SİYASİ DÜZEN VE SİYASİ ÇÜRÜME
Sanayi Devrimi’nden Demokrasinin Küreselleşmesine
MODERN DEVLETİN TARİHİ, KALDIĞI YERDEN DEVAM EDİYOR
Siyasi Düzenin Kökenleri’nde modern demokratik toplumların köklerine inen Francis Fukuyama, bu ciltte hikâyeyi kaldığı yerden, yani Fransız Devrimi’nden devam ettirerek Arap Baharı’na ve modern Amerikan siyasetinin işlev bozukluklarına kadar geliyor. Siyasi Düzen ve Siyasi Çürüme güçlü, gayrişahsi ve hesap verebilir siyasi kurumların nasıl geliştirildiği sorusunu detaylı bir şekilde ele alıyor. Böylelikle yolsuzluğun devlet yönetimi üzerindeki etkilerini ve bazı toplumların yolsuzluğu ortadan kaldırmada nasıl başarılı olduklarını tarihten örneklerle görüyoruz. Sömürgeciliğin Latin Amerika, Afrika ve Asya’da nasıl farklı miraslar bıraktığına değinen kitap ayrıca bazı bölgelerin neden diğerlerinden daha hızlı büyüyüp geliştiğine dair anlaşılır bir açıklama getiriyor.
Liberal demokrasi davasına inanmalı mıyız yoksa pek çok kişinin, pek çok başarısız çabanın ardından, Batı’nın dünyayı yeniden yaratmaya yönelik bu son, kaçınılmaz takıntısından artık vaz mı geçmeliyiz?
Fukuyama, orta sınıfın küresel çapta yükselişini ve Batı’yı etkisi altına alan siyasi felci göz önüne alarak demokrasinin geleceğine dair cesur tahminlerde bulunuyor.
İyi işleyen bir modern devlet yaratma mücadelesinin kapsamlı ve ustaca bir anlatımı olan Siyasi Düzen ve Siyasi Çürüme, klasik bir başvuru kaynağı olmaya aday.
“Fukuyama’nın siyaset bilimi ve tarihi sentezlediği bu muhteşem eseri, öğrenciler ve meslekten olmayan kişiler kadar konunun uzmanları için de faydalı olacaktır.” — Publishers Weekly
“Fukuyama’nın siyasi düzen hakkındaki bu muhteşem çalışması, devletin gelişiminin ikna edici, anlaşılır ve entelektüel açıdan heyecan verici bir açıklaması niteliğinde.” — The Los Angeles Review of Books
SİYASİ DÜZENİN KÖKENLERİ
İnsan Öncesi Çağlardan Fransız İhtilali’ne
Çağımızın en önemli siyaset düşünürlerinden biri olan Francis Fukuyama’dan, modern demokratik toplumların kökenlerine dair dönüm noktası niteliğinde bir çalışma
Bir zamanlar neredeyse tüm insan toplumları kabileler halinde örgütlenmişti, ancak zaman içinde, bu toplumların pek çoğu barışı sürdürebilen ve tüm vatandaşlar için geçerli olan yasaları koruyabilen merkezî devlet de dâhil olmak üzere yeni siyasi kurumlar geliştirdi.
Bazıları bunu daha ileri taşıyarak hesap sorulabilir hükümetler meydana getirdi. Biz her ne kadar artık kanıksamış olsak da bu kurumlar günümüzün gelişmekte olan ülkelerinin pek çoğunda mevcut değildir veya işlevini yerine getirememektedir. Bu durum, dünyanın geri kalanı için felaket niteliğinde sonuçlar doğurabilmektedir.
Çok satan Tarihin Sonu ve Son İnsan kitabının yazarı olan Francis Fukuyama, günümüzün temel siyasi kurumlarının nasıl geliştiğine dair kapsamlı bir anlatım sunuyor. Siyasi Düzenin Kökenleri primat atalarımız arasındaki siyaset ilişkisiyle başlıyor ve kabile toplumlarının ortaya çıkışını, Çin’de ilk modern devletin büyümesini, hukukun üstünlüğünün Hindistan ile Ortadoğu’da uygulanmaya başlamasını ve Avrupa’da siyasi hesap sorulabilirliğin gelişmesini anlatarak Fransız Devrimi’nin arifesine kadar ilerliyor.
Tarih, evrimsel biyoloji, arkeoloji, ekonomi gibi alanlardaki geniş kapsamlı bilgi birikiminden yararlanan Fukuyama, Siyasi Düzenin Kökenleri’nde demokratik toplumların kökenleri hakkında yeni içgörüler sunuyor ve siyasetin doğasını ve hoşnutsuzluğa neden olan taraflarını sorgulayan bir çalışma ortaya koyuyor.
TARİHİN SONU VE SON İNSAN
“Müthiş... Dönüm noktası... Hayli gerçekçi ve önemli... Son derece güncel ve inandırıcı... Şu anda dünyayı kasıp kavuran değişimlerin derinliğini ve kapsamını tam olarak kavrayan ilk kitap.”
— George Gilder, The Washington Post Book World
Francis Fukuyama, Soğuk Savaş’tan ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra liberal demokrasinin yükselişiyle birlikte, insanlığın sadece tarihte yeni bir aşamaya geçmekle kalmayıp aynı zamanda tarihin sonuna ulaştığını ileri sürüyor:
Buna göre insanın siyasi evrimi son noktasına gelmiştir ve Batı’nın liberal demokrasisi nihai yönetim biçimi olarak evrenselleşmektedir.
Fukuyama, tarihin evrimsel bir süreç olarak görülmesi gerektiğini savunuyor, bu anlamda tarihin sonu liberal demokrasinin tüm uluslar için nihai hükümet biçimi olduğu anlamına gelmektedir. Fukuyama’ya göre liberal demokrasi, Fransız Devrimi’nden bu yana herhangi bir alternatiften daha iyi bir sistem olduğunu etik, politik ve ekonomik açılardan defalarca kanıtlamıştır ve dolayısıyla ondan başka bir sisteme ilerleme söz konusu olmayacaktır.
Francis Fukuyama’nın köktendincilik, politika, bilimsel ilerleme, etik kodlar ve savaş üzerine yaptığı ileri görüşlü analizi, Soğuk Savaş’ın sonu için olduğu kadar günümüz dünyası için de önem taşımaya devam ediyor. Tarihin Sonu ve Son İnsan, modern bir klasik olma niteliği taşıyor.
SİYASİ DÜZEN VE SİYASİ ÇÜRÜME
Sanayi Devrimi’nden Demokrasinin Küreselleşmesine
MODERN DEVLETİN TARİHİ, KALDIĞI YERDEN DEVAM EDİYOR
Siyasi Düzenin Kökenleri’nde modern demokratik toplumların köklerine inen Francis Fukuyama, bu ciltte hikâyeyi kaldığı yerden, yani Fransız Devrimi’nden devam ettirerek Arap Baharı’na ve modern Amerikan siyasetinin işlev bozukluklarına kadar geliyor. Siyasi Düzen ve Siyasi Çürüme güçlü, gayrişahsi ve hesap verebilir siyasi kurumların nasıl geliştirildiği sorusunu detaylı bir şekilde ele alıyor. Böylelikle yolsuzluğun devlet yönetimi üzerindeki etkilerini ve bazı toplumların yolsuzluğu ortadan kaldırmada nasıl başarılı olduklarını tarihten örneklerle görüyoruz. Sömürgeciliğin Latin Amerika, Afrika ve Asya’da nasıl farklı miraslar bıraktığına değinen kitap ayrıca bazı bölgelerin neden diğerlerinden daha hızlı büyüyüp geliştiğine dair anlaşılır bir açıklama getiriyor.
Liberal demokrasi davasına inanmalı mıyız yoksa pek çok kişinin, pek çok başarısız çabanın ardından, Batı’nın dünyayı yeniden yaratmaya yönelik bu son, kaçınılmaz takıntısından artık vaz mı geçmeliyiz?
Fukuyama, orta sınıfın küresel çapta yükselişini ve Batı’yı etkisi altına alan siyasi felci göz önüne alarak demokrasinin geleceğine dair cesur tahminlerde bulunuyor.
İyi işleyen bir modern devlet yaratma mücadelesinin kapsamlı ve ustaca bir anlatımı olan Siyasi Düzen ve Siyasi Çürüme, klasik bir başvuru kaynağı olmaya aday.
“Fukuyama’nın siyaset bilimi ve tarihi sentezlediği bu muhteşem eseri, öğrenciler ve meslekten olmayan kişiler kadar konunun uzmanları için de faydalı olacaktır.” — Publishers Weekly
“Fukuyama’nın siyasi düzen hakkındaki bu muhteşem çalışması, devletin gelişiminin ikna edici, anlaşılır ve entelektüel açıdan heyecan verici bir açıklaması niteliğinde.” — The Los Angeles Review of Books
SİYASİ DÜZENİN KÖKENLERİ
İnsan Öncesi Çağlardan Fransız İhtilali’ne
Çağımızın en önemli siyaset düşünürlerinden biri olan Francis Fukuyama’dan, modern demokratik toplumların kökenlerine dair dönüm noktası niteliğinde bir çalışma
Bir zamanlar neredeyse tüm insan toplumları kabileler halinde örgütlenmişti, ancak zaman içinde, bu toplumların pek çoğu barışı sürdürebilen ve tüm vatandaşlar için geçerli olan yasaları koruyabilen merkezî devlet de dâhil olmak üzere yeni siyasi kurumlar geliştirdi.
Bazıları bunu daha ileri taşıyarak hesap sorulabilir hükümetler meydana getirdi. Biz her ne kadar artık kanıksamış olsak da bu kurumlar günümüzün gelişmekte olan ülkelerinin pek çoğunda mevcut değildir veya işlevini yerine getirememektedir. Bu durum, dünyanın geri kalanı için felaket niteliğinde sonuçlar doğurabilmektedir.
Çok satan Tarihin Sonu ve Son İnsan kitabının yazarı olan Francis Fukuyama, günümüzün temel siyasi kurumlarının nasıl geliştiğine dair kapsamlı bir anlatım sunuyor. Siyasi Düzenin Kökenleri primat atalarımız arasındaki siyaset ilişkisiyle başlıyor ve kabile toplumlarının ortaya çıkışını, Çin’de ilk modern devletin büyümesini, hukukun üstünlüğünün Hindistan ile Ortadoğu’da uygulanmaya başlamasını ve Avrupa’da siyasi hesap sorulabilirliğin gelişmesini anlatarak Fransız Devrimi’nin arifesine kadar ilerliyor.
Tarih, evrimsel biyoloji, arkeoloji, ekonomi gibi alanlardaki geniş kapsamlı bilgi birikiminden yararlanan Fukuyama, Siyasi Düzenin Kökenleri’nde demokratik toplumların kökenleri hakkında yeni içgörüler sunuyor ve siyasetin doğasını ve hoşnutsuzluğa neden olan taraflarını sorgulayan bir çalışma ortaya koyuyor.
TARİHİN SONU VE SON İNSAN
“Müthiş... Dönüm noktası... Hayli gerçekçi ve önemli... Son derece güncel ve inandırıcı... Şu anda dünyayı kasıp kavuran değişimlerin derinliğini ve kapsamını tam olarak kavrayan ilk kitap.”
— George Gilder, The Washington Post Book World
Francis Fukuyama, Soğuk Savaş’tan ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra liberal demokrasinin yükselişiyle birlikte, insanlığın sadece tarihte yeni bir aşamaya geçmekle kalmayıp aynı zamanda tarihin sonuna ulaştığını ileri sürüyor:
Buna göre insanın siyasi evrimi son noktasına gelmiştir ve Batı’nın liberal demokrasisi nihai yönetim biçimi olarak evrenselleşmektedir.
Fukuyama, tarihin evrimsel bir süreç olarak görülmesi gerektiğini savunuyor, bu anlamda tarihin sonu liberal demokrasinin tüm uluslar için nihai hükümet biçimi olduğu anlamına gelmektedir. Fukuyama’ya göre liberal demokrasi, Fransız Devrimi’nden bu yana herhangi bir alternatiften daha iyi bir sistem olduğunu etik, politik ve ekonomik açılardan defalarca kanıtlamıştır ve dolayısıyla ondan başka bir sisteme ilerleme söz konusu olmayacaktır.
Francis Fukuyama’nın köktendincilik, politika, bilimsel ilerleme, etik kodlar ve savaş üzerine yaptığı ileri görüşlü analizi, Soğuk Savaş’ın sonu için olduğu kadar günümüz dünyası için de önem taşımaya devam ediyor. Tarihin Sonu ve Son İnsan, modern bir klasik olma niteliği taşıyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 682,00 | 682,00 |