Şehrin nüfusuna oranı dikkate alındığında, Türkiye'de en fazla Roman, Edirne'de yaşamaktadır. Bu kitap ile sosyolojik ehemmiyeti öncülüğünde Edirne Romanlarının sosyo kültürel hayatlarında geçiş ritüellerinin yeri, din ile ilişkisi bağlamında araştırılmaktadır. Bu yönüyle araştırma, Edirne Romanlarının geçiş ritüelleri aracılığıyla sürdürdükleri veya değiştirdikleri gelenek ve göreneklerini derleme faaliyeti olarak görülmemelidir. Bugüne kadar genellikle Etnolojik ve Antropolojik perspektiflerle incelenmiş olan geçiş ritüelleri, bu kitapta sosyoloji ve din sosyolojisinin yöntem ve kavramları kullanılarak ele alınmıştır. Geçiş ritüelleri, bir yandan birey için yeni bir toplumsal rol elde etmeyi, uyumu, paylaşımı ve bütünleşmeyi ifade ederken, diğer taraftan da sosyal tarih, toplumsal hafıza, inanışlar, din anlayışı, yeme-içme adetleri, giyim-kuşam gelenekleri gibi toplum hayatının birçok sosyo-kültürel fragmanını bir arada yansıtmaktadır. Bu nedenle kitap, geçiş ritlerinin, hem sosyoloji hem de bilhassa bu ritlere atfedilen kutsallık yönüyle din-toplum ilişkisinin boyutlarını tespit açsından din sosyolojisi için elverişli ve zengin bir araştırma alanı olabileceğini ortaya koymaktadır.
Bu araştırmanın, Romanların sosyo-kültürel hayatlarında çok önemli addedilen ve ihtimamla uygulanan doğum, sünnet, evlenme, cenaze ritüelleri ve mevsimsel geçiş ritüeli olan Kakava Bayramı üzerinden, Edirne Romanları örneğinde, Roman toplumunun ve kültürünün tanınmasına ve anlaşılmasına bir katkı sağlama amacı da bulunmaktadır. Zira anlaşılamama ve önyargılarla tanımlanma Romanlar için çok önemli bir sosyal sorun olagelmiştir.
Şehrin nüfusuna oranı dikkate alındığında, Türkiye'de en fazla Roman, Edirne'de yaşamaktadır. Bu kitap ile sosyolojik ehemmiyeti öncülüğünde Edirne Romanlarının sosyo kültürel hayatlarında geçiş ritüellerinin yeri, din ile ilişkisi bağlamında araştırılmaktadır. Bu yönüyle araştırma, Edirne Romanlarının geçiş ritüelleri aracılığıyla sürdürdükleri veya değiştirdikleri gelenek ve göreneklerini derleme faaliyeti olarak görülmemelidir. Bugüne kadar genellikle Etnolojik ve Antropolojik perspektiflerle incelenmiş olan geçiş ritüelleri, bu kitapta sosyoloji ve din sosyolojisinin yöntem ve kavramları kullanılarak ele alınmıştır. Geçiş ritüelleri, bir yandan birey için yeni bir toplumsal rol elde etmeyi, uyumu, paylaşımı ve bütünleşmeyi ifade ederken, diğer taraftan da sosyal tarih, toplumsal hafıza, inanışlar, din anlayışı, yeme-içme adetleri, giyim-kuşam gelenekleri gibi toplum hayatının birçok sosyo-kültürel fragmanını bir arada yansıtmaktadır. Bu nedenle kitap, geçiş ritlerinin, hem sosyoloji hem de bilhassa bu ritlere atfedilen kutsallık yönüyle din-toplum ilişkisinin boyutlarını tespit açsından din sosyolojisi için elverişli ve zengin bir araştırma alanı olabileceğini ortaya koymaktadır.
Bu araştırmanın, Romanların sosyo-kültürel hayatlarında çok önemli addedilen ve ihtimamla uygulanan doğum, sünnet, evlenme, cenaze ritüelleri ve mevsimsel geçiş ritüeli olan Kakava Bayramı üzerinden, Edirne Romanları örneğinde, Roman toplumunun ve kültürünün tanınmasına ve anlaşılmasına bir katkı sağlama amacı da bulunmaktadır. Zira anlaşılamama ve önyargılarla tanımlanma Romanlar için çok önemli bir sosyal sorun olagelmiştir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 143,00 | 143,00 |