Hak Dostlarının Örnek Ahlakından-2 adlı o eserle ile ilgili, Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendinin bu nadide eserinin önsözünde şu satırlara yer verilmiş;
''Bizler bu imtihan âlemine mârifet ve ubûdiyet için, yani Cenâb-ı Hakk'ı tanımak ve O'na kullukta bulunmak için gönderildik. Bu hususta elimizden tutup bizlere yol gösterecek olan en büyük rehberimizse, Peygamber Efendimiz'dir. O, Rabbimizin bizlere emrettiği kulluğun mâhiyetini îzah eden bir fiilî kıstas ve emsalsiz örnek şahsiyettir. Bu itibarla Cenâb-ı Hakk'ın muhabbet ve rızâsına giden yol, “HZ. PEYGAMBER’E MUHABBETLE İTAAT”ten geçmektedir.
Yani Cenâb-ı Hak kendisine muhabbeti, O'na candan aziz bir muhabbetle itaat şartına bağlamıştır. Zira O, kendi hevâ ve hevesinden konuşmaz. O'nun her hâl ve hareketi; vahyin şerh ve îzâhı demektir. O'nun mübârek sîreti, kalb-i pâkine indirilmiş olan Kur'ân hakîkatlerinin hayata aksetmiş hâlinden ibârettir.
Ümmet-i Muhammed olarak bizler de O'nun nurlu izinden gidebilmek ve O'nun ahlâkıyla ahlâklanmak için “KUR’ÂN EHLİ OLMAK” mecbûriyetinde¬yiz. Zira Hazret-i Âişe c vâlidemizin ifâdesiyle; O'nun ahlâkı Kur'ân'dır. İç dünyamızı O'nun gönül dokusundaki hissiyât ile tezyîn edebilmek için, evvelâ Kur'ân-ı Kerîm'in feyz ve rûhâniyeti altında bir mânevî tahsil ve terbiyeye muhtâcız.
Samimi bir gönülle Kur'ân-ı Kerîm'in mânâ iklîmine girerek onun sır ve hikmetlerini lâyıkıyla tefekkür edebilen bir mü'min, her şeyden önce Rabbimizin sonsuz kudret ve azameti karşısında kendi “HİÇLİK” ve acziyetini idrâk eder.
Hak Dostlarının Örnek Ahlakından-2 adlı o eserle ile ilgili, Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendinin bu nadide eserinin önsözünde şu satırlara yer verilmiş;
''Bizler bu imtihan âlemine mârifet ve ubûdiyet için, yani Cenâb-ı Hakk'ı tanımak ve O'na kullukta bulunmak için gönderildik. Bu hususta elimizden tutup bizlere yol gösterecek olan en büyük rehberimizse, Peygamber Efendimiz'dir. O, Rabbimizin bizlere emrettiği kulluğun mâhiyetini îzah eden bir fiilî kıstas ve emsalsiz örnek şahsiyettir. Bu itibarla Cenâb-ı Hakk'ın muhabbet ve rızâsına giden yol, “HZ. PEYGAMBER’E MUHABBETLE İTAAT”ten geçmektedir.
Yani Cenâb-ı Hak kendisine muhabbeti, O'na candan aziz bir muhabbetle itaat şartına bağlamıştır. Zira O, kendi hevâ ve hevesinden konuşmaz. O'nun her hâl ve hareketi; vahyin şerh ve îzâhı demektir. O'nun mübârek sîreti, kalb-i pâkine indirilmiş olan Kur'ân hakîkatlerinin hayata aksetmiş hâlinden ibârettir.
Ümmet-i Muhammed olarak bizler de O'nun nurlu izinden gidebilmek ve O'nun ahlâkıyla ahlâklanmak için “KUR’ÂN EHLİ OLMAK” mecbûriyetinde¬yiz. Zira Hazret-i Âişe c vâlidemizin ifâdesiyle; O'nun ahlâkı Kur'ân'dır. İç dünyamızı O'nun gönül dokusundaki hissiyât ile tezyîn edebilmek için, evvelâ Kur'ân-ı Kerîm'in feyz ve rûhâniyeti altında bir mânevî tahsil ve terbiyeye muhtâcız.
Samimi bir gönülle Kur'ân-ı Kerîm'in mânâ iklîmine girerek onun sır ve hikmetlerini lâyıkıyla tefekkür edebilen bir mü'min, her şeyden önce Rabbimizin sonsuz kudret ve azameti karşısında kendi “HİÇLİK” ve acziyetini idrâk eder.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 172,80 | 172,80 |