Giderken Bana Bir Şeyler Söyle İnsanın Temel Acıları Üçlemesi-2

Stok Kodu:
9789752638501
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
272
Baskı:
10
Basım Tarihi:
2008-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%32 indirimli
14,82TL
10,08TL
9789752638501
426719
Giderken Bana Bir Şeyler Söyle
Giderken Bana Bir Şeyler Söyle İnsanın Temel Acıları Üçlemesi-2
10.08

HAYAT, SONSUZ BİR VAROLUŞ KAZANMA ÇABASIDIRİnsanların yolu iki şeye, aşka ve ölüme mutlaka düşer. İnsanın Temel Acıları üçlemesinin ilk romanı Aynalar Koridorunda Aşkta yolu aşka düşenlerin ruhsal durumlarını irdeleyen Psikiyatrist Mustafa Ulusoy, üçlemenin ikinci romanını yolu ölüme düşen insanlar üzerine kuruyor. Ölümü anlatırken dönüp aşka bir kez daha bakıyor. Aşkın güçsüzlüğüne karşın, ahlakın varlığa özen göstermek olduğunu temel alan yazar, ancak özen gösterilen ilişkinin derin bir bağlanma sağlayabileceğini söylüyor.Dr. Mavi bu sefer yolu ölüme, kayıplara düşenler karşısında çaresizliğe kapılıyor, onları dinledikçe kendi ölümüne saplanıp kalıyor. Sözcükleri kendine bile yetmeyince Beyazın bilgece açıklamalarına ve teselli edici sözlerine sığınıyor. Kırmızı, kaybettiği aşkını bulduğunu düşündüğü an yeniden kaybediyor. Turuncu sonuncusu oğlu olmak üzere üç büyük kayıp yaşayarak üç karanlıktan geçiyor. Kahverengi sürekli ya kaybedersem diyerek hayatını kaybediyor. Gri hayatının her anını kaybetme korkusuna kızları ayartarak çare arıyor. Lacivert ve Turkuaz kaybettikleri oğulları Hakiye yeniden kavuşuyorlar. Eflatun ölmeden önce eldivenlerini Dr. Maviye bırakarak Beni unutma! demek istiyor. Morun cüzdanından çıkan kız resmi annesini hüzünlendiriyor. Yıllar sonra açılan kutudan iki dolmakalem ve iki cüzdan çıkıyorSonunda Dr. Mavi, Turuncu, Kahverengi, Kırmızı, Gri, diğerleri ve elbette bilge dostu Beyazla birlikte insanın temel acılarından ölümü katman katman açıyor. Gerçek ya da muhayyel acılardan geçen, ölümü çeşitli biçimlerde tecrübe eden kahramanlarımız, insanoğlunun kaçınılmaz yazgısıyla barışmanın yollarını keşfediyorlar. Mustafa Ulusoy, Giderken Bana Bir Şeyler Söylede ölümle birlikte hayatı, ayrılığı, babalığı, yoksunluğu, kederi, dostluğu, öfkeyi, tanıklığı, varoluşsal işe yaramayı, yalnızlığı ama özellikle öykülerimizin yalnızlıktan ve sessizce ölmekten nasıl kurtulacağını anlatıyor. Ölümü gülümsetiyor Ulusoy, Ölüm Meleğini hepimize arkadaş kılıyor. İnsanın ölümden korkar gibi görünmesi bir yanılsamadır. İnsan, aslında yokluktan, yokluğun getireceği sonsuz ayrılıktan özellikle de kendinden sonsuz ayrılmaktan korkar. Ölümse, hem ayıran hem birleştirendir. Ayrılmak için ölmek gerekir. Ama buluşmak için de ölmek gerekir. Ölüm gibi ikili bir yapısı olan başka bir durum yoktur. Bu yönüyle ölüm ikili, zıt bir duygu uyandırır insanda. Onu çekici kılan, cazip hale getiren, taçlandıran da budur.Ben yalnız ölmemeye takıldım. Rahatladım, gülümsedim. İlk kez ölümü okurken sıkıntı hissetmedim. Ulusoy ölümü gündelik hayatımıza alıyor. Kabul buyurun, o var, diyor. Ölüm sırasındaki yalnızlığımızı giderdikten sonraki soru, peki ya şimdi? Ölüm sonrası için bize hayata benzeyen, sıcak bir ortam sunuyor.İnançlı olun ya da olmayın ölüm sonrası için inanç neredeyse yegâne çıkıştır. İnanç şanstır, denir. Bunu bir kez daha fark ediyorsunuz. İnsan ölünce ölümün içinden geçer diyor Mustafa Ulusoy. Hayat ölüme giderken geçilen bir süreçtir. Benim için kitabın cümlesi budur. Özel bir konu, özel bir kitap.

