"Dize, sözcüklerin o yoğun gizil gücü, çoğu kez, bilinçaltından geçerek açık güce dönüşür.
Açık güce dönüşmek, iç yaşantımızın sözcükler yoluyla gerçekliğe açılmasıdır. Çelişkiyi ayırdediyoruz artık, ellerimizle tutuyoruz: Bilinçtir, bu. Şiirin, bilinçaltından bir Kuvayi Milliye mavnacısı gibi alıp getirdiği silâh bilinçtir.
Bilinçtir kavgada, direnmede en insancı, en işlek silâhımız. Şiir bu silâhın namlusunu bilinçaltıyla yağlar. İç yaşantımızın derin kökleriyle, kişiliğimizin ve yüreğimizin tarihiyle.
Bilinç, şiirle daha güzel, kolay işler. Bilincin kişiliğimizin birikimine gereksinmesi vardır. Ne biriktirdik? Bir direnmede,
bir savaşta neyi harcıyabiliriz? Bunu, bilinçaltı bilir. Şiir bu birikimi taşır bilince. En işlek silâh elimizdedir şimdi, doğaya, ölüme, bozuk düzene ve emperyalizme karşı: Bilinç! O zaman, Hasan Varol'un bahar imgesiyle boşalttığı silâh saklancası, gerçekten işimize yarayacaktır: Baharı sevmek, direncimizin, savaşımızın silâhıdır artık."
-Ceyhun Atıf Kansu- Özgür İnsan Dergisi
"Toroslar'ın şiiri gerçekten de yazılmalı, yazmaya koyulan sürdürmeli: Herkesin aynı türü aynı türde yazması gerekmiyor elbette! Ve Toroslar'ın şiiri de Toroslar'daki doğanın, yaşantısının sözcüklerinden, deyişlerinden büsbütün uzak kalmamalı kanımca. Diyelim ki "çokuşmak"ı Yaşar Kemal'den anımsıyoruz. "Süymek" de Hasan Varol'la anımsanabilir pekâlâ, neden "sürmek" densin ille de? Buraya değin söylediklerimden seziliyor sanırım, ama yine de 'açık etmekte' yarar olabilir: Ardıç Türküleri'ni Uçurtma Kalbim'e yeğliyor gibiyim ben kendi payıma. Hasan Varol, şiirle ilişkisini daha sıklaştıracak bundan böyle; yerel-genel sözcük ayrımına çokça takılmadan, önüne yetinmezlikler sincabı, koş ha koş koşacak... Bunu biraz biliyor, biraz da diliyorum."
-Ramis Dara-Çağdaş Türk Dili Dergisi
"Dize, sözcüklerin o yoğun gizil gücü, çoğu kez, bilinçaltından geçerek açık güce dönüşür.
Açık güce dönüşmek, iç yaşantımızın sözcükler yoluyla gerçekliğe açılmasıdır. Çelişkiyi ayırdediyoruz artık, ellerimizle tutuyoruz: Bilinçtir, bu. Şiirin, bilinçaltından bir Kuvayi Milliye mavnacısı gibi alıp getirdiği silâh bilinçtir.
Bilinçtir kavgada, direnmede en insancı, en işlek silâhımız. Şiir bu silâhın namlusunu bilinçaltıyla yağlar. İç yaşantımızın derin kökleriyle, kişiliğimizin ve yüreğimizin tarihiyle.
Bilinç, şiirle daha güzel, kolay işler. Bilincin kişiliğimizin birikimine gereksinmesi vardır. Ne biriktirdik? Bir direnmede,
bir savaşta neyi harcıyabiliriz? Bunu, bilinçaltı bilir. Şiir bu birikimi taşır bilince. En işlek silâh elimizdedir şimdi, doğaya, ölüme, bozuk düzene ve emperyalizme karşı: Bilinç! O zaman, Hasan Varol'un bahar imgesiyle boşalttığı silâh saklancası, gerçekten işimize yarayacaktır: Baharı sevmek, direncimizin, savaşımızın silâhıdır artık."
-Ceyhun Atıf Kansu- Özgür İnsan Dergisi
"Toroslar'ın şiiri gerçekten de yazılmalı, yazmaya koyulan sürdürmeli: Herkesin aynı türü aynı türde yazması gerekmiyor elbette! Ve Toroslar'ın şiiri de Toroslar'daki doğanın, yaşantısının sözcüklerinden, deyişlerinden büsbütün uzak kalmamalı kanımca. Diyelim ki "çokuşmak"ı Yaşar Kemal'den anımsıyoruz. "Süymek" de Hasan Varol'la anımsanabilir pekâlâ, neden "sürmek" densin ille de? Buraya değin söylediklerimden seziliyor sanırım, ama yine de 'açık etmekte' yarar olabilir: Ardıç Türküleri'ni Uçurtma Kalbim'e yeğliyor gibiyim ben kendi payıma. Hasan Varol, şiirle ilişkisini daha sıklaştıracak bundan böyle; yerel-genel sözcük ayrımına çokça takılmadan, önüne yetinmezlikler sincabı, koş ha koş koşacak... Bunu biraz biliyor, biraz da diliyorum."
-Ramis Dara-Çağdaş Türk Dili Dergisi
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 3,28 | 3,28 |