Her şey hep bir sorgulamayla başlamıştı.Bu felsefe öğrenimine başlarken, öncelikle ‘kendine amaçlı' istekle bu seçimini yapmıştı. Çünkü kendisini önce bir arayışın, sonra bir değişimin eşiğinde bulduğundan, gerçekten de öncelikle kendisinin araştırmalara girmesi biçiminde başlamış ve araştırmaları derinleştikçe her gününün büyük bir bölümünü araştırmalarına ayırdığından mesleki olarak da buna yönelmeye karar vermişti. Her şeyden önce üzerinde yaşanılan dünyanın, insanların var olma nedeninin ve farklılıklar üzerine kafa yoruyordu. Doğumdan ölüme kadar insan ömrünü
‘Tüm bu geçiş anının bir anlamı olmalı' diye sık sık kendi kendine sorarak düşünüyordu. ‘Bu zaman parçasının mutlaka bir değeri ve anlamı olmalı. Eğer insanın doğumundan ölümüne kadar geçen zaman bölümünün bir anlamı ve değerlendirmesi olmasa, insanlar arasındaki her alanda bariz bir şekilde görülen ve yaşanılan eşit olmayan farklılıkların ne ifade ettiği de anlaşılmazdı. Her materi gibi, her olgu gibi, her atom gibi insan da her yönden farklı farklı. Renginden, dilinden, düşüncesinden, inanç sisteminden ta fizik ve biyolojik alanlarına kadar farklılıklarla bürülü. Ama bunca farklılıklar arasında bile bir denge mutlaka var. Evrende sadece dünyayı düşününce bile, bilimin ölçümlerini verdiği dengeye şaşmamak ve hayran kalmamak elde değil.'
Bu felsefe yolculuğunda ‘Burada tüm inançsızlıklar geride bırakılmalı / Tüm korkaklıklar burada ölmeli' diye Dante'den hatırladığı iki dize, âdeta her yerde kulaklarında uğulduyordu. Ulaşılması amaç edinilen bir en doruk nokta... Önce ne, nasıl, neden ve nerede diye araştırırken; artık ne olduğunu anladığına, bulduğuna inandığı o en doruk noktaya aşkla gidiyordu.
Her şey hep bir sorgulamayla başlamıştı.Bu felsefe öğrenimine başlarken, öncelikle ‘kendine amaçlı' istekle bu seçimini yapmıştı. Çünkü kendisini önce bir arayışın, sonra bir değişimin eşiğinde bulduğundan, gerçekten de öncelikle kendisinin araştırmalara girmesi biçiminde başlamış ve araştırmaları derinleştikçe her gününün büyük bir bölümünü araştırmalarına ayırdığından mesleki olarak da buna yönelmeye karar vermişti. Her şeyden önce üzerinde yaşanılan dünyanın, insanların var olma nedeninin ve farklılıklar üzerine kafa yoruyordu. Doğumdan ölüme kadar insan ömrünü
‘Tüm bu geçiş anının bir anlamı olmalı' diye sık sık kendi kendine sorarak düşünüyordu. ‘Bu zaman parçasının mutlaka bir değeri ve anlamı olmalı. Eğer insanın doğumundan ölümüne kadar geçen zaman bölümünün bir anlamı ve değerlendirmesi olmasa, insanlar arasındaki her alanda bariz bir şekilde görülen ve yaşanılan eşit olmayan farklılıkların ne ifade ettiği de anlaşılmazdı. Her materi gibi, her olgu gibi, her atom gibi insan da her yönden farklı farklı. Renginden, dilinden, düşüncesinden, inanç sisteminden ta fizik ve biyolojik alanlarına kadar farklılıklarla bürülü. Ama bunca farklılıklar arasında bile bir denge mutlaka var. Evrende sadece dünyayı düşününce bile, bilimin ölçümlerini verdiği dengeye şaşmamak ve hayran kalmamak elde değil.'
Bu felsefe yolculuğunda ‘Burada tüm inançsızlıklar geride bırakılmalı / Tüm korkaklıklar burada ölmeli' diye Dante'den hatırladığı iki dize, âdeta her yerde kulaklarında uğulduyordu. Ulaşılması amaç edinilen bir en doruk nokta... Önce ne, nasıl, neden ve nerede diye araştırırken; artık ne olduğunu anladığına, bulduğuna inandığı o en doruk noktaya aşkla gidiyordu.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 96,90 | 96,90 |