Elinizde tuttuğunuz kitabın temelini oluşturan "menfaat devri" (disgorgement of profits) yaptırımı yalnız özel hukuk alanındaki sıra dışılığı ile kavranması zor bir yaptırım olmakla kalmayıp, aynı zamanda, güncelliği, teorik ve pratik önemi ile de düpedüz baş döndürücü bir yaptırım oluşturmakta. Nitekim, bu yaptırım tüm uluslararası hukuk kongrelerinde tartışma gündemine alındığı gibi, yeni yasalarda ve yasa tasarılarında da kuralların arasında göze çarpmakta. Menfaat devri yaptırımı bencil ve kasıtlı menfaat gaspının özel ağırlıktaki yaptırımı sayılabilir. Özel hukuk alanında yadırgansa da düpedüz cezalandırıcı ve caydırıcı işlevli bir yaptırımdır bu; tazminatın ve haksız (sebepsiz) zenginleşmenin boyutlarını aşan bir yaptırım olarak dikkati çeker. Şöyle ki kendisine tahsis edilmiş olan menfaat alanı ihlal edilen mağdura bu yaptırım bağlamında fiilen uğramış olduğu somut zarardan ve saldırganın elde etmiş olduğu "objektif zenginleşme"den (ortalama piyasa değerinden) bağımsız olup, bu kalemleri aşan bir bedel (saldırganın özel bir beceriyle elde etmiş olduğu süper kişisel - sübjektif zenginleşme bedeli) ödetilir. İzlenen amaç, besbelli, başkasının menfaatini gasp edenin bu saldırganlığının onun yanına kar bırakılmamasıdır. Bu arada en sık karşılaşılan üç olguda, "fikri hak ihlalinde, kişilik hakkı ihlalinde ve haksız rekabette" menfaat devri yaptırımının özel olarak öngörülmüş olması ilginçtir. Yeni eğilimler, Anglo-Amerikan hukukundaki "cezalandırıcı tazminat" (punitive damage) anlayışını geliştirerek, bu menfaat devri yaptırımını bu üç özel olgunun ötesinde ve üstünde bir genel yaptırım düzeyine çıkarmaktan yana gözükmekte. Aslında, tazminatın kusurla düz orantılı olarak saptanmasının öngörüldüğü hukukumuzda bu yaklaşım bizde de pekala gönül rahatlığıyla benimsenebilir.
Çalışmanın çok zengin bir yerli ve yabancı bir kaynakçayla desteklenmiş olması, başarılı dili ve söylemiyle rahat okunabilmesi, tutarlı bir mantıksal silsileyi yansıtan ve tezi izlemeyi kolaylaştıran bir plana göre yürütülmüş olması, referanslarda bilimsel etiğe, ciddiliğe ve titizliğe uyulmuş olması, tartışmalı konularda kişilikli tavırlar alınmış olması ama bu arada bilim insanına yakışan alçakgönüllülükten ve ağırbaşlılıktan da kopulmaması, karşılaştırmalı hukuk yönteminin başarıyla uygulanması, değişik hukuk düzenlerindeki çözümlerin eleştirel bir yaklaşımla irdelenmesi, tüm çözümlerin ve önerilerin kavramcılığın ve kuralcılığın tuzağına düşülmeksizin, doğrudan doğruya adalet, yerindelik ve hukuki güvenlik temel değerlerine bağlı kalınarak üretilmesi, çalışmaya özel bir ağırlık, düzey ve çekicilik kazandırmakta. Sözün özü, okuyucusunun yalnız bilgi dağarcığını zenginleştirmekle ve yararlanmakla kalmayıp, aynı zamanda zevk alacağı bir kitaptır okuyacağınız bu kitap.
Elinizde tuttuğunuz kitabın temelini oluşturan "menfaat devri" (disgorgement of profits) yaptırımı yalnız özel hukuk alanındaki sıra dışılığı ile kavranması zor bir yaptırım olmakla kalmayıp, aynı zamanda, güncelliği, teorik ve pratik önemi ile de düpedüz baş döndürücü bir yaptırım oluşturmakta. Nitekim, bu yaptırım tüm uluslararası hukuk kongrelerinde tartışma gündemine alındığı gibi, yeni yasalarda ve yasa tasarılarında da kuralların arasında göze çarpmakta. Menfaat devri yaptırımı bencil ve kasıtlı menfaat gaspının özel ağırlıktaki yaptırımı sayılabilir. Özel hukuk alanında yadırgansa da düpedüz cezalandırıcı ve caydırıcı işlevli bir yaptırımdır bu; tazminatın ve haksız (sebepsiz) zenginleşmenin boyutlarını aşan bir yaptırım olarak dikkati çeker. Şöyle ki kendisine tahsis edilmiş olan menfaat alanı ihlal edilen mağdura bu yaptırım bağlamında fiilen uğramış olduğu somut zarardan ve saldırganın elde etmiş olduğu "objektif zenginleşme"den (ortalama piyasa değerinden) bağımsız olup, bu kalemleri aşan bir bedel (saldırganın özel bir beceriyle elde etmiş olduğu süper kişisel - sübjektif zenginleşme bedeli) ödetilir. İzlenen amaç, besbelli, başkasının menfaatini gasp edenin bu saldırganlığının onun yanına kar bırakılmamasıdır. Bu arada en sık karşılaşılan üç olguda, "fikri hak ihlalinde, kişilik hakkı ihlalinde ve haksız rekabette" menfaat devri yaptırımının özel olarak öngörülmüş olması ilginçtir. Yeni eğilimler, Anglo-Amerikan hukukundaki "cezalandırıcı tazminat" (punitive damage) anlayışını geliştirerek, bu menfaat devri yaptırımını bu üç özel olgunun ötesinde ve üstünde bir genel yaptırım düzeyine çıkarmaktan yana gözükmekte. Aslında, tazminatın kusurla düz orantılı olarak saptanmasının öngörüldüğü hukukumuzda bu yaklaşım bizde de pekala gönül rahatlığıyla benimsenebilir.
Çalışmanın çok zengin bir yerli ve yabancı bir kaynakçayla desteklenmiş olması, başarılı dili ve söylemiyle rahat okunabilmesi, tutarlı bir mantıksal silsileyi yansıtan ve tezi izlemeyi kolaylaştıran bir plana göre yürütülmüş olması, referanslarda bilimsel etiğe, ciddiliğe ve titizliğe uyulmuş olması, tartışmalı konularda kişilikli tavırlar alınmış olması ama bu arada bilim insanına yakışan alçakgönüllülükten ve ağırbaşlılıktan da kopulmaması, karşılaştırmalı hukuk yönteminin başarıyla uygulanması, değişik hukuk düzenlerindeki çözümlerin eleştirel bir yaklaşımla irdelenmesi, tüm çözümlerin ve önerilerin kavramcılığın ve kuralcılığın tuzağına düşülmeksizin, doğrudan doğruya adalet, yerindelik ve hukuki güvenlik temel değerlerine bağlı kalınarak üretilmesi, çalışmaya özel bir ağırlık, düzey ve çekicilik kazandırmakta. Sözün özü, okuyucusunun yalnız bilgi dağarcığını zenginleştirmekle ve yararlanmakla kalmayıp, aynı zamanda zevk alacağı bir kitaptır okuyacağınız bu kitap.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 53,70 | 53,70 |