“Faili Meçhul Cinayet” ülkemizde “tarz-ı siyaset”in olağan bir parçası olmakla birlikte çok az araştırılmış bir kavram. Bilindiği varsayılıyor ve tahmine dayalı sayılar havalarda uçuşuyor. Bu çalışmada 1900 faili meçhul cinayet ve kayıp listeleniyor. O listenin gösterdiği tartışmasız bir iç savaş iklimidir.
12 Eylül darbesinin öngünlerinde zirveye çıkmıştır. Demek ki bir hazırlıktır. Bir de 1990’lı yıllar sayıları itibariyle korkunçtur. Bu veriler, devlet adına hareket eden birtakım yapıların iplerinin tamamen salındığının delilleridir. 1960’lı yılların sonunda başlayan ve 2000 yılına kadar aralıklarla devam eden bir süreçten söz etmeliyiz belki. 1960’lı yılların sonunda solcu öğrencileri vurarak başladılar. 1990’lı yıllarda çoğunlukla ezilen Kürtlere yöneldiler. Demek, siyasal cinayetlerle düzenin ihtiyaçları arasında bir bağ var.
AKP’li yıllarda artık olmayacağı sanılıyordu. Cumhuriyeti yıktılar, laikliği tepelediler ve oluşan karanlıkta cinayet iklimi yeniden filizlendi. Tabii o sırada ülke de tamamen çürüdü. Uyuşturucu tacirleri ve karanlık politikacılar, mafya eskileri ve polis şefleri ayrımsız birer “siyasal” kimliğe büründü. Devlet çeteye dönüşünce, çete de siyasallaşır. Düzen ise artık “enternasyonal” bir haldedir. Haliyle cinayetleri de düzeni de ABD’siz, NATO’suz düşünemiyoruz.
Burada yurdumuzun kanlı karanlık tarihi var. Karanlığı, aydınlık yurttaşlarımızı öldürerek ördüler. Cinayetlerin asıl hedefi halkımızdır, emekçi sınıfımızdır. Suçları görülmesin, öğrenilmesin diye karanlıkta bırakıyorlar, failleri karanlıktadır. Faili Meçhul Cinayetler Tarihi o karanlığa tutulan bir ışıktır.
“Faili Meçhul Cinayet” ülkemizde “tarz-ı siyaset”in olağan bir parçası olmakla birlikte çok az araştırılmış bir kavram. Bilindiği varsayılıyor ve tahmine dayalı sayılar havalarda uçuşuyor. Bu çalışmada 1900 faili meçhul cinayet ve kayıp listeleniyor. O listenin gösterdiği tartışmasız bir iç savaş iklimidir.
12 Eylül darbesinin öngünlerinde zirveye çıkmıştır. Demek ki bir hazırlıktır. Bir de 1990’lı yıllar sayıları itibariyle korkunçtur. Bu veriler, devlet adına hareket eden birtakım yapıların iplerinin tamamen salındığının delilleridir. 1960’lı yılların sonunda başlayan ve 2000 yılına kadar aralıklarla devam eden bir süreçten söz etmeliyiz belki. 1960’lı yılların sonunda solcu öğrencileri vurarak başladılar. 1990’lı yıllarda çoğunlukla ezilen Kürtlere yöneldiler. Demek, siyasal cinayetlerle düzenin ihtiyaçları arasında bir bağ var.
AKP’li yıllarda artık olmayacağı sanılıyordu. Cumhuriyeti yıktılar, laikliği tepelediler ve oluşan karanlıkta cinayet iklimi yeniden filizlendi. Tabii o sırada ülke de tamamen çürüdü. Uyuşturucu tacirleri ve karanlık politikacılar, mafya eskileri ve polis şefleri ayrımsız birer “siyasal” kimliğe büründü. Devlet çeteye dönüşünce, çete de siyasallaşır. Düzen ise artık “enternasyonal” bir haldedir. Haliyle cinayetleri de düzeni de ABD’siz, NATO’suz düşünemiyoruz.
Burada yurdumuzun kanlı karanlık tarihi var. Karanlığı, aydınlık yurttaşlarımızı öldürerek ördüler. Cinayetlerin asıl hedefi halkımızdır, emekçi sınıfımızdır. Suçları görülmesin, öğrenilmesin diye karanlıkta bırakıyorlar, failleri karanlıktadır. Faili Meçhul Cinayetler Tarihi o karanlığa tutulan bir ışıktır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 124,00 | 124,00 |