Konyalı Muhammed Hâdimî'nin önemli bir 18. yüzyıl Osmanlı taşra âlimi olduğundan kuşku yoktur. Belki de isimlerini fazla tanımadığımız onlarca taşra âliminin en önde gelenlerindendir. Menkıbeleri, bilhassa Konya ve civarında nesilden nesle aktarılmış ve birçoğu günümüze kadar gelmiştir. Bunlar halk arasında dilden dile dolaşmaktadır. Yapıtları pek bilinmese de, tasavvuf çevrelerinde önemli bir şahsiyet olarak hâlâ saygıyla anılmaktadır. Fıkıh ve ahlak alanında da hatırı sayılır bir otorite olarak kabul edilmektedir. Özellikle ahlak ve tasavvuf alanlarında verdiği eserler, günümüzde de rağbet görmektedir. Mecelle'nin önemli kaynaklarından biri olan ve Osmanlı'nın son dönemlerine kadar medreselerle hukuk mekteplerinde okutulan Mecâmiyu'l-hakâ'ik adlı eseri, modernleşme sürecinde Türk hukuk tarihinin önemli çalışmalarından biridir. Ebu Said El-Hâdimî, Anadolu'da Hadim kasabasında önemli bir eğitim merkezi kurmuş, dönemlerinin gözdesi olan yüzlerce âlim ve sûfi yetiştirmiştir.
Hâdimî'nin nüfuz alanı ve şöhreti böylece, Hadim'den başlayıp oradan bütün Anadolu'ya ve nihayet Osmanlı sınırlarını aşıp Afrika'dan Rusya'ya uzanan geniş bir coğrafya'ya yayılmıştır. Bunda onun İslam düşün tarihinin en köklü problemlerinden biri din-tasavvuf ilişkisine yaptığı uzlaştırıcı katkının ve ihtilaflar karşısında aldığı 'arabulucu' pozisyonun rolü yadsınamaz. Bu kitap, bu başarı öyküsünü ayrıntılı bir biçimde ele alıyor. Hâdimî'nin şahsında bir Osmanlı taşra bilgininin nasıl yetişip yükselebildiğini, nasıl merkez ulema ile boy ölçüşebilecek bir otorite olabildiğini, dinsel ve bilimsel faaliyetleriyle nasıl sınırları aşan bir şan ve şöhrete ulaşabildiğini ortaya koyuyor. Aynı zamanda, 18. yüzyıl Anadolu'sunda bilim anlayışı, din ve tasavvuf eğitimi, toplumsal yaşam, kültür ve edebiyat gibi konulara da ışık tutuyor.
Konyalı Muhammed Hâdimî'nin önemli bir 18. yüzyıl Osmanlı taşra âlimi olduğundan kuşku yoktur. Belki de isimlerini fazla tanımadığımız onlarca taşra âliminin en önde gelenlerindendir. Menkıbeleri, bilhassa Konya ve civarında nesilden nesle aktarılmış ve birçoğu günümüze kadar gelmiştir. Bunlar halk arasında dilden dile dolaşmaktadır. Yapıtları pek bilinmese de, tasavvuf çevrelerinde önemli bir şahsiyet olarak hâlâ saygıyla anılmaktadır. Fıkıh ve ahlak alanında da hatırı sayılır bir otorite olarak kabul edilmektedir. Özellikle ahlak ve tasavvuf alanlarında verdiği eserler, günümüzde de rağbet görmektedir. Mecelle'nin önemli kaynaklarından biri olan ve Osmanlı'nın son dönemlerine kadar medreselerle hukuk mekteplerinde okutulan Mecâmiyu'l-hakâ'ik adlı eseri, modernleşme sürecinde Türk hukuk tarihinin önemli çalışmalarından biridir. Ebu Said El-Hâdimî, Anadolu'da Hadim kasabasında önemli bir eğitim merkezi kurmuş, dönemlerinin gözdesi olan yüzlerce âlim ve sûfi yetiştirmiştir.
Hâdimî'nin nüfuz alanı ve şöhreti böylece, Hadim'den başlayıp oradan bütün Anadolu'ya ve nihayet Osmanlı sınırlarını aşıp Afrika'dan Rusya'ya uzanan geniş bir coğrafya'ya yayılmıştır. Bunda onun İslam düşün tarihinin en köklü problemlerinden biri din-tasavvuf ilişkisine yaptığı uzlaştırıcı katkının ve ihtilaflar karşısında aldığı 'arabulucu' pozisyonun rolü yadsınamaz. Bu kitap, bu başarı öyküsünü ayrıntılı bir biçimde ele alıyor. Hâdimî'nin şahsında bir Osmanlı taşra bilgininin nasıl yetişip yükselebildiğini, nasıl merkez ulema ile boy ölçüşebilecek bir otorite olabildiğini, dinsel ve bilimsel faaliyetleriyle nasıl sınırları aşan bir şan ve şöhrete ulaşabildiğini ortaya koyuyor. Aynı zamanda, 18. yüzyıl Anadolu'sunda bilim anlayışı, din ve tasavvuf eğitimi, toplumsal yaşam, kültür ve edebiyat gibi konulara da ışık tutuyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 16,75 | 16,75 |