Cinayeti faili belli, azmettiricileri meçhul bir cinayet olarak karşımızda duruyor. Cinayetin işlendiği günün ertesinde katil, arka sokaktaki bir dükkânın kamera kayıtlarına yansıyan görüntüsünden tespit edildi. 18 yaşından küçüktü ve "milliyetçi" duygularının etkisiyle cinayeti işlemişti. Trabzon'da yaşıyordu. Orada daha önce yine "ergen" bir çocuk Glock marka silahla aynı "milliyetçi" duygularla Rahip Santoro'yu öldürmüştü.
Hrant Dink'in katili, Samsun'da yakalanmış ve burada ilk ifadesini Emniyette ve Jandarma'da birlikte fotoğraf çektirdiği güvenlik görevlilerine vermişti. Cinayeti kendisi tasarlamıştı, "ölen bir arkadışından" silah temin etmişti ve pişman değildi.
Ancak İstanbul'a geldiğinde başka bir ifade vermişti... "Kullanılmış"tı... Ve birlikte hareket ettiği arkadaşları vardı... Verdiği isimler Trabzon'da yaşıyorlardı. Hemen İstanbul'a getirildiler. İfadeler tek bir isimde düğümleniyordu: Yardımcı İstihbarat Elemanı Erhan Tuncel...
Anlattıkları Türkiye'yi şok edecekti. Çünkü kendisini YİE yapan evrakın altında o dönem Trabzon Emniyet Müdürü olan, şimdi İstihbarat Dairesi Başkanlığı koltuğunda oturan, Ramazan Akyürek vardı.
İşte bu andan itibaren İstanbul ile Trabzon Emniyetleri arasındaki "istihbarat savaşı" da başlamış oldu. Çünkü kamuoyuna da yansıdığı gibi, Emniyetin Hrant Dink'in öldürülmesi konusundaki ihmallerine her gün bir yenisi ekleniyor. İhmallerden bazıları, Müfettiş raporlarıyla belgelenmiş durumda. Bir rapor, İstihbarat Daire Başkanı'nın Müfettişleri "resmen yanılttığını" belgeliyor. Ayrıca Log kayıtları siliniyor... Telefon mesajları değiştiriliyor... Cinayet öncesi bankanın kamera kayıtları siliniyor... Peki bunları kim yapıyor?..
Bu kitap, faili belli, azmettiricileri meçhul Dink Cinayeti'ndeki "istihbarat yalanları"nı gözler önüne sermeyi amaçlıyor ve karanlığa bir mum yakıyor...
Cinayeti faili belli, azmettiricileri meçhul bir cinayet olarak karşımızda duruyor. Cinayetin işlendiği günün ertesinde katil, arka sokaktaki bir dükkânın kamera kayıtlarına yansıyan görüntüsünden tespit edildi. 18 yaşından küçüktü ve "milliyetçi" duygularının etkisiyle cinayeti işlemişti. Trabzon'da yaşıyordu. Orada daha önce yine "ergen" bir çocuk Glock marka silahla aynı "milliyetçi" duygularla Rahip Santoro'yu öldürmüştü.
Hrant Dink'in katili, Samsun'da yakalanmış ve burada ilk ifadesini Emniyette ve Jandarma'da birlikte fotoğraf çektirdiği güvenlik görevlilerine vermişti. Cinayeti kendisi tasarlamıştı, "ölen bir arkadışından" silah temin etmişti ve pişman değildi.
Ancak İstanbul'a geldiğinde başka bir ifade vermişti... "Kullanılmış"tı... Ve birlikte hareket ettiği arkadaşları vardı... Verdiği isimler Trabzon'da yaşıyorlardı. Hemen İstanbul'a getirildiler. İfadeler tek bir isimde düğümleniyordu: Yardımcı İstihbarat Elemanı Erhan Tuncel...
Anlattıkları Türkiye'yi şok edecekti. Çünkü kendisini YİE yapan evrakın altında o dönem Trabzon Emniyet Müdürü olan, şimdi İstihbarat Dairesi Başkanlığı koltuğunda oturan, Ramazan Akyürek vardı.
İşte bu andan itibaren İstanbul ile Trabzon Emniyetleri arasındaki "istihbarat savaşı" da başlamış oldu. Çünkü kamuoyuna da yansıdığı gibi, Emniyetin Hrant Dink'in öldürülmesi konusundaki ihmallerine her gün bir yenisi ekleniyor. İhmallerden bazıları, Müfettiş raporlarıyla belgelenmiş durumda. Bir rapor, İstihbarat Daire Başkanı'nın Müfettişleri "resmen yanılttığını" belgeliyor. Ayrıca Log kayıtları siliniyor... Telefon mesajları değiştiriliyor... Cinayet öncesi bankanın kamera kayıtları siliniyor... Peki bunları kim yapıyor?..
Bu kitap, faili belli, azmettiricileri meçhul Dink Cinayeti'ndeki "istihbarat yalanları"nı gözler önüne sermeyi amaçlıyor ve karanlığa bir mum yakıyor...
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 12,04 | 12,04 |