“Küçük azınlıkların büyük çoğunluklara hükmetmesine son vererek, insanların kendileriyle ilgili her tür kararı özgürce kendilerinin almasını sağlamak mümkün mü?”
“21. Yüzyılda Marksizm ve Sosyalizm” alt başlıklı Teorisyeniniz Devrimciydi’nin yazarı Erkin Özalp, yeni çalışmasında, farklı ülkelerdeki görece yakın tarihli mücadele deneyimlerinden hareketle, yukarıdaki soruya olumlu bir cevap vermenin yolunu arıyor.
Kitapta incelenen çok sayıda örnek arasında, Nepal’de Maoistler tarafından yürütülmüş olan gerilla savaşı, Hugo Chávez’in Bolivarcı Devrimi, Meksika’daki Zapatistaların “aşağıdan yukarıya” devrim yapma mücadeleleri, Yunanistan’da Syriza’nın iktidara gelişi ve teslim bayrağını açması, İspanya’da popülizm teorisini hayata geçirmeye çalışan Podemos’un henüz muhalefetteyken yaşadığı dönüşümler ve Avusturyalı komünistlere Graz kentinin belediye başkanlığını kazandıran yerel çalışmalar da bulunuyor.
Sosyalist sistemin çöküşü sonrasında başvurulan mücadele stratejilerini somut deneyimler ışığında değerlendiren Özalp, Türkiye’deki devrim mücadelesinin gereklerini de göz önünde bulundurarak, kitlelerin kendi eserleri olacak, geçmişteki zaafların yeniden ortaya çıkmasına izin vermeyecek ve insanlığın kurtuluşunu yakınlaştırabilecek olan devrimlerin nasıl yapılabileceğini ana hatlarıyla tartışıyor ve somut önerilerde bulunuyor. Kuşkusuz, uygulanmaya hazır bir “reçete” sunmaya kalkışmadan…
“Küçük azınlıkların büyük çoğunluklara hükmetmesine son vererek, insanların kendileriyle ilgili her tür kararı özgürce kendilerinin almasını sağlamak mümkün mü?”
“21. Yüzyılda Marksizm ve Sosyalizm” alt başlıklı Teorisyeniniz Devrimciydi’nin yazarı Erkin Özalp, yeni çalışmasında, farklı ülkelerdeki görece yakın tarihli mücadele deneyimlerinden hareketle, yukarıdaki soruya olumlu bir cevap vermenin yolunu arıyor.
Kitapta incelenen çok sayıda örnek arasında, Nepal’de Maoistler tarafından yürütülmüş olan gerilla savaşı, Hugo Chávez’in Bolivarcı Devrimi, Meksika’daki Zapatistaların “aşağıdan yukarıya” devrim yapma mücadeleleri, Yunanistan’da Syriza’nın iktidara gelişi ve teslim bayrağını açması, İspanya’da popülizm teorisini hayata geçirmeye çalışan Podemos’un henüz muhalefetteyken yaşadığı dönüşümler ve Avusturyalı komünistlere Graz kentinin belediye başkanlığını kazandıran yerel çalışmalar da bulunuyor.
Sosyalist sistemin çöküşü sonrasında başvurulan mücadele stratejilerini somut deneyimler ışığında değerlendiren Özalp, Türkiye’deki devrim mücadelesinin gereklerini de göz önünde bulundurarak, kitlelerin kendi eserleri olacak, geçmişteki zaafların yeniden ortaya çıkmasına izin vermeyecek ve insanlığın kurtuluşunu yakınlaştırabilecek olan devrimlerin nasıl yapılabileceğini ana hatlarıyla tartışıyor ve somut önerilerde bulunuyor. Kuşkusuz, uygulanmaya hazır bir “reçete” sunmaya kalkışmadan…
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 118,80 | 118,80 |