Dünya tarihinde önemli bir yeri olan Afrika kıtası İslam dininin bu kıta yerlileri arasında yayılmaya başlamasıyla birlikte yeni bir kimliğe kavuştu. Artık Fenikeliler, Vandallar, Romalılar ve Bizanslılar gibi kıta dışından gelen yabancı güçlerin yerini Kuzey Afrika’da Araplarla kardeş olup birlikte mücadele eden Berberiler, Büyük Sahra çöllerinde Tevarıklar (Tuaregler), Batı Afrika’da birbiri ardına hüküm süren güçlü imparatorluklarıyla kendilerinden bahsettiren Malililer, Kano ve Sokoto’da sultanlıklar kuran Hevsalar, Doğu Afrika sahillerinde Araplarla Sevahili adıyla yeni bir nesil oluşturan Bantular aldılar. Günümüz Afrika ülkelerinden Etiyopya’da Harar, Kenya’da Mombasa, Tanzanya’da Kilve, Mozambik’te Sofala, Nijerya’da Bornu, Kano ve Sokoto, Mali’de Timbüktü, Gine’de Kankan, Senegal’de Tûbâ, Fas’ta Rabat ve Merakeş, Tunus’ta Kayrevan, Libya’da Trablusgarp ve Mısır’da Kahire şehirleri İslam medeniyetinin parladığı ilim ve irfan merkezlerinden sadece birkaç tanesi olup her birinin zengin tarihleri göz kamaştırmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti 20. yüzyılda ara verdiği Afrika ile ortak geçmişinin kapılarını yeniden aralıyor. 1980 sonrası ülkemizde 1402’lik diye tabir edilen ve üniversiteden el çektirilen akademisyenlerden birisi uluslararası bir kuruluş adına kıtanın birçok ülkesinde çalıştıktan sonra Batı Afrika’nın fakir başkentlerinden Bamako’da kıtanın çölleşmesine karşı mücadele ediyordu. Onun tabiriyle İslam’ın nüfuz ettiği yerlerdeki emniyet ve asayişe ne geleneksel inançlara göre yaşayanların, ne de Hıristiyanlaştırılan yerlilerin yaşadığı bölgelerde rastlamak mümkündü. Bu yaşayarak elde edilmiş tecrübelerden sadece birisiydi. Günümüzde kıtanın birçok ülkesinde başta ticari faaliyetlerimiz olmak üzere birçok alanda varlık göstermeye çalışan vatandaşlarımız zamanı gelince geçmişteki tarihi bağlarımızın da yeniden canlanmasına öncülük edeceklerdir. Çünkü Kuzey Afrika sahillerinde, Tunus’un Mehdiye’sinde, Libya’nın Tâcura’sında, Sudan’ın Sevâkin’inde ayakta kalma mücadelesi veren ata yadigarı eserler son nefeslerini vermeden kendilerini inşa ettirenlerin yeni nesillerini bir kez daha görmek için sabırsızlanıyorlar.
Dünya tarihinde önemli bir yeri olan Afrika kıtası İslam dininin bu kıta yerlileri arasında yayılmaya başlamasıyla birlikte yeni bir kimliğe kavuştu. Artık Fenikeliler, Vandallar, Romalılar ve Bizanslılar gibi kıta dışından gelen yabancı güçlerin yerini Kuzey Afrika’da Araplarla kardeş olup birlikte mücadele eden Berberiler, Büyük Sahra çöllerinde Tevarıklar (Tuaregler), Batı Afrika’da birbiri ardına hüküm süren güçlü imparatorluklarıyla kendilerinden bahsettiren Malililer, Kano ve Sokoto’da sultanlıklar kuran Hevsalar, Doğu Afrika sahillerinde Araplarla Sevahili adıyla yeni bir nesil oluşturan Bantular aldılar. Günümüz Afrika ülkelerinden Etiyopya’da Harar, Kenya’da Mombasa, Tanzanya’da Kilve, Mozambik’te Sofala, Nijerya’da Bornu, Kano ve Sokoto, Mali’de Timbüktü, Gine’de Kankan, Senegal’de Tûbâ, Fas’ta Rabat ve Merakeş, Tunus’ta Kayrevan, Libya’da Trablusgarp ve Mısır’da Kahire şehirleri İslam medeniyetinin parladığı ilim ve irfan merkezlerinden sadece birkaç tanesi olup her birinin zengin tarihleri göz kamaştırmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti 20. yüzyılda ara verdiği Afrika ile ortak geçmişinin kapılarını yeniden aralıyor. 1980 sonrası ülkemizde 1402’lik diye tabir edilen ve üniversiteden el çektirilen akademisyenlerden birisi uluslararası bir kuruluş adına kıtanın birçok ülkesinde çalıştıktan sonra Batı Afrika’nın fakir başkentlerinden Bamako’da kıtanın çölleşmesine karşı mücadele ediyordu. Onun tabiriyle İslam’ın nüfuz ettiği yerlerdeki emniyet ve asayişe ne geleneksel inançlara göre yaşayanların, ne de Hıristiyanlaştırılan yerlilerin yaşadığı bölgelerde rastlamak mümkündü. Bu yaşayarak elde edilmiş tecrübelerden sadece birisiydi. Günümüzde kıtanın birçok ülkesinde başta ticari faaliyetlerimiz olmak üzere birçok alanda varlık göstermeye çalışan vatandaşlarımız zamanı gelince geçmişteki tarihi bağlarımızın da yeniden canlanmasına öncülük edeceklerdir. Çünkü Kuzey Afrika sahillerinde, Tunus’un Mehdiye’sinde, Libya’nın Tâcura’sında, Sudan’ın Sevâkin’inde ayakta kalma mücadelesi veren ata yadigarı eserler son nefeslerini vermeden kendilerini inşa ettirenlerin yeni nesillerini bir kez daha görmek için sabırsızlanıyorlar.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 16,67 | 16,67 |