Eylül’de Gel

Her şey, ülkenin ünlü bir gazetesinde editör olarak çalışan Defne Altun’un ülkeyi ve sahip olduğu tüm şeyi bırakarak Kanada’ya gitmek üzere havalimanındaki iç konuşması ve kendi ruhsal çekişmesiyle başlar.

Geçmişin hatırası ve tüm ağırlığı bir gölge gibi her an yanında durmakta, her an zihninin en dar dehlizlerinde kendisine fısıldamaktadır.

Bu güzel ve ünlü gazeteci kadın, bir noktadan sonra yaşadığı kalp kırıklıkları, hüsranları ve üstüne bir de eklenen aile diziminin baskısıyla baş edemez duruma gelecektir. Tek çareyi yaşadığı kıtayı terk etmekte bulan Defne, bir sarmal şeklinde kendisini içine çeken bu durumdan ancak yine kendi iç dinamikleri ile çıkabileceğini bilmektedir.

Mübadele, göçmenlik, ait olduğun topraklardan sürülme, geldiğin toprakların sahibi olamama…

Nice insanın yaşadığı ortak bir trajedidir.

İşte tüm bu bileşenlerin ve var olan tüm kısır döngünün içinde Eleni, Maya, Meryem ve Defne’nin birleştirici öyküsü size bambaşka bir pencereden yine bambaşka bir dünya sunacaktır.

Her aile bir ağaçtır. O ağacın kökleri de işte bizi besleyen yaşam bağının kollarıdır.

Tek bir olayın sizi başka başka olaylara davet edip ardından yeniden her şeyin başladığı yere getireceği bu yolculuğa peki siz hazır mısınız?

O zaman hemen sayfaları hızlıca çevirmeye başlayalım.