Dil Felsefesi Açısından Kur'an Belagatinde Hitap ve Muhatap İlişkisi

Stok Kodu:
9789755486772
Boyut:
13.5x21.5
Sayfa Sayısı:
340
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%37 indirimli
470,00TL
296,10TL
9789755486772
747451
Dil Felsefesi Açısından Kur'an Belagatinde Hitap ve Muhatap İlişkisi
Dil Felsefesi Açısından Kur'an Belagatinde Hitap ve Muhatap İlişkisi
296.10

Sözlü bir hitap olan ve sözlü hitaplarda bulunması gereken tüm unsurları ihtiva eden Kur’ân’ı Kerîm, nazil olduğu dönemde Hicaz halkı tarafından bilinen ve kullanılan kelime ve ifadelerden oluşmaktadır.  Ne var ki, söz konusu kelime ve ifadeler, Kur’ân’ı Kerim’de yeni bir dizim ve anlamla yer almaktadır. 
Kur’ân-ı Kerim’de genel anlamda muhatap kitlenin inancı sorgulanmakta ve mabûdu eleştirilmektedir. Tevhidi, hakkı, adaleti, ahlâkî ve insanî değerleri esas alan yeni bir varlık tasavvuru, insan ve toplum bilinci muhataplara takdim edilmektedir. Herkesin kendini güvende hissettiği, inanç ve düşünce özgürlüğünün olduğu, üretimin ve emeğin takdis edildiği ve en önemlisi herkesin kendini değerli hissettiği yeni bir değerler sistemi insanlığa sunuldu. Düşünce ve değerlerde meydana gelen söz konusu değişimin tümü inşâî ve haberî dil formları ve yeni bir kavram haritasıyla gerçekleşmiştir. Zira Kur’ân’ ın tüm dil formları ya bir şeyi inşâ/var etmeye yöneliktir-ki bunlara inşâî denilmektedir- veya muhataba bilgi aktarımından-ki bunlara da haberi cümleler denilmektedir-ibarettir. 
Dolayısıyla Kur’ân’ı Kerim’in nazil olduğu dönemin dili, sosyal ve kültürel yapısı, muhatap kitlenin yaşadığı coğrafya ile bedevî kültürü ve edebiyatının bilinmesi, Kur’an’ın doğru anlaşılmasında önem arz etmektedir. Zira Kur’ân’ı Kerim, ilk muhataplarının yaşadıkları çevrenin, sosyokültürel yapısını ve inançlarının izlerini taşımaktadır.

Sözlü bir hitap olan ve sözlü hitaplarda bulunması gereken tüm unsurları ihtiva eden Kur’ân’ı Kerîm, nazil olduğu dönemde Hicaz halkı tarafından bilinen ve kullanılan kelime ve ifadelerden oluşmaktadır.  Ne var ki, söz konusu kelime ve ifadeler, Kur’ân’ı Kerim’de yeni bir dizim ve anlamla yer almaktadır. 
Kur’ân-ı Kerim’de genel anlamda muhatap kitlenin inancı sorgulanmakta ve mabûdu eleştirilmektedir. Tevhidi, hakkı, adaleti, ahlâkî ve insanî değerleri esas alan yeni bir varlık tasavvuru, insan ve toplum bilinci muhataplara takdim edilmektedir. Herkesin kendini güvende hissettiği, inanç ve düşünce özgürlüğünün olduğu, üretimin ve emeğin takdis edildiği ve en önemlisi herkesin kendini değerli hissettiği yeni bir değerler sistemi insanlığa sunuldu. Düşünce ve değerlerde meydana gelen söz konusu değişimin tümü inşâî ve haberî dil formları ve yeni bir kavram haritasıyla gerçekleşmiştir. Zira Kur’ân’ ın tüm dil formları ya bir şeyi inşâ/var etmeye yöneliktir-ki bunlara inşâî denilmektedir- veya muhataba bilgi aktarımından-ki bunlara da haberi cümleler denilmektedir-ibarettir. 
Dolayısıyla Kur’ân’ı Kerim’in nazil olduğu dönemin dili, sosyal ve kültürel yapısı, muhatap kitlenin yaşadığı coğrafya ile bedevî kültürü ve edebiyatının bilinmesi, Kur’an’ın doğru anlaşılmasında önem arz etmektedir. Zira Kur’ân’ı Kerim, ilk muhataplarının yaşadıkları çevrenin, sosyokültürel yapısını ve inançlarının izlerini taşımaktadır.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 296,10    296,10   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat