Anadolu yarımadası, gerek konumu gerekse sahip olduğu kültürel birikimiyle uygarlık tarihinin en gözde mekanlarından birisidir.Gecmişi insanlığın tanık olduğu en eski evrelere değin uzanan Anadolu, pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Dolayısıyla bu coğrafi mekan, paleolitik çağdan başlayarak günümüze ulaşan kalıntılarıyla bilimsel araştırmaların ilgi odağı olmuş, arkeolojik ve tarihi kaynaklarıyla hep öne çıkmıştır.
Anadoluyu, diğer coğrafi mekanlardan farklı kılan özelliklerinden birisi de çeşitli halkların uğrak noktası olması ve bunların bıraktığı izleri bağrında taşımasıdır. Tüm bunların ötesinde kadın, bu coğrafyada gür sesini duyurarak toplumsal gelişmelere damgasını vurmuş ve ne kadar güçlü olduğunu göstermiştir. Kimi zaman ona tanrıça olarak tapılmış kimi zaman da üretkenliğiyle ve bir çok alandaki başarılarıyla adını duyurmuştur.
Öte yandan yine Anadolu’da kadın doğaya hükmetmiş ve buradaki canlıların hamisi olmuştur. Onun öne çıkan bir özelliği de hayvanları koruması, gözetmesidir. Bu nedenle “hayvanlar hakimesi” olarak ünlenmiştir. Günümüze ulaşan arkeolojik kalıntılarda tanrıçaların, hayvanlarla birlikteliğini ortaya koyan betimlemeler bunun göstergeleridir.
Yüzyıllar boyunca Anadolu’da kadın, önemli konumunu korumuş ve baskın karakteriyle tarihe damgasını vurmuştur. Anadoluya dışarıdan gelen kavimler, ataerkil bir yapıya sahip olsalar da bu topraklara mal olmuş olan kadınlarla ilgili değerlerden etkilenmişler ve kadını önemsemişlerdir Anadolunun kadın kimliğiyle özdeşleşmiş olduğu dikkatleri çekmektedir. Dolaysıyla üzerinde yaşadığımız bu toprakların pek çok özelliğinin yanı sıra önemli bir niteliği de kadına değer vemesidir. Anadolu, kadını yüceltmiştir. Kadın, burada sosyal yaşamda olduğu gibi siyasi gelişmelerde de bir takım başarılara adını yazdırmıştır. Örneğin kadınlar,Hititlerde olduğu gibi kral eşleri olarak antlaşma metinlerine adlarını taşımayı başarmışlardır.Hatta Kraliçe Pudu Hepa’nın uluslar arası ilişkilerde de varlığını ortaya koyarak Hitit kralından bağımsız olarak yazışmalarda bulunduğuna tanıklık etmekteyiz.
Anadolu, Karya uygarlığında olduğu gibi kadınları ülke yönetimine de taşımıştır.Karya’krallığında hüküm süren Prenses Ada’ bunun en çarpıcı örneklerinden birisidir.
Anadolu, aynı zamanda savaşçı Amazon kadınlarına da ev sahipliği yapmıştır. Amazon kadınlarının liderlerinin, buradaki yerleşim merkezlerine damgalarını vurduklarına tanık olmaktayız. Anadolu’da öne çıkan bir takım kentlerin,,Amazon kadınlarının adlarını taşıması bunun en önemli göstergelerindendir.
Anadolulu kadın, yetenekleri ve donanımlarıyla bu coğrafyaya sığmamış zamanla dış dünyaya da açılmıştır. Anadolu kadının sahip olduğu kehanet v.b.gibi bir takım güçler yarım adanın dışına çıkarak batıya taşınmıştır.
Nazmiye Mutluay
Anadolu yarımadası, gerek konumu gerekse sahip olduğu kültürel birikimiyle uygarlık tarihinin en gözde mekanlarından birisidir.Gecmişi insanlığın tanık olduğu en eski evrelere değin uzanan Anadolu, pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Dolayısıyla bu coğrafi mekan, paleolitik çağdan başlayarak günümüze ulaşan kalıntılarıyla bilimsel araştırmaların ilgi odağı olmuş, arkeolojik ve tarihi kaynaklarıyla hep öne çıkmıştır.
Anadoluyu, diğer coğrafi mekanlardan farklı kılan özelliklerinden birisi de çeşitli halkların uğrak noktası olması ve bunların bıraktığı izleri bağrında taşımasıdır. Tüm bunların ötesinde kadın, bu coğrafyada gür sesini duyurarak toplumsal gelişmelere damgasını vurmuş ve ne kadar güçlü olduğunu göstermiştir. Kimi zaman ona tanrıça olarak tapılmış kimi zaman da üretkenliğiyle ve bir çok alandaki başarılarıyla adını duyurmuştur.
Öte yandan yine Anadolu’da kadın doğaya hükmetmiş ve buradaki canlıların hamisi olmuştur. Onun öne çıkan bir özelliği de hayvanları koruması, gözetmesidir. Bu nedenle “hayvanlar hakimesi” olarak ünlenmiştir. Günümüze ulaşan arkeolojik kalıntılarda tanrıçaların, hayvanlarla birlikteliğini ortaya koyan betimlemeler bunun göstergeleridir.
Yüzyıllar boyunca Anadolu’da kadın, önemli konumunu korumuş ve baskın karakteriyle tarihe damgasını vurmuştur. Anadoluya dışarıdan gelen kavimler, ataerkil bir yapıya sahip olsalar da bu topraklara mal olmuş olan kadınlarla ilgili değerlerden etkilenmişler ve kadını önemsemişlerdir Anadolunun kadın kimliğiyle özdeşleşmiş olduğu dikkatleri çekmektedir. Dolaysıyla üzerinde yaşadığımız bu toprakların pek çok özelliğinin yanı sıra önemli bir niteliği de kadına değer vemesidir. Anadolu, kadını yüceltmiştir. Kadın, burada sosyal yaşamda olduğu gibi siyasi gelişmelerde de bir takım başarılara adını yazdırmıştır. Örneğin kadınlar,Hititlerde olduğu gibi kral eşleri olarak antlaşma metinlerine adlarını taşımayı başarmışlardır.Hatta Kraliçe Pudu Hepa’nın uluslar arası ilişkilerde de varlığını ortaya koyarak Hitit kralından bağımsız olarak yazışmalarda bulunduğuna tanıklık etmekteyiz.
Anadolu, Karya uygarlığında olduğu gibi kadınları ülke yönetimine de taşımıştır.Karya’krallığında hüküm süren Prenses Ada’ bunun en çarpıcı örneklerinden birisidir.
Anadolu, aynı zamanda savaşçı Amazon kadınlarına da ev sahipliği yapmıştır. Amazon kadınlarının liderlerinin, buradaki yerleşim merkezlerine damgalarını vurduklarına tanık olmaktayız. Anadolu’da öne çıkan bir takım kentlerin,,Amazon kadınlarının adlarını taşıması bunun en önemli göstergelerindendir.
Anadolulu kadın, yetenekleri ve donanımlarıyla bu coğrafyaya sığmamış zamanla dış dünyaya da açılmıştır. Anadolu kadının sahip olduğu kehanet v.b.gibi bir takım güçler yarım adanın dışına çıkarak batıya taşınmıştır.
Nazmiye Mutluay
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 105,00 | 105,00 |