Bursa’nın kuruluşu ve bölgenin şehir haline gelip etrafının surlarla çevrilmesi, Bithynia Kralı I. Prusias (MÖ 230-182) döneminde gerçekleşmiştir. Bursa, Roma ve Bizans dönemlerinde hisardan ibaret, orta derecede küçük bir şehir olarak XIV. Yüzyıla değin bölgede varlığını sürdürmüştür.
Bursa’nın kuşatılmasına Osman Gazi devrinde başlanmış ve “viira” yoluyla 6 Nisan 1326′da oğlu Orhan Gazi tarafından teslim alınarak ele geçirilmiştir. Fetihten iki yıl evvel vefat eden Osman Gazi, vasiyeti gereği Bursa’ya gömülmüştür. Bursa, Osmanlı hakimiyetinde büyük bir gelişme göstermiş, payitaht olmuş, şehir hisarın dışında, batı ve doğuya doğru genişleyerek pek çok külliye ile bayındır hale getirilmiştir. Orhan Gazi, Bursa’da fetihten sonra ipek kumaşların geldiği kervan yolunu değiştirmiş, deniz ticaretini ikinci dereceye düşürerek karayolu ticaretini ön plana çıkarmıştır. Söz konusu vaziyet de Bursa’nın ekonomik büyümesine yarar sağlamıştır. Ayrıca, Osmanlı sultanlarının inşa ettirdikleri külliyeler de Bursa’nın Anadolu’nun en büyük şehirlerinden biri olmasını, nüfusunun artmasını sağlamıştır.
Erken Osmanlı Mimarî üslubunun anıtsal yapılarının çoğu Bursa’da meydana getirilmiş ve söz konusu üslup aynı anıtsallığı bir sonraki payitaht olan Edirne’de de göstermiştir. Osmanlı İmparatorluğu’na uzun yıllar başkentlik yapmış olan Bursa’nın 1326 yılında fethinden Sultan II. Murad döneminin sonuna kadar olan kentsel gelişimi ve Osmanlı hükümdarlarının inşa ettirdikleri selatin camileri bu çalışmada incelenmiştir. Çalışmada; Bursa’nın fetihten sonra iktisadî ve sosyal genişleme sürecine kısaca değinilerek şehrin büyüme çizgisi irdelenmiştir. Ayrıca, Bursa’da inşa edilen selatin camileri, Edirne’deki selatin camileri ile mukayese edilerek Erken Dönem Osmanlı mimarî üslubu bu yapılar bağlamında ele alınmıştır. Zaviyeli, tabhaneli, ters T plan ve kanatlı plan gibi farklı isimlerle anılan plan şemasının ortaya çıkışı ve klasik dönemde terk edilişi, Ahilik ve Mevlevilik ilişkisi-çatışması bağlamında değerlendirilmiştir. Bunların yanında, camilerin 19. Yüzyılda geçirdiği tamirlerle ilgili bilgiler de arşiv vesikalarına dayanarak verilmiştir. Kaynak olarak; Osmanlı arşiv vesikaları, Osmanlı kronikleri, seyahatnameler gibi kaynaklardan ve araştırma eserlerden (kitap, kitap bölümü, makale, tez, ansiklopedi maddesi, bildiri) faydalanılmıştır.
Bursa’nın kuruluşu ve bölgenin şehir haline gelip etrafının surlarla çevrilmesi, Bithynia Kralı I. Prusias (MÖ 230-182) döneminde gerçekleşmiştir. Bursa, Roma ve Bizans dönemlerinde hisardan ibaret, orta derecede küçük bir şehir olarak XIV. Yüzyıla değin bölgede varlığını sürdürmüştür.
Bursa’nın kuşatılmasına Osman Gazi devrinde başlanmış ve “viira” yoluyla 6 Nisan 1326′da oğlu Orhan Gazi tarafından teslim alınarak ele geçirilmiştir. Fetihten iki yıl evvel vefat eden Osman Gazi, vasiyeti gereği Bursa’ya gömülmüştür. Bursa, Osmanlı hakimiyetinde büyük bir gelişme göstermiş, payitaht olmuş, şehir hisarın dışında, batı ve doğuya doğru genişleyerek pek çok külliye ile bayındır hale getirilmiştir. Orhan Gazi, Bursa’da fetihten sonra ipek kumaşların geldiği kervan yolunu değiştirmiş, deniz ticaretini ikinci dereceye düşürerek karayolu ticaretini ön plana çıkarmıştır. Söz konusu vaziyet de Bursa’nın ekonomik büyümesine yarar sağlamıştır. Ayrıca, Osmanlı sultanlarının inşa ettirdikleri külliyeler de Bursa’nın Anadolu’nun en büyük şehirlerinden biri olmasını, nüfusunun artmasını sağlamıştır.
Erken Osmanlı Mimarî üslubunun anıtsal yapılarının çoğu Bursa’da meydana getirilmiş ve söz konusu üslup aynı anıtsallığı bir sonraki payitaht olan Edirne’de de göstermiştir. Osmanlı İmparatorluğu’na uzun yıllar başkentlik yapmış olan Bursa’nın 1326 yılında fethinden Sultan II. Murad döneminin sonuna kadar olan kentsel gelişimi ve Osmanlı hükümdarlarının inşa ettirdikleri selatin camileri bu çalışmada incelenmiştir. Çalışmada; Bursa’nın fetihten sonra iktisadî ve sosyal genişleme sürecine kısaca değinilerek şehrin büyüme çizgisi irdelenmiştir. Ayrıca, Bursa’da inşa edilen selatin camileri, Edirne’deki selatin camileri ile mukayese edilerek Erken Dönem Osmanlı mimarî üslubu bu yapılar bağlamında ele alınmıştır. Zaviyeli, tabhaneli, ters T plan ve kanatlı plan gibi farklı isimlerle anılan plan şemasının ortaya çıkışı ve klasik dönemde terk edilişi, Ahilik ve Mevlevilik ilişkisi-çatışması bağlamında değerlendirilmiştir. Bunların yanında, camilerin 19. Yüzyılda geçirdiği tamirlerle ilgili bilgiler de arşiv vesikalarına dayanarak verilmiştir. Kaynak olarak; Osmanlı arşiv vesikaları, Osmanlı kronikleri, seyahatnameler gibi kaynaklardan ve araştırma eserlerden (kitap, kitap bölümü, makale, tez, ansiklopedi maddesi, bildiri) faydalanılmıştır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 110,50 | 110,50 |