HAYAT, SONSUZ BİR VAROLUŞ KAZANMA ÇABASIDIRİnsanların yolu iki şeye, aşka ve ölüme mutlaka düşer. İnsanın Temel Acıları üçlemesinin ilk romanı Aynalar Koridorunda Aşkta yolu aşka düşenlerin ruhsal durumlarını irdeleyen Psikiyatrist Mustafa Ulusoy, üçlemenin ikinci romanını yolu ölüme düşen insanlar üzerine kuruyor. Ölümü anlatırken dönüp aşka bir kez daha bakıyor. Aşkın güçsüzlüğüne karşın, ahlakın varlığa özen göstermek olduğunu temel alan yazar, ancak özen gösterilen ilişkinin derin bir bağlanma sağlayabileceğini söylüyor.Dr. Mavi bu sefer yolu ölüme, kayıplara düşenler karşısında çaresizliğe kapılıyor, onları dinledikçe kendi ölümüne saplanıp kalıyor. Sözcükleri kendine bile yetmeyince Beyazın bilgece açıklamalarına ve teselli edici sözlerine sığınıyor. Kırmızı, kaybettiği aşkını bulduğunu düşündüğü an yeniden kaybediyor. Turuncu sonuncusu oğlu olmak üzere üç büyük kayıp yaşayarak üç karanlıktan geçiyor. Kahverengi sürekli ya kaybedersem diyerek hayatını kaybediyor. Gri hayatının her anını kaybetme korkusuna kızları ayartarak çare arıyor. Lacivert ve Turkuaz kaybettikleri oğulları Hakiye yeniden kavuşuyorlar. Eflatun ölmeden önce eldivenlerini Dr. Maviye bırakarak Beni unutma! demek istiyor. Morun cüzdanından çıkan kız resmi annesini hüzünlendiriyor. Yıllar sonra açılan kutudan iki dolmakalem ve iki cüzdan çıkıyorSonunda Dr. Mavi, Turuncu, Kahverengi, Kırmızı, Gri, diğerleri ve elbette bilge dostu Beyazla birlikte insanın temel acılarından ölümü katman katman açıyor. Gerçek ya da muhayyel acılardan geçen, ölümü çeşitli biçimlerde tecrübe eden kahramanlarımız, insanoğlunun kaçınılmaz yazgısıyla barışmanın yollarını keşfediyorlar. Mustafa Ulusoy, Giderken Bana Bir Şeyler Söylede ölümle birlikte hayatı, ayrılığı, babalığı, yoksunluğu, kederi, dostluğu, öfkeyi, tanıklığı, varoluşsal işe yaramayı, yalnızlığı ama özellikle öykülerimizin yalnızlıktan ve sessizce ölmekten nasıl kurtulacağını anlatıyor. Ölümü gülümsetiyor Ulusoy, Ölüm Meleğini hepimize arkadaş kılıyor. İnsanın ölümden korkar gibi görünmesi bir yanılsamadır. İnsan, aslında yokluktan, yokluğun getireceği sonsuz ayrılıktan özellikle de kendinden sonsuz ayrılmaktan korkar. Ölümse, hem ayıran hem birleştirendir. Ayrılmak için ölmek gerekir. Ama buluşmak için de ölmek gerekir. Ölüm gibi ikili bir yapısı olan başka bir durum yoktur. Bu yönüyle ölüm ikili, zıt bir duygu uyandırır insanda. Onu çekici kılan, cazip hale getiren, taçlandıran da budur.Ben yalnız ölmemeye takıldım. Rahatladım, gülümsedim. İlk kez ölümü okurken sıkıntı hissetmedim. Ulusoy ölümü gündelik hayatımıza alıyor. Kabul buyurun, o var, diyor. Ölüm sırasındaki yalnızlığımızı giderdikten sonraki soru, peki ya şimdi? Ölüm sonrası için bize hayata benzeyen, sıcak bir ortam sunuyor.İnançlı olun ya da olmayın ölüm sonrası için inanç neredeyse yegâne çıkıştır. İnanç şanstır, denir. Bunu bir kez daha fark ediyorsunuz. İnsan ölünce ölümün içinden geçer diyor Mustafa Ulusoy. Hayat ölüme giderken geçilen bir süreçtir. Benim için kitabın cümlesi budur. Özel bir konu, özel bir kitap.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat