Devre Mülk ve Devre Tatil Sözleşmeleri Türk Hukuku'nda

Stok Kodu:
9786257656016
Boyut:
16x23.5
Sayfa Sayısı:
151
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%10 indirimli
189,00TL
170,10TL
9786257656016
679198
Devre Mülk ve Devre Tatil Sözleşmeleri
Devre Mülk ve Devre Tatil Sözleşmeleri Türk Hukuku'nda
170.10

Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölümde, devre tatil sistemlerinin ülkemizde temelini oluşturan devre mülk hakkı kavramı, Türk Hukuku’ndaki gelişimi, hukuksal dayanağı, hukuki niteliği ve unsurları incelenmiştir. Sonrasında ise devre mülk hakkının kurulmasına ilişkin koşullar ve buna bağlı biçim ve yöntemlerin varlığı detaylı olarak ele alınmıştır. Devre mülk hakkının kurulmasına bağlı olarak devre mülk sözleşmesinin çerçevesi belirlenerek, sözleşmenin taraflarına ilişkin tespitler yasal düzenlemelere bağlı kalınarak belirlenmiştir. Öğretide, devre mülk hakkına ve devre mülk sözleşmesine ilişkin birtakım konularda ortaya çıkan görüş ayrılıklarına yer verilerek her görüş ve bu görüşleri savunanlara yer verilmiştir. Görüş birliği bulunmayan konularda, Yargıtay kararlarında yer alan noktalara dikkat çekilmiştir.

Devre mülk hakkı, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun ilgili maddelerinde düzenlenmektedir. İlk olarak, 1986 tarihinde 3227 sayılı, “Kat Mülkiyeti Kanununa Devre Mülk Hakkı ile İlgili Maddeler Eklenmesine Dair Kanun” ile hukukumuzda yer alan devre mülk kurumu, taşınmazdan zaman unsuru çerçevesinde sınırlı yararlanma hakkı sağlayan ve sağladığı hakkın ayni bir hak olması dolayısıyla kendine özgü nitelikleri olan bir hakkı oluşturmaktadır. Dolayısıyla devre mülk sistemi, her ne kadar devre tatil sistemlerinin bir parçası olarak nitelendirilse de çalışmamız çerçevesinde ayrı olarak incelenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Devre tatil sistemlerine ilişkin oluşturulan yasal düzenlemeler, devre tatil temeline dayanan devre mülk sözleşmelerinde de uygulanacağını belirtmesi nedeniyle gerekli yerlerde ilgili düzenlemelere de değinerek konuya açıklık getirdik. 6502 sayılı TKHK kapsamında devre mülk sözleşmelerine ilişkin getirilen özel korumaları ve istisnai durumları inceleyerek, dar anlamda devre tatil sözleşmelerinden ayırt edilmesi konusundaki unsurları belirledik. Son olarak, devre mülk sözleşmesinin sona erme nedenlerini ve uyuşmazlık çözüm yollarını inceledik.

İkinci bölümde, devre mülk sözleşmelerini de kapsayan devre tatil hakkına dayanan devre tatil sistemlerini geniş olarak inceledik. Bu bölümde, ülkemizde uygulanmakta olan geniş anlamda devre tatil sistem türlerine, devre tatil sistemlerinin AB Hukuku’ndaki gelişimine yer verdikten sonra, dar anlamda devre tatil sözleşmelerinin tanımı, hukuki niteliği, tarafları ve sözleşmeye ilişkin unsurları üzerinde durduk. Devre tatil sözleşmeleri, devre mülk sözleşmelerinden farklı olarak 6502 sayılı TKHK ve ilgili yönetmeliklerde düzenlendiğinden, dar anlamda devre tatil sözleşmelerini inceleyerek devre mülk sözleşmelerini de kapsayan ya da farklı olan noktalarını belirlemeye çalıştık. Kanun koyucunun devre tatil sözleşmelerine ilişkin bazı konularda devre mülk hakkı tanıyan sözleşmeleri ayrı tutarak yasal düzenlemelerde bulunduğunu ve ilgili düzenlemelerin tarafların, özelikle hak sahiplerinin korunması, açısından önem arz ettiğini belirttik. Nitekim, taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkların temel sebebinin sözleşmeden kaynaklandığı ve çoğunlukla da devre mülk ve dar anlamda oluşturulan devre tatil sözleşmelerinin karıştırılması sonucu meydana geldiği tespit edilmiştir. Her iki sözleşmenin temel unsurlarında yer alan farklılıklar ne yazık ki, hak sahiplerini mağdur etmek için bir silah olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle, devre mülk kurumunu devre tatil sistemlerinden ayrı olarak incelemek çalışmamızın amacı açısından oldukça önemlidir.

Üçüncü bölümde, ikinci bölümün devamı niteliğinde devre tatil sözleşmelerinin tarafları ve tarafların hak ve borçları incelenmiştir. 6502 sayılı TKHK, temel olarak devre tatil sözleşmesinin tarafı olan tüketiciyi korumayı amaçladığından, ilgili Kanun kapsamında ve diğer yasal düzenlemeler çerçevesinde, tarafların hak yükümlülüklerini ayrı bir bölüm olarak incelemeyi uygun bulduk. 6502 sayılı TKHK, tüketicilerin yaşadığı mağduriyetler göz önünde bulundurularak oluşturulduğundan, Kanunun 50’inci maddesi ve “Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği” kapsamında tüketiciye sağlanan haklar ile satıcı veya sağlayıcının yükümlülükleri detaylı olarak açıklanmıştır. Bu kapsamda, son yıllarda verilen Yargıtay kararlarına da yer verilerek devre tatil sözleşmelerine ilişkin belirleyici etkenler ortaya konmuştur. Son olarak, devre tatil sözleşmelerinin sona erme sebepleri ele alınmıştır.

Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölümde, devre tatil sistemlerinin ülkemizde temelini oluşturan devre mülk hakkı kavramı, Türk Hukuku’ndaki gelişimi, hukuksal dayanağı, hukuki niteliği ve unsurları incelenmiştir. Sonrasında ise devre mülk hakkının kurulmasına ilişkin koşullar ve buna bağlı biçim ve yöntemlerin varlığı detaylı olarak ele alınmıştır. Devre mülk hakkının kurulmasına bağlı olarak devre mülk sözleşmesinin çerçevesi belirlenerek, sözleşmenin taraflarına ilişkin tespitler yasal düzenlemelere bağlı kalınarak belirlenmiştir. Öğretide, devre mülk hakkına ve devre mülk sözleşmesine ilişkin birtakım konularda ortaya çıkan görüş ayrılıklarına yer verilerek her görüş ve bu görüşleri savunanlara yer verilmiştir. Görüş birliği bulunmayan konularda, Yargıtay kararlarında yer alan noktalara dikkat çekilmiştir.

Devre mülk hakkı, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun ilgili maddelerinde düzenlenmektedir. İlk olarak, 1986 tarihinde 3227 sayılı, “Kat Mülkiyeti Kanununa Devre Mülk Hakkı ile İlgili Maddeler Eklenmesine Dair Kanun” ile hukukumuzda yer alan devre mülk kurumu, taşınmazdan zaman unsuru çerçevesinde sınırlı yararlanma hakkı sağlayan ve sağladığı hakkın ayni bir hak olması dolayısıyla kendine özgü nitelikleri olan bir hakkı oluşturmaktadır. Dolayısıyla devre mülk sistemi, her ne kadar devre tatil sistemlerinin bir parçası olarak nitelendirilse de çalışmamız çerçevesinde ayrı olarak incelenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Devre tatil sistemlerine ilişkin oluşturulan yasal düzenlemeler, devre tatil temeline dayanan devre mülk sözleşmelerinde de uygulanacağını belirtmesi nedeniyle gerekli yerlerde ilgili düzenlemelere de değinerek konuya açıklık getirdik. 6502 sayılı TKHK kapsamında devre mülk sözleşmelerine ilişkin getirilen özel korumaları ve istisnai durumları inceleyerek, dar anlamda devre tatil sözleşmelerinden ayırt edilmesi konusundaki unsurları belirledik. Son olarak, devre mülk sözleşmesinin sona erme nedenlerini ve uyuşmazlık çözüm yollarını inceledik.

İkinci bölümde, devre mülk sözleşmelerini de kapsayan devre tatil hakkına dayanan devre tatil sistemlerini geniş olarak inceledik. Bu bölümde, ülkemizde uygulanmakta olan geniş anlamda devre tatil sistem türlerine, devre tatil sistemlerinin AB Hukuku’ndaki gelişimine yer verdikten sonra, dar anlamda devre tatil sözleşmelerinin tanımı, hukuki niteliği, tarafları ve sözleşmeye ilişkin unsurları üzerinde durduk. Devre tatil sözleşmeleri, devre mülk sözleşmelerinden farklı olarak 6502 sayılı TKHK ve ilgili yönetmeliklerde düzenlendiğinden, dar anlamda devre tatil sözleşmelerini inceleyerek devre mülk sözleşmelerini de kapsayan ya da farklı olan noktalarını belirlemeye çalıştık. Kanun koyucunun devre tatil sözleşmelerine ilişkin bazı konularda devre mülk hakkı tanıyan sözleşmeleri ayrı tutarak yasal düzenlemelerde bulunduğunu ve ilgili düzenlemelerin tarafların, özelikle hak sahiplerinin korunması, açısından önem arz ettiğini belirttik. Nitekim, taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkların temel sebebinin sözleşmeden kaynaklandığı ve çoğunlukla da devre mülk ve dar anlamda oluşturulan devre tatil sözleşmelerinin karıştırılması sonucu meydana geldiği tespit edilmiştir. Her iki sözleşmenin temel unsurlarında yer alan farklılıklar ne yazık ki, hak sahiplerini mağdur etmek için bir silah olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle, devre mülk kurumunu devre tatil sistemlerinden ayrı olarak incelemek çalışmamızın amacı açısından oldukça önemlidir.

Üçüncü bölümde, ikinci bölümün devamı niteliğinde devre tatil sözleşmelerinin tarafları ve tarafların hak ve borçları incelenmiştir. 6502 sayılı TKHK, temel olarak devre tatil sözleşmesinin tarafı olan tüketiciyi korumayı amaçladığından, ilgili Kanun kapsamında ve diğer yasal düzenlemeler çerçevesinde, tarafların hak yükümlülüklerini ayrı bir bölüm olarak incelemeyi uygun bulduk. 6502 sayılı TKHK, tüketicilerin yaşadığı mağduriyetler göz önünde bulundurularak oluşturulduğundan, Kanunun 50’inci maddesi ve “Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği” kapsamında tüketiciye sağlanan haklar ile satıcı veya sağlayıcının yükümlülükleri detaylı olarak açıklanmıştır. Bu kapsamda, son yıllarda verilen Yargıtay kararlarına da yer verilerek devre tatil sözleşmelerine ilişkin belirleyici etkenler ortaya konmuştur. Son olarak, devre tatil sözleşmelerinin sona erme sebepleri ele alınmıştır.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 170,10    170,10   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat