Türkçe, önermelerin biçimsel karşılıkları olan cümleleri birbirine bağlamak yahut birini diğerinin içine entegre ederek bağımlılaştırmak üzere kendine mahsus teknikleri olan bir dildir. Fakat Hint-Avrupa dilleriyle temasa geçilmesi, bağlaçla cümle bağlama ve bağımlılaştırma tekniklerinin Türkçeye girmesini beraberinde getirmiştir. Bu tesirin yoğun görüldüğü, Batı Türkçesinin tarihî devrelerinden biri olan Osmanlı Türkçesinde Farsçanın nüfuzu dile getirilse de geleneksel Türkoloji çalışmalarında bu dilden leksikal ve morfolojik alıntılamaların yapıldığına, Türkçenin sentaksının muhkem olduğuna ilişkin yaygın ve yanlış bir kanaat mevcuttur. Bu bağlamda konuya ilişkin literatürü değerlendirmek ve bağımlılaştırıcı bağlaçlar özelinde Türkçenin Farsçadan yaptığı sentaks alıntılamasını kapsamlı bir şekilde incelemek üzere elinizdeki bu çalışma hazırlanmıştır.
Çalışmanın odak noktasında yer alan anuŋiçün ki/kim, çün, çünki/kim, degil-ki/degül-kim, ger/eger, gerçi/egerçi, hemānki/kim, her çend ki, ḳaçan (ki/kim), ki/kim, mebādā ve olmaya ki/kim, meger, ol zamān ki/kim / ol vaḳt ki/kim, tā (ki/kim) ve zīrā bağlaçları; birleşik cümle içerisindeki pozisyonları, hiyerarşik düzlemdeki konumları, morfolojik/etimolojik yapıları ve semantik hususiyetleri itibariyle kaynak dile müracaat edilerek ayrıntılı bir incelemeye tabi tutulmuştur. Araştırmanın dil materyali ise, Farsça etkinin en yoğun görüldüğü dönemlerden 17. yüzyıla ait olan ve Osmanlı Türkçesinin şaheserlerinden biri olarak kabul edilen Evliyâ Çelebi Seyâhatnâmesi’dir. Bu çalışmayla, Seyâhatnâme üzerinden Osmanlı Türkçesi sentaksının nasıl bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiği konusunda teklif sunulmakta, Yeni Türk Dili sahasındaki çalışmalara da özgün bir katkı sağlanması amaçlanmaktadır.
Türkçe, önermelerin biçimsel karşılıkları olan cümleleri birbirine bağlamak yahut birini diğerinin içine entegre ederek bağımlılaştırmak üzere kendine mahsus teknikleri olan bir dildir. Fakat Hint-Avrupa dilleriyle temasa geçilmesi, bağlaçla cümle bağlama ve bağımlılaştırma tekniklerinin Türkçeye girmesini beraberinde getirmiştir. Bu tesirin yoğun görüldüğü, Batı Türkçesinin tarihî devrelerinden biri olan Osmanlı Türkçesinde Farsçanın nüfuzu dile getirilse de geleneksel Türkoloji çalışmalarında bu dilden leksikal ve morfolojik alıntılamaların yapıldığına, Türkçenin sentaksının muhkem olduğuna ilişkin yaygın ve yanlış bir kanaat mevcuttur. Bu bağlamda konuya ilişkin literatürü değerlendirmek ve bağımlılaştırıcı bağlaçlar özelinde Türkçenin Farsçadan yaptığı sentaks alıntılamasını kapsamlı bir şekilde incelemek üzere elinizdeki bu çalışma hazırlanmıştır.
Çalışmanın odak noktasında yer alan anuŋiçün ki/kim, çün, çünki/kim, degil-ki/degül-kim, ger/eger, gerçi/egerçi, hemānki/kim, her çend ki, ḳaçan (ki/kim), ki/kim, mebādā ve olmaya ki/kim, meger, ol zamān ki/kim / ol vaḳt ki/kim, tā (ki/kim) ve zīrā bağlaçları; birleşik cümle içerisindeki pozisyonları, hiyerarşik düzlemdeki konumları, morfolojik/etimolojik yapıları ve semantik hususiyetleri itibariyle kaynak dile müracaat edilerek ayrıntılı bir incelemeye tabi tutulmuştur. Araştırmanın dil materyali ise, Farsça etkinin en yoğun görüldüğü dönemlerden 17. yüzyıla ait olan ve Osmanlı Türkçesinin şaheserlerinden biri olarak kabul edilen Evliyâ Çelebi Seyâhatnâmesi’dir. Bu çalışmayla, Seyâhatnâme üzerinden Osmanlı Türkçesi sentaksının nasıl bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiği konusunda teklif sunulmakta, Yeni Türk Dili sahasındaki çalışmalara da özgün bir katkı sağlanması amaçlanmaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 168,00 | 168,00 |