Demokratikleşme Sürecinde Mareşal Fevzi Çakmak'ın Siyasi Faaliyetleri (1946-1950)

Stok Kodu:
9786057634016
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
127
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%28 indirimli
176,00TL
126,72TL
9786057634016
389208
Demokratikleşme Sürecinde Mareşal Fevzi Çakmak'ın Siyasi Faaliyetleri (1946-1950)
Demokratikleşme Sürecinde Mareşal Fevzi Çakmak'ın Siyasi Faaliyetleri (1946-1950)
126.72

“…Bu millet bazılarının dediği gibi (baldırı çıplak) değildir… Çalışan, didinen ve hakiki yaratıcı bir kuvvettir.”

(Mareşal Fevzi Çakmak, Balıkesir/1947)

“…Halka itimat etmek lâzımdır. Türk halkı vatandaş sıfatıile olan hak, vazife ve mesuliyetlerini büyük bir hassasiyetle kavrıyor…”

(Mareşal Fevzi Çakmak, Ankara/1947)

“İdare adamları tarafından gösterilen zorluklar, hiçbir partinin menfaatine olmuyor, memleketin zararına oluyor.”

(Mareşal Fevzi Çakmak, Ankara/1947)

“…coup de grace' olarak karşımıza mareşali çıkardılar…” (Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Ankara/1946)

“Konuşmada hazır bulunanlar memleket ölçüleri çok sağlam, yüksek çapta bir devlet adamı karşısında bulunduklarını hissetmişlerdir.”

(Vatan, 19 Temmuz 1946)

“Bir Mareşal Ankara Hükûmeti'ne meydan okuyor” (L'illustre, Kasım 1947)

Millî Mücadele'nin önemli simaları arasında yer alan Mareşal Fevzi Çakmak'ın en az ele alınan yönü onun siyasî mücadelesidir. Çakmak, Türkiye'nin demokrasiyi yeniden tesis etmeye çalıştığı 1946-1950 arasındaki devrede Türk siyaset dünyasının en etkili aktörlerinden birisi olmuştur. Cumhurbaşkanı İnönü ve iktidar partisinin karşısında muhaliflerin en büyük umudu haline gelen Fevzi Çakmak, yeni kurulan DP'yi desteklemiş ve hem bu partinin ilk Cumhurbaşkanı adayı olarak hem de Cumhuriyet tarihinde ilk kez Devlet Başkanlığı yarışının ikinci ismi olarak tarihe geçmiştir. İnönü'ye ilk ciddi alternatif sayılan ve aktif politik hayatını Millet Partisi çatısında tamamlayan Fevzi Çakmak, siyasî hayatı boyunca büyük ilgi gördüğü seçmenlerle konuşmalarında, “demokrasi”, “siyasî haklar”, “işçi hakları”, “geçim sıkıntısı”, “idarenin tarafsızlığı” gibi konular üzerinde durarak politika alanında da yetkin bir siyaset adamı olduğunu göstermiştir.  Dolayısıyla Mareşal Fevzi Çakmak faktörünü ele almadan 1946-1950 arası döneminin demokrasi mücadelesi tam olarak anlaşılamaz. 

“…Bu millet bazılarının dediği gibi (baldırı çıplak) değildir… Çalışan, didinen ve hakiki yaratıcı bir kuvvettir.”

(Mareşal Fevzi Çakmak, Balıkesir/1947)

“…Halka itimat etmek lâzımdır. Türk halkı vatandaş sıfatıile olan hak, vazife ve mesuliyetlerini büyük bir hassasiyetle kavrıyor…”

(Mareşal Fevzi Çakmak, Ankara/1947)

“İdare adamları tarafından gösterilen zorluklar, hiçbir partinin menfaatine olmuyor, memleketin zararına oluyor.”

(Mareşal Fevzi Çakmak, Ankara/1947)

“…coup de grace' olarak karşımıza mareşali çıkardılar…” (Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Ankara/1946)

“Konuşmada hazır bulunanlar memleket ölçüleri çok sağlam, yüksek çapta bir devlet adamı karşısında bulunduklarını hissetmişlerdir.”

(Vatan, 19 Temmuz 1946)

“Bir Mareşal Ankara Hükûmeti'ne meydan okuyor” (L'illustre, Kasım 1947)

Millî Mücadele'nin önemli simaları arasında yer alan Mareşal Fevzi Çakmak'ın en az ele alınan yönü onun siyasî mücadelesidir. Çakmak, Türkiye'nin demokrasiyi yeniden tesis etmeye çalıştığı 1946-1950 arasındaki devrede Türk siyaset dünyasının en etkili aktörlerinden birisi olmuştur. Cumhurbaşkanı İnönü ve iktidar partisinin karşısında muhaliflerin en büyük umudu haline gelen Fevzi Çakmak, yeni kurulan DP'yi desteklemiş ve hem bu partinin ilk Cumhurbaşkanı adayı olarak hem de Cumhuriyet tarihinde ilk kez Devlet Başkanlığı yarışının ikinci ismi olarak tarihe geçmiştir. İnönü'ye ilk ciddi alternatif sayılan ve aktif politik hayatını Millet Partisi çatısında tamamlayan Fevzi Çakmak, siyasî hayatı boyunca büyük ilgi gördüğü seçmenlerle konuşmalarında, “demokrasi”, “siyasî haklar”, “işçi hakları”, “geçim sıkıntısı”, “idarenin tarafsızlığı” gibi konular üzerinde durarak politika alanında da yetkin bir siyaset adamı olduğunu göstermiştir.  Dolayısıyla Mareşal Fevzi Çakmak faktörünü ele almadan 1946-1950 arası döneminin demokrasi mücadelesi tam olarak anlaşılamaz. 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat