabilecek hiçbir şey yoktur (sanata tutkusu estet izlenimi bırakmasına yol açsa da). Bu ona göre öldürücü bir yanlış anlamadır; hakikat sorunlarında bilimsel yöntemin egemenliğinden doğan ve bu egemenliği doğrulayan bir yanlış anlama.“
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 442,50 | 442,50 |