Ercümend Ekrem Talu(1888 - 1956), Türk edebiyatında İkinci Meşrutiyet (1908)’ten sonra yazdığı daha çok mizahî roman, öykü ve fıkralarıyla tanınmış bir yazardır. Kurtuluş Savaşı yıllarında Evliya Çelebi üslûbuyla yazdığı ve o yılların toplumsal yaşamından, basın çevresinden ve savaş ortamından kesitler sunan Evliyâ-yı Cedid ve Zeyl-i Evliya-yı Cedid adlı eserlerindeki fıkralar da önemli itapları arasındadır. Roman ve öykülerinde çizdiği Meşhedi ve Torik Necmi tiplemeleriyle tanınmıştır. Talu, yaşadığı yıllar itibariyle Meşrutiyet, Mütareke, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet gibi Türk tarihinde çok önemli üç ayrı döneme tanıklık etmiştir. Türk edebiyatının ünlü bir şair-yazarı döneminin de tanınmış devlet adamlarından Recaizade Mahmut Ekrem’in oğlu olması, gözlemlerine ve anılarına ayrı bir önem katar. Yazar, süreli yayınlarda dağınık olarak kalmış pek çok anı kaleme almıştır. Bu anılar, hem eski İstanbul’u, İstanbul’daki günlük yaşamı, gelenek ve görenekleri, çeşitli mekânları ve kişileri anlatması hem de Meşrutiyet sonrası siyasal olayları kapsaması, çeşitli şari ve edebiyatçılarımızla ilgili özel bilgileri içermesi bakımından toplumsal, tarihsel ve edebî bir değere sahiptir.
Ercümend Ekrem Talu(1888 - 1956), Türk edebiyatında İkinci Meşrutiyet (1908)’ten sonra yazdığı daha çok mizahî roman, öykü ve fıkralarıyla tanınmış bir yazardır. Kurtuluş Savaşı yıllarında Evliya Çelebi üslûbuyla yazdığı ve o yılların toplumsal yaşamından, basın çevresinden ve savaş ortamından kesitler sunan Evliyâ-yı Cedid ve Zeyl-i Evliya-yı Cedid adlı eserlerindeki fıkralar da önemli itapları arasındadır. Roman ve öykülerinde çizdiği Meşhedi ve Torik Necmi tiplemeleriyle tanınmıştır. Talu, yaşadığı yıllar itibariyle Meşrutiyet, Mütareke, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet gibi Türk tarihinde çok önemli üç ayrı döneme tanıklık etmiştir. Türk edebiyatının ünlü bir şair-yazarı döneminin de tanınmış devlet adamlarından Recaizade Mahmut Ekrem’in oğlu olması, gözlemlerine ve anılarına ayrı bir önem katar. Yazar, süreli yayınlarda dağınık olarak kalmış pek çok anı kaleme almıştır. Bu anılar, hem eski İstanbul’u, İstanbul’daki günlük yaşamı, gelenek ve görenekleri, çeşitli mekânları ve kişileri anlatması hem de Meşrutiyet sonrası siyasal olayları kapsaması, çeşitli şari ve edebiyatçılarımızla ilgili özel bilgileri içermesi bakımından toplumsal, tarihsel ve edebî bir değere sahiptir.