Burhan Cahit Morkaya’nın ve gelecek nesillere Atatürk’ün hayatı ve düşünceleri hakkında bilgi vermek amacıyla hatıra, bilgi ve belgeler ile 1930 yılında kaleme aldığı bu eseri günümüz Türkçesine kazandırmakla üzerimize düşen bir görevi yerine getirdiğimize inanıyoruz.
Büyük Gazi’den lütfen kabul edilmemizi rica ettik. O gün saat dörtte bizi, beş yazar arkadaşı, Ankara’da istasyon binasındaki dairesinde kabul etti.
Gazi Mustafa Kemal, salon kapısında, bizi bir kat daha heyecana düşüren nezaketle, ayakta kabul etti. Hepimizin elini sıkıyordu. Sıra bana gelmişti. Elim kanı çekilmiş, kemikleri ezilmiş, soğumuş gibiydi, Mustafa Kemal’in ince ve sıcak parmakları bu benden ayrılmış gibi duran elimi aldı ve okşayan bakışları gözlerime doldu. Bir anda dirildim. Başım kalktı, Göğsüm ferahladı. Geniş geniş nefes alıyordum. İçimde şu his vardı, ben, zaferler, inkılâplar yaratan, tarihi yıkıp yapan o büyük insanın karşısında ve hususiyetinde idim. Ona bu kadar yaklaşmak varlığımı gurur ve azametle doldurmuştu.
Muhataplarını mest eden büyük insan sohbetin sonuna doğru siyasi vaziyetlerden bahsederken:
“Ben siyasî meseleleri de askeri vaziyetler gibi harita üzerinden mütalaa ederim, bir harita getirelim de size de tecrübe ettireyim,” dedi. Hepimizi bir telaş ve korku aldı. Onun karşısında siyasi vaziyetleri harita üzerinde tetkik etmenin bizim için ne gülünç bir manzara olacağını biliyorduk. Bu imtihanda alacağımız notların sıfırdan da aşağı olacağını düşünerek kızarıyorduk ki istasyon binasında harita bulunmadığı haberi geldi...
Burhan Cahit Morkaya’nın ve gelecek nesillere Atatürk’ün hayatı ve düşünceleri hakkında bilgi vermek amacıyla hatıra, bilgi ve belgeler ile 1930 yılında kaleme aldığı bu eseri günümüz Türkçesine kazandırmakla üzerimize düşen bir görevi yerine getirdiğimize inanıyoruz.
Büyük Gazi’den lütfen kabul edilmemizi rica ettik. O gün saat dörtte bizi, beş yazar arkadaşı, Ankara’da istasyon binasındaki dairesinde kabul etti.
Gazi Mustafa Kemal, salon kapısında, bizi bir kat daha heyecana düşüren nezaketle, ayakta kabul etti. Hepimizin elini sıkıyordu. Sıra bana gelmişti. Elim kanı çekilmiş, kemikleri ezilmiş, soğumuş gibiydi, Mustafa Kemal’in ince ve sıcak parmakları bu benden ayrılmış gibi duran elimi aldı ve okşayan bakışları gözlerime doldu. Bir anda dirildim. Başım kalktı, Göğsüm ferahladı. Geniş geniş nefes alıyordum. İçimde şu his vardı, ben, zaferler, inkılâplar yaratan, tarihi yıkıp yapan o büyük insanın karşısında ve hususiyetinde idim. Ona bu kadar yaklaşmak varlığımı gurur ve azametle doldurmuştu.
Muhataplarını mest eden büyük insan sohbetin sonuna doğru siyasi vaziyetlerden bahsederken:
“Ben siyasî meseleleri de askeri vaziyetler gibi harita üzerinden mütalaa ederim, bir harita getirelim de size de tecrübe ettireyim,” dedi. Hepimizi bir telaş ve korku aldı. Onun karşısında siyasi vaziyetleri harita üzerinde tetkik etmenin bizim için ne gülünç bir manzara olacağını biliyorduk. Bu imtihanda alacağımız notların sıfırdan da aşağı olacağını düşünerek kızarıyorduk ki istasyon binasında harita bulunmadığı haberi geldi...
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 61,20 | 61,20 |