Dikenler Sarayı

Stok Kodu:
9789944362764
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
63
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2013-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%27 indirimli
120,00TL
87,60TL
9789944362764
526403
Dikenler Sarayı
Dikenler Sarayı
87.60
"Gölün tuzdan kadehi Sızmış oraya gezgin gece Yankının kovuğu, Camdan okları güneşin İki ay mı var gökte? Biri daldaki kuşun gözü."Kadir Aydemir'in "Oradan, Uzaktan" başlıklı şiirini okuduğumda, şaşırtıcı bir olup bitmişlik duygusu yaşadım. Sessiz, ama kendilerini duyuran şiirlerdi önümdeki toplam. Sözü alabildiğince damıtıyor, bir anlamda eksiltiyor, doğrudan imgenin bilinçdışı anlamına ulaşmayı istiyor görünüyor Aydemir. Derrida'nın "şiire özgü" (poematique) diye tanımladığı olguyu fark etmişe benziyor."Ne kadar güzelsiniz! dedimMısır püskülüne."Hepsi bu işte. Küçük, gündelik ayrıntıları kullanıyor elbet, ama o bildik, öyküsel ayrıntıyı silerek kullanıyor."Ölüm:Kapının önünde,Ne çok ayakkabı!"Dramatik gerilimi olağanın, sıradanın içine yerleştiriyor şair: "Kapının önünde,Ne çok ayakkabı!" Okur yazacaktır öykünün gerisini ya da öncesini. Şiirin anlatmadığında, söylemediğinde, bir ayrıntıda değinip geçtiğindedir asıl gerilim. Gerçekten de Aydemir, bir olguyu, bir duyguyu, bir nesneyi doğrudan tanımlamıyor, betimlemiyor; bir izlenim uyandırıyor sadece, birebir karşılığı olmayan bir izlenim... Ataç, çok yıllar önce, bir yarışmada "zarını" Turgut Uyar için atmış ve Uyar, Türk şiirinin doruklarından biri olmayı başarmıştı. Şiir, nankör bir sanattır. Kimi zaman insanı bırakıp gider. Birçok şair farkına varmaz ama bunun. Dileğim, Aydemir'in ve şiirin birbirini terk etmemesidir.Attığımız zar, Türk şiirine iyi bir şair kazandırmış olsun.-Ahmet Oktay-
"Gölün tuzdan kadehi Sızmış oraya gezgin gece Yankının kovuğu, Camdan okları güneşin İki ay mı var gökte? Biri daldaki kuşun gözü."Kadir Aydemir'in "Oradan, Uzaktan" başlıklı şiirini okuduğumda, şaşırtıcı bir olup bitmişlik duygusu yaşadım. Sessiz, ama kendilerini duyuran şiirlerdi önümdeki toplam. Sözü alabildiğince damıtıyor, bir anlamda eksiltiyor, doğrudan imgenin bilinçdışı anlamına ulaşmayı istiyor görünüyor Aydemir. Derrida'nın "şiire özgü" (poematique) diye tanımladığı olguyu fark etmişe benziyor."Ne kadar güzelsiniz! dedimMısır püskülüne."Hepsi bu işte. Küçük, gündelik ayrıntıları kullanıyor elbet, ama o bildik, öyküsel ayrıntıyı silerek kullanıyor."Ölüm:Kapının önünde,Ne çok ayakkabı!"Dramatik gerilimi olağanın, sıradanın içine yerleştiriyor şair: "Kapının önünde,Ne çok ayakkabı!" Okur yazacaktır öykünün gerisini ya da öncesini. Şiirin anlatmadığında, söylemediğinde, bir ayrıntıda değinip geçtiğindedir asıl gerilim. Gerçekten de Aydemir, bir olguyu, bir duyguyu, bir nesneyi doğrudan tanımlamıyor, betimlemiyor; bir izlenim uyandırıyor sadece, birebir karşılığı olmayan bir izlenim... Ataç, çok yıllar önce, bir yarışmada "zarını" Turgut Uyar için atmış ve Uyar, Türk şiirinin doruklarından biri olmayı başarmıştı. Şiir, nankör bir sanattır. Kimi zaman insanı bırakıp gider. Birçok şair farkına varmaz ama bunun. Dileğim, Aydemir'in ve şiirin birbirini terk etmemesidir.Attığımız zar, Türk şiirine iyi bir şair kazandırmış olsun.-Ahmet Oktay-
Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 87,60    87,60   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat