1980'lerin sonlarında elverişli konumumuzun da yardımıyla ikimiz de Sovyetler Birliği'nde ortaya çıkan ekonomik ve politik reformları ilgiyle gözlemledik. O zamanlarda, Gorbaçov'un perestroyka politikası dünyanın ilk demokratik sosyalist sistemini doğuracakmış gibi görünüyordu. Belki de, Sovyetler Birliği'nin baskıcı devleti ve sımsıkı merkezileştirilmiş ekonominin altında gömülü kalan bazı samimi sosyalistliklerini koruyabilen kişiler asıl olarak Rus devriminden temel ilhamını alarak ayakta kalabilirlerdi. Sovyet sisteminin bozulmuş ve kötü görünümüne karşın Gorbaçov'un geçmişte iyi olan ne varsa özgürleştirmek konusunda başarılı olabileceği olası görünüyordu.
Eski Sovyetler Birliği'ndeki olaylar böyle bir yön izlemedi. Gorbaçov'un Sovyet sisteminde reform girişimi onun dağılmasına yol açtı. 1991'in sonunda, Gorbaçov'un iktidara yükselişinden altı yıl sonra Sovyet devleti dağıldı ve yerini on beş ulusal bağımsız devlet aldı. Böylelikle Gorbaçov'un Sovyet sosyalizmini revize etmek ve demokratikleştirmek projesinin yerini kapitalizmi inşa etmek aldı. Bu da olayların hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir yönde, farklı çizgide gelişimine neden oldu.
Bu kitabın yazarları olarak biz ilk kez 1991'de Moskova'da buluştuk. Çevremizde ortaya çıkan Sovyetlerin çöküşünü tartıştık. Batı medyası, kaçınılmaz bir ekonomik çöküşün Sovyet yöneticilerini daha fazla sistemi savunamaz ve koruyamaz durumda bıraktığı ve Sovyet sisteminin aşağıdan gelen bir saldırı sonucunda devrildiği şeklindeki popüler hikâyeyle doluydu. Buna karşın bizim gördüğümüz hiç de öyle bir şey değildi. Biz Sovyet sisteminin çöküşü sürecine özel entelektüel eğitimimiz ve deneyimlerimizin penceresinden baktık, verilen bu açıklamaların kanıtlarla uyuşmadığını ve inanılmaz olduğunu gördük.
Sovyet sisteminin sadece halkın ayaklanması ile birleşen ekonomik çöküşle değil, aynı zamanda onun yönetici sınıfının kendi çıkarları peşinde koşmalarının bir sonucu olarak dağıldığı görüşünde birleştik.
Sadece Sovyet sisteminin çöküşünü kapsamakla kalmayıp onun ortadan kalkması ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Rusya'nın ekonomik ve politik gelişmelerdeki değişimler ve dönüşümleri de kapsama noktasına gelen bu araştırma eski Sovyetler Birliği yöneticileri ve Komünist Parti liderleri, siyasi danışmanlar, bağımsız Rusya'da siyasi yelpazenin her kesiminden siyasi liderler, ekonomistler, akademisyenler, yeni özel sektör işadamları, sendika liderleri ve yabancı (Sovyet/Rus olmayan) uzmanlarla yapılan görüşmelerle zenginleşti.
1980'lerin sonlarında elverişli konumumuzun da yardımıyla ikimiz de Sovyetler Birliği'nde ortaya çıkan ekonomik ve politik reformları ilgiyle gözlemledik. O zamanlarda, Gorbaçov'un perestroyka politikası dünyanın ilk demokratik sosyalist sistemini doğuracakmış gibi görünüyordu. Belki de, Sovyetler Birliği'nin baskıcı devleti ve sımsıkı merkezileştirilmiş ekonominin altında gömülü kalan bazı samimi sosyalistliklerini koruyabilen kişiler asıl olarak Rus devriminden temel ilhamını alarak ayakta kalabilirlerdi. Sovyet sisteminin bozulmuş ve kötü görünümüne karşın Gorbaçov'un geçmişte iyi olan ne varsa özgürleştirmek konusunda başarılı olabileceği olası görünüyordu.
Eski Sovyetler Birliği'ndeki olaylar böyle bir yön izlemedi. Gorbaçov'un Sovyet sisteminde reform girişimi onun dağılmasına yol açtı. 1991'in sonunda, Gorbaçov'un iktidara yükselişinden altı yıl sonra Sovyet devleti dağıldı ve yerini on beş ulusal bağımsız devlet aldı. Böylelikle Gorbaçov'un Sovyet sosyalizmini revize etmek ve demokratikleştirmek projesinin yerini kapitalizmi inşa etmek aldı. Bu da olayların hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir yönde, farklı çizgide gelişimine neden oldu.
Bu kitabın yazarları olarak biz ilk kez 1991'de Moskova'da buluştuk. Çevremizde ortaya çıkan Sovyetlerin çöküşünü tartıştık. Batı medyası, kaçınılmaz bir ekonomik çöküşün Sovyet yöneticilerini daha fazla sistemi savunamaz ve koruyamaz durumda bıraktığı ve Sovyet sisteminin aşağıdan gelen bir saldırı sonucunda devrildiği şeklindeki popüler hikâyeyle doluydu. Buna karşın bizim gördüğümüz hiç de öyle bir şey değildi. Biz Sovyet sisteminin çöküşü sürecine özel entelektüel eğitimimiz ve deneyimlerimizin penceresinden baktık, verilen bu açıklamaların kanıtlarla uyuşmadığını ve inanılmaz olduğunu gördük.
Sovyet sisteminin sadece halkın ayaklanması ile birleşen ekonomik çöküşle değil, aynı zamanda onun yönetici sınıfının kendi çıkarları peşinde koşmalarının bir sonucu olarak dağıldığı görüşünde birleştik.
Sadece Sovyet sisteminin çöküşünü kapsamakla kalmayıp onun ortadan kalkması ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Rusya'nın ekonomik ve politik gelişmelerdeki değişimler ve dönüşümleri de kapsama noktasına gelen bu araştırma eski Sovyetler Birliği yöneticileri ve Komünist Parti liderleri, siyasi danışmanlar, bağımsız Rusya'da siyasi yelpazenin her kesiminden siyasi liderler, ekonomistler, akademisyenler, yeni özel sektör işadamları, sendika liderleri ve yabancı (Sovyet/Rus olmayan) uzmanlarla yapılan görüşmelerle zenginleşti.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 292,50 | 292,50 |