“Memleket dayanışma isteyen bir birliğe muhtaçtır. Alelade politikacılarla milleti parçalamak hıyanettir.”
– Mustafa Kemal Atatürk
Seçim güvenliği, Türkiye siyasetinin uzun zamandır önemli başlıklarından biri.
Bu konuda uzun süre gündemi meşgul eden kararlardan biri, Yüksek Seçim Kurulu’nun referandumda oylama devam ederken “mühürsüz oyların kabul edileceğini” açıklamasıydı.
“Trafoya kedi girdi!” açıklamasından sonra tüm seçimler şaibe altında kaldı. Bu kedi bir türlü o trafodan çıkamadı.
Demokrasi bir amaç olamaz. Demokrasi bir adalet mekanizması olabilir.
Demokrasi tramvayına binenler, inenler uzun zamandır görülüyor ve tartışılıyor.
Türk demokrasi tarihi ve seçimleri son yirmi yıl dışında bu kadar tartışılmadı, “şüpheli sandık” diyebileceğimiz faili meçhul sandıklar hâlâ muamma.
Siyaset ve demokrasi tarihimize “şaibeli seçimlerin” damga vurmasına tüm siyasi partiler müsaade etti. Halk ise kendi zaferleri ile mutmain oldu. Bugün 1946’dan itibaren seçimlerin sonuçlarının aslında Türkiye’de iktidarı tayin etmediğini, asıl meselenin görünmeyen yüzünün kullanılan sistem, sayılan oy, sahip çıkılmayan sandık ve eğitim, dürüstlük ve ahlak olduğunu görüyoruz.
Davulu kim çalarsa iktidar o değil. Çünkü tokmak başkasının elinde. Bugün gelmiş olduğumuz nokta seçim kültürü, demokrasi ve demokratik denilebilecek bir şeylerin sadece cümlelerden ibaret olduğudur. Bu kitapta çalınan geleceğimizi belgeleriyle anlattım.
“Memleket dayanışma isteyen bir birliğe muhtaçtır. Alelade politikacılarla milleti parçalamak hıyanettir.”
– Mustafa Kemal Atatürk
Seçim güvenliği, Türkiye siyasetinin uzun zamandır önemli başlıklarından biri.
Bu konuda uzun süre gündemi meşgul eden kararlardan biri, Yüksek Seçim Kurulu’nun referandumda oylama devam ederken “mühürsüz oyların kabul edileceğini” açıklamasıydı.
“Trafoya kedi girdi!” açıklamasından sonra tüm seçimler şaibe altında kaldı. Bu kedi bir türlü o trafodan çıkamadı.
Demokrasi bir amaç olamaz. Demokrasi bir adalet mekanizması olabilir.
Demokrasi tramvayına binenler, inenler uzun zamandır görülüyor ve tartışılıyor.
Türk demokrasi tarihi ve seçimleri son yirmi yıl dışında bu kadar tartışılmadı, “şüpheli sandık” diyebileceğimiz faili meçhul sandıklar hâlâ muamma.
Siyaset ve demokrasi tarihimize “şaibeli seçimlerin” damga vurmasına tüm siyasi partiler müsaade etti. Halk ise kendi zaferleri ile mutmain oldu. Bugün 1946’dan itibaren seçimlerin sonuçlarının aslında Türkiye’de iktidarı tayin etmediğini, asıl meselenin görünmeyen yüzünün kullanılan sistem, sayılan oy, sahip çıkılmayan sandık ve eğitim, dürüstlük ve ahlak olduğunu görüyoruz.
Davulu kim çalarsa iktidar o değil. Çünkü tokmak başkasının elinde. Bugün gelmiş olduğumuz nokta seçim kültürü, demokrasi ve demokratik denilebilecek bir şeylerin sadece cümlelerden ibaret olduğudur. Bu kitapta çalınan geleceğimizi belgeleriyle anlattım.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 180,90 | 180,90 |