Deleuze - Varlığın Uğultusu

Stok Kodu:
9786055159399
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
176
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-01
Çeviren:
Murat Erşen, Volkan Çelebi
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%33 indirimli
190,00TL
127,30TL
Taksitli fiyat: 1 x 127,30TL
Tedarikçi Stoğu 12 Adet
9786055159399
430879
Deleuze - Varlığın Uğultusu
Deleuze - Varlığın Uğultusu
127.30

Düşüncesinin bütün ilhamını her şeyden önce Nietzsche’den aldığını iddia eden birine verilen sıfat ne kadar çelişkili olursa olsun (çünkü Nietzsche’nin kendisinde derin bir ermişlik vardır), Deleuze için düşüncenin koşulunun çileci olduğunu ileri sürmek gerekir. Bu da Deleuze ile Stoacılar arasında bulunan yakınlığı derinlemesine açıklayan bir durumdur. Tekilliklerin göçebeliğini belirtmek için 'anarşi' kelimesinin kullanılması bizi yanılgıya düşürmemelidir, çünkü Deleuze özellikle 'taçlı anarşi'ye vurgu yapar ve aynı zamanda, öncelikle tacı düşünmek de son derece önemlidir. Bu taç, yaşam deneyimlerine  ve gündelik meselelere çileci bir tavırla sırtını dönen ve sınırlarını aşma ve ölçüsüzlük’'ün kendilerini götürdüğü yere gitme gücünü kendilerinde bulmuş olanlara atfedilir. Tüm bunlardan, bu yaşam felsefesinin, Stoacı felsefede de olduğu gibi özünde bir ölüm felsefesi olduğu sonucu çıkar. Çünkü eğer düşünce olayı, kendimi seçilmeye bırakma (bu, Deleuzecü kader biçimidir) ve arıtılmış otomat olarak hybris’in istediği yere sürüklenmesine ilişkin çileci bir güçse; yani eğer düşünce, benim edimselliğimin kırılması ve sınırımın ortadan kalkması olarak varsa; ama aynı zamanda eğer bu edimselleşme ve bu sınır kendi varlıklarında onları kıran veya onları aşan şeylerle aynı dokuya sahipse (çünkü kesin olarak, sadece Bir-bütün vardır); yani eğer organik olmayan güçlü yaşam, hem beni sınırım içinde düzenleyen  şeyin hem de bunu yapma kudreti kazandığım ölçüde beni onu aşmaya çağıran şeyin de temeliyse, o zaman düşünce olayının metaforu, yaşamın içkin anı olarak, ölmektir. Zira ölüm, aynı anda hem etkide bulunduğu bireyle en yakın ilişkiye sahip şeydir, hem de bu bireye nazaran tam bir kişisizlik ve dışsallık hali içindedir. Bu anlamda o, düşüncedir, çünkü düşünmek tam olarak, bireyin aynı zamanda sahici varlığı da olan kişisiz dışsallık tarafından dondurulduğu noktaya çileci bir şekilde ulaşmaktır.  

Alain Badiou

Düşüncesinin bütün ilhamını her şeyden önce Nietzsche’den aldığını iddia eden birine verilen sıfat ne kadar çelişkili olursa olsun (çünkü Nietzsche’nin kendisinde derin bir ermişlik vardır), Deleuze için düşüncenin koşulunun çileci olduğunu ileri sürmek gerekir. Bu da Deleuze ile Stoacılar arasında bulunan yakınlığı derinlemesine açıklayan bir durumdur. Tekilliklerin göçebeliğini belirtmek için 'anarşi' kelimesinin kullanılması bizi yanılgıya düşürmemelidir, çünkü Deleuze özellikle 'taçlı anarşi'ye vurgu yapar ve aynı zamanda, öncelikle tacı düşünmek de son derece önemlidir. Bu taç, yaşam deneyimlerine  ve gündelik meselelere çileci bir tavırla sırtını dönen ve sınırlarını aşma ve ölçüsüzlük’'ün kendilerini götürdüğü yere gitme gücünü kendilerinde bulmuş olanlara atfedilir. Tüm bunlardan, bu yaşam felsefesinin, Stoacı felsefede de olduğu gibi özünde bir ölüm felsefesi olduğu sonucu çıkar. Çünkü eğer düşünce olayı, kendimi seçilmeye bırakma (bu, Deleuzecü kader biçimidir) ve arıtılmış otomat olarak hybris’in istediği yere sürüklenmesine ilişkin çileci bir güçse; yani eğer düşünce, benim edimselliğimin kırılması ve sınırımın ortadan kalkması olarak varsa; ama aynı zamanda eğer bu edimselleşme ve bu sınır kendi varlıklarında onları kıran veya onları aşan şeylerle aynı dokuya sahipse (çünkü kesin olarak, sadece Bir-bütün vardır); yani eğer organik olmayan güçlü yaşam, hem beni sınırım içinde düzenleyen  şeyin hem de bunu yapma kudreti kazandığım ölçüde beni onu aşmaya çağıran şeyin de temeliyse, o zaman düşünce olayının metaforu, yaşamın içkin anı olarak, ölmektir. Zira ölüm, aynı anda hem etkide bulunduğu bireyle en yakın ilişkiye sahip şeydir, hem de bu bireye nazaran tam bir kişisizlik ve dışsallık hali içindedir. Bu anlamda o, düşüncedir, çünkü düşünmek tam olarak, bireyin aynı zamanda sahici varlığı da olan kişisiz dışsallık tarafından dondurulduğu noktaya çileci bir şekilde ulaşmaktır.  

Alain Badiou

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 127,30    127,30   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat