Allah'ın apaçık hidayet yolu, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'in delili, hiçbir bâtılın yanaşamadığı kitap olan Kur'ân-ı Kerim'e doğrudan tasallut edemeyeceğini anlamış bulunan İslâm düşmanları, Kur'an'ın
açıklaması mahiyetinde olan, Kur'an ile aynı kaynaktan vahyedilen Sünnet'i devreden çıkarıp, Kur'an'ı heva ve hevesleri doğrultusunda izah ettirebilmek ve böylelikle İslâm Dini'ni geçersiz kılabilmek için sistemli bir çalışma içine girmiştirler. Bahsedilen bu sistemli çalışma için harekete geçen müsteşrikler, İslâm tarihinden malzeme aramaya başladı ve Hicri 3. asırda ortaya çıkmış ve İslâm uleması tarafından bertaraf edilmiş olan sünnet inkarcılığını yeniden gündeme getirdiler. Sahabeleri (özellikle Ebu Hureyre radıyallahu anh gibi hadislerin çoğunun kendilerinden geldiği sahabeleri) ve kıymetli hadis imamlarını iftiralarıyla itham etmeye başladılar. Onların bu fitnelerine yakın geçmişte ve günümüzde reddiyeler ile cevaplar verilmiş olmasına rağmen, kalplerinde nifak tohumu gizli bulunan, makam, şöhret gibi dünyalık mansıplar peşinde olan, ya da kâfirlere hoş görünme kompleksi illetine tutulmuş zavallılar itibar etmiş, müsteşriklerin ve misyonerlerin ekmeğine bal sürmüşlerdir. Irak, Mısır, Hindistan gibi dış tesirlerin altında kalmış İslâm ülkelerinde bu akım neşvu nema buldu ve zamanla dar çaplı da olsa diğer İslâm ülkelerinde menfi hareketler görüldü.
El-Burhân (Apaçık Delil) adını verdiğim bu çalışmada, sünnetin vahiy kaynaklı olduğu ispatlanacak, "Sahih de olsa, hadisler akidede bağlayıcı değildi?' diyenlerin, "Hadisler Kur'ân'a arz edilmedikçe kabul
edilme? iddiasıyla, aslında hadisleri fasit akıllarına ve anlayışlarına arz edenlerin tutarsızlıkları Allah'ın izniyle ortaya konulacaktır. Yine bu tür girişimlerin zihinlerde oluşturduğu şüphe ve itirazlara da cevap verilecektir.
"Münafıklar sana gelince: "Senin şüphesiz Allah'ın rasulü olduğuna şehadet ederiz" derler. Allah, senin kendisinin rasulü olduğunu, bilir; bunun yanında Allah, ikiyüzlülerin yalancı olduklarını da bilir. Onlar, yeminlerini kalkan edinerek Allah'ın yolundan alıkoyarlar. İşledikleri işler gerçekten ne kötüdür! Bu, önce inanıp sonra inkâr etmiş olmalarındandır. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir; artık anlamazlar."
(Munafikun 1-3)
Tevfik Allah'tandır.
Ebu Muaz Seyfullah Erdoğmuş
Allah'ın apaçık hidayet yolu, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'in delili, hiçbir bâtılın yanaşamadığı kitap olan Kur'ân-ı Kerim'e doğrudan tasallut edemeyeceğini anlamış bulunan İslâm düşmanları, Kur'an'ın
açıklaması mahiyetinde olan, Kur'an ile aynı kaynaktan vahyedilen Sünnet'i devreden çıkarıp, Kur'an'ı heva ve hevesleri doğrultusunda izah ettirebilmek ve böylelikle İslâm Dini'ni geçersiz kılabilmek için sistemli bir çalışma içine girmiştirler. Bahsedilen bu sistemli çalışma için harekete geçen müsteşrikler, İslâm tarihinden malzeme aramaya başladı ve Hicri 3. asırda ortaya çıkmış ve İslâm uleması tarafından bertaraf edilmiş olan sünnet inkarcılığını yeniden gündeme getirdiler. Sahabeleri (özellikle Ebu Hureyre radıyallahu anh gibi hadislerin çoğunun kendilerinden geldiği sahabeleri) ve kıymetli hadis imamlarını iftiralarıyla itham etmeye başladılar. Onların bu fitnelerine yakın geçmişte ve günümüzde reddiyeler ile cevaplar verilmiş olmasına rağmen, kalplerinde nifak tohumu gizli bulunan, makam, şöhret gibi dünyalık mansıplar peşinde olan, ya da kâfirlere hoş görünme kompleksi illetine tutulmuş zavallılar itibar etmiş, müsteşriklerin ve misyonerlerin ekmeğine bal sürmüşlerdir. Irak, Mısır, Hindistan gibi dış tesirlerin altında kalmış İslâm ülkelerinde bu akım neşvu nema buldu ve zamanla dar çaplı da olsa diğer İslâm ülkelerinde menfi hareketler görüldü.
El-Burhân (Apaçık Delil) adını verdiğim bu çalışmada, sünnetin vahiy kaynaklı olduğu ispatlanacak, "Sahih de olsa, hadisler akidede bağlayıcı değildi?' diyenlerin, "Hadisler Kur'ân'a arz edilmedikçe kabul
edilme? iddiasıyla, aslında hadisleri fasit akıllarına ve anlayışlarına arz edenlerin tutarsızlıkları Allah'ın izniyle ortaya konulacaktır. Yine bu tür girişimlerin zihinlerde oluşturduğu şüphe ve itirazlara da cevap verilecektir.
"Münafıklar sana gelince: "Senin şüphesiz Allah'ın rasulü olduğuna şehadet ederiz" derler. Allah, senin kendisinin rasulü olduğunu, bilir; bunun yanında Allah, ikiyüzlülerin yalancı olduklarını da bilir. Onlar, yeminlerini kalkan edinerek Allah'ın yolundan alıkoyarlar. İşledikleri işler gerçekten ne kötüdür! Bu, önce inanıp sonra inkâr etmiş olmalarındandır. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir; artık anlamazlar."
(Munafikun 1-3)
Tevfik Allah'tandır.
Ebu Muaz Seyfullah Erdoğmuş
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 252,00 | 252,00 